Dijitallesen Hayatta İslami Hareketin Ontolojisi?

Özellikle 1990 sonrasi hizla bir dijitallesme yasandi dünyamizda...
Dijitallesen Hayatta İslami Hareketin Ontolojisi?
Hasan DÜNDAR
Hasan DÜNDAR
Eklenme Tarihi : 25.09.2021
Okunma Sayısı : 2976

Özellikle 1990 sonrasi hizla bir dijitallesme yasandi dünyamizda.Bilgisayar teknolojisinde mekanik ve elektronik olarak yapisal degisimlerden ziyade bilgisayar yazilim ve bunlarla beraber tasarim tahayyül ve algoritmik yazilimlar artikça artti.Simdi elinizdeki bu yaziyi okudugunuz telefon yada Ipode cihazi daha önceleri kullandigimiz ve birçogu simdi tarihsel müzede yerini alan yaklasik 32 cihazin isini görüp onlarin yerine kullanilmaktadir. Düsünün daktilo, facit hesap makinasi,ve fotograf makinasi bir cihazda toplanacak ve kullanilacak deseydik mutlaka bizi psikiyatriste götürmek isteyeceklerdi belki.Sunun surasinda otuz yil bile geçmis degilki biz olmaz diye düsünülen bu total cihazi telefon olarak kullaniyoruz.

Özgünlükten ziyade mücadele ve mücahede anlayislarini bulunduklari ülkelerin yani cografyalarinin veya içerisinde yasadiklari kavim, asiret, topluluk, kitle, camia, cemaat, ve cemiyetlerin geleneksel miraslarindan ziyade Islami hükümet yada iktidarlarin kuruldugu söylenen ülke ve halklarinin gelenek, mezhep,yasayis ile düsünüs biçimine uygun ve sadik olarak kurgulayan insanlar ve yapilar kopyala ve yapistir sistemi ile yol almaya çalisirlarken dijitallesen ve bu sayede küresellesirken kocaman bir köy (mahalle) haline gelmis dünyamizda hala ilkel usuller ile mücadele marslari bestelemeye çalisiyorlar…(1) Mülteci düsünceler ile yerliligi ve yerindeligi iskalayanlar sürekli saatlerini diger ülke baskentlerine göre ayarladiklari için bir türlü kendilerine gelemiyorlar.Tatli rüyalarin esiri olanlarimiz toz pembe rüyalarda gördüklerini bize gerçekmis gibi inandirmaya çalisiyorlar…             

Matbaa yasak ve matbaada basilan kitaplari okumak günahtir anlayisi  bize simdilerde garib geliyor. ilk olarak yedinci yüzyilda Çin’de tahta kaliplarla baslayan baski isi  1445 yillarinda J.Gutenberg tarafinda su anki matbaa  haline getirilip 1455 te baskilar alinmaya baslamistir. Batidada ülkemizdede matbaalarda  ilk kutsal kitaplarin basiminin yapildigi bu düzenek Osmanli’ya ise yaklasik 300 yil sonra 1729 yillarinda Ibrahim Müteferrika tarafinda kuruldu.Kurulan bu matbaada basilan kitaplar dönemin seyhülislaminin görevlendirdigi en yüksek ilim adamlari ve mesayihlar tarafindan kontrol edildikten sonra dagitilabiliyordu. Bilgi ne kadar serbest ve özgür ise onu tekellestirip istibdatini devam ettirmek isteyenlerde o kadar rahatsiz oluyorlar ; Daha siddetli yasaklar getirmeye çalisiyorlardi.Tabi serbest olan bilgi,  her zaman ve zeminde dogruluk ve haklilik kriterine sahip olamiyordu. Haber olarak dagitimi yapilan bu bilgiler ise farkli mecralara yol açabiliyordu. Hocanin keçisi çalinirken, bu olay hoca keçi çaldi olarak verilebiliyordu basili dönemlerde. Simdi ise bilgi,  dijitallesen dünyada sanal dünya denilen birçok mecrada  hizla yayildigi gibi, çig  gibide önüne kattigi herseyi yok edebiliyor. Tabi olayin hep bu kötü tarafindan bakmak hem dogru olmadigi gibi büyükte haksizlik olacaktir. Bu noktada gelismislik ve buna paralel bir modernite ile modernizmin ayiriminida varmak gerekir. Çünkü her aletin üretilme zihin kodlari bize ve bizim dünyamiza ait olmayabilir. Bugün üretilen her alet  adavat ve malzeme; üretilenlerin zihin yapisi dogrultusunda kapitalizmin emrine verilerek beyaz adamin ideolojisinin daha yerlesik bir hal almasi için vede sömürgeciligin yeni dünyada devamini saglamaktadir.(2)            

Islam dinini ideolijlestiren siyasi yada sosyal hareketler(3); Içerisinde bulunduklari dönem itibari ile diger dini yada pagan düsünce ve inanistaki sosyal siyasal yada diger dini hareketler ile benzerlikler gösterebiliyorlar.(4) Varlik olarak zamanin ruhundan kopuk olarak geçmiste yasayan veya ömrünü geçmise hayranlikla geçirenler hayal aleminden çikamayip tükendiklerini farkina bile varamiyorlar. Sol devrimcilerin 68 kusagi olarak bir söylemi vardi:”profesyonel devrimcilik”. Yeni dönem islamcilarinin da Nurculugun vakif adam söylemi tarzinda “dava adami” söylemi benzer bir yaklasimdir. Zamanimizda tek yola bir türlü sigdirilamayan DEVRIM gibi; Islamcilik da idealindeki sonuca varsa bile “seriat gelecek vahset bitecek” sloganinda oldugu gibi, bitecegini söyledigi vahset sahnelerine sebep olmaktadir. (5) Günümüz göç güzergahina bakacak olursak bütün göçlerin batiya dogru oldugunu esefle görüyoruz. Bati yani kadim düsüncemize göre tu kaka ve bütün kötülüklerin anasi.Ama nedense insanca bir yasam garantisi, insan haklari, hukukun üstünlügü daha dogrusu adeta kurtulus mekani olarak tercih ediliyor. Dogudan batiya göç, kisacasi haktan batila dogru bir akis…(6) Halbuki güya hakkin hakim oldugu söylenen beldelerde en basta korunmasi geren,(7) Insanlarin can, mal, nesil, din-inanç-fikir, akil emniyetlerinin olmadigi, olmayacagi, endisesi ile yollara düsmektedirler…               

18. yüzyilin baslarinda Osmanli’da elle yazma eserlerin üretiminde çalisan yaklasik 80.000 katip matbaanin gelmesi ile issiz kalmistir. Matbanin gelmesiyle çikan isyanlar ile padisahlar degistirilmistir. Gençligimizde sadece bir mahallede dagitabildigimiz ve  teksir makinalari ile bastigimiz örgütsel bildirilerin üzerinde bir ömür geçmemis iken simdilerde ilkokul çocuklari bile kendilerinden binlerce km uzaktaki birilerinin twiti ile ilgilenebilmektedir. Teblig, davet, cemaat, kitlelesime ve cihad dizini içinde devleti ele geçirme, devlete sahip olma yada devlet kurma yada bunun metodolojisi olarak partili yada partisiz, örgütlü yada örgütsüz, silahli veya silahsiz  kisacasi illegal yada legal biçimlerde isi kotarmak artik kimsenin ama hiç kimsenin umurunda degil…Insanlar artik vaazci söylemden biktigi kadar belkide hiçbirseyden bikmamistir. Buyurgan, müstagni, amelsiz,ve maliyetsiz olan vede asla elestirilmeyen bir monark liderlik tipiyle olusturulan yapilarin toplumsal karsiligi artik tamamen bir nefretsel öfkeye dönüsmüstür. Islamifobia sadece müslüman kimlige bir bakis açisinin sonucu bir ötekilestirmeden çok Müslümanca olmayan islamci kimliklerinde neden oldugu bir durumdur. Öyle tahmin ediyorumki kutsal bilinen birçok beldede gözbebegimiz zannettigimiz çogu hareket ve partilerde insanlarin gözünden düsecek ve yönetimden uzaklastirilacak sekilde seçimi kaybedeceklerdir. Dijitallesen hayat elindeki telefon cihazinin tusuna artik kapkalin okuma gözlüklerinin arkasindan zorla tus arayan bir sürü islamci lideri, dava adamini ve teskilat mensubunu maalesef el yazma katiplerinin issiz kaldigi gibi issiz birakacaktir. Gözlük yerine lens kullanan uyaniklarda bundan vereste degillerdir…               

Varlik nedeni ortadan kaldirilan birsey niçin varolsunki ? Simdiye kadar mücadele,  mücadele, diye, diye gelinen noktada keseye kasaya nisaya yenik bir profesyonel islamci tip olusturup onunla hayali müsabakalar yaparak sizi hayali bir seyirden mahrum birakacagim belki.Yani islamci mahalleden olmayanlarin mücahit müteahit müsait nakaratlarini tekrarlamayacagim.” Fakat arkadaslar (kardeslerim demek istiyorum) geldigimiz bu noktada dava bizden özverili samimi çalismalar bekliyor.Ya gülmeyin lütfen…Teskilat çalismalarimiz sohbet halkalari olarak diz dize devam edecek... Ders halkalarinda okunacak dökümanlar az sayida bastirilan kitaplar olarak elinize ulastirilacak…Herkesin beslendigi bir halkasi oldugu gibi besleyecegi birçok halkasi olacak…Teskilat isleyisimizde ”sir” vazgeçilmezimizdir… Teskilat semasinin isleyisi ve akisi asla üçüncü sahislarca bilinmeyecektir…Hatta esiniz sizin, sizde esinizin teskilat durumuyla ilgilenmeyeceksiniz…”  gibi karar ve tamimlerle kurulan cemaatlerin üzerinden on yillar geçti. Niyazice degilsede babasinin kesesine bir sürü insanimiz hapislerde yatti. Çünkü hapis yatmanin Dava adina ücreti rizai bari olacak iken karsiligini kimden biat olarak bekleyeceklerdir acaba ?  Gaye devletin bütün istihbarat birimlerince bilinen transparan iliskilerin yandaslarca bilinmemesiydi.(8)  Simdi ne oldu peki ? Geçmisin istihbarat birimlerince en mahrem ayrintisi bile bilinen illegal cemaatlerin yerini sözüm ona legal çesitleri yani modern cemaatleri STK’lar kuruldu. Kimse bunu ihbar kabul etmemeli, çünkü herseyin “mis” gibi isledigi ve eskimez cemaatlerden tek farki “tabela” olan bu yapilar ve yapi taslari olan dava adamlari ile bu yeni tür olusumlar dijitallesen hayatta Watsapp,Telegram, Bip,v.b mesajlasma gurublari yine pandemi  süreci ilede iyice hakli gibi duran Zoom, Google  Meet v.b internet üzeri sanalda yapilan toplantilari pek sevdiler Peki sir nerde kaldi? Örgütlülük nerde kaldi?Cemaat ne yana düser?.

Basta neo selefi kisilerin izlenenin çoklugu ile övündügü kisa fragman türü görüntülü vaazlerin yaninda Facebook yada YouTube kanallarinda sohbet halkalari ve dersler girla gitmektedir…IQ den ziyade duygusal zekasi önde olanlarin etkilenecegi bilimden ve ilimden yoksun hikayesel anlatimlar ile seyirci toplanilmaktadir. Müthis bir popülizm ile türübinlere yapilan seslenisler ile hep dedelerimizin bir oturusta bir kuzuyu nasil yedikleri bize yutturulmaya çalisilmaktadir…(9) Belki dogrudur bir insan, insan üstü bir tarz ile 10-15 kg eti bir oturusta yiyebilir. Ama o kadar eski söylemleri soguk savas döneminin eseri olan argümanlari ile yeni bir dünya insaa edecek ve islaha vesile olacak hiçbir emare tasimamaktadir. Çünkü eski ile yeni olmazzzz… Dogrudur köz eski kütükte kalir.Ama o köz firavuna giden Hz.Musa’nin gördügü köz(isik) olmali.Mücadele… Neden? Niçin? Kime karsi? Kiminle? Ne zaman? Nerede? Nasil?…Varlik sebebi ortadan kalkmis yada kaldirilmis birseyin varligi olmaz…          

“28 Subat’tan sonra Islamcilarin bir kismi Islamciligi ya da radikalligi -aslinda bunun adi “samimi veya ihlasli Müslümanlik” olabilirdi ya da geçmis asil kültürü ve birikimi referans kabul etme durumu- birakip sosyal demokrat ya da liberal demokrat oldular. Postmodern darbe sonrasi olusan epistemolojik kirilma, beraberinde ontolojik güvensizligi ve savrulmayi meydana getirmistir. Ne yazik ki Müslümanlar, Müslüman görünürlüklerini minimum seviyeye indirip renk degistirmeyi tercih ettiler. Liberal söylemler ve çogulculuk, uzlasma, evrensel insan haklari gibi kavramlar kullanilarak yeni bir dil gelistirildi. Bu degisim, her alanda kendini hissettirdi. 1995’li yillarda okunan Islamî içerikli yayinlar, yerini popüler yayinlara terk etti. Islamî içerige sahip olan yayinlar, kitapevlerinin en ücra köselerine itildi. Bunlarin yerini vitrinleri süsleyen popüler yayinlar aldi.(10).Evlerimizdeki kitapliklarin ve vitrinlerin durumunuda herbirimiz ayri ayri bilmekteyiz.Artik okuma guruplarinda “dört terim” yada “yoldaki isaretlerin” yerine “Homo Sapiens” ve “Zerdüst böyle buyurdu” kitaplari okunuyor… Okunmasin demiyoruz ama bu ayarsizlik sonucu iyi bir gidisle sonuçlanmiyor… Çünkü dünün basörtüsü mücadelesi veren islamcilarin kizlari ve gelinleri simdi basörtüsüz ve gayri Islami bir hal içinde ve bohem bir hayati yasiyor .Islamciligi kimseye kaptirmayan  onlarca bestseller kitabi olan islamci yazarlarimizin internet fenomeni olan çocuklarinin çogu namaz kilmadigi gibi  Facebook, Instagram,Watsapp durum,Facebook v.b hesaplarindaki paylasimlarina baktiginizda gözlerinize inanmayacaksiniz. Ayrica tüccar ve esnaflarimizla birlikte hepimizin  banka hesaplari, krediler, faiz ise günlük hayatimizin kaçinilmaz bir parçasi artik.        

Dijitallesen hayatta Islami hareketin ontolojik olarak varolmayacagini söylemek gibi bir niyetim yok elbette. Islamcilik öldü diyenlerde asla inanmayin. Çünkü ben hala bir islamciyim…Bu dinin sahibi baki olan Allah ise bu dine hizmette baki olacaktir elbette… (11) Magara insanlarinin uyandiktan sonra iase temini için kullanmak istedikleri paranin o zamanda geçerliligi yoktu, bu zamanda geçerliligi olmaz. Moderniteye uygun modernizmin ruhuna esir olmadan dijitallesen hayatta ogluna kizina evladina telefon cihazi yada ipode veya bilgisayar almayarak, yasaklayarak bir yere varamayiz. Ben PDF yada tablette yazi, kitap okuyamiyorum lakirdilariyla kendimizi kandirmaya çalisirken çocuklarimizin yaptigi Hz. Nuh’un oglu misali sanal paylasimlariyla Islami hareketi varedemedigimiz gibi sürdüremeyizde…(12) Evet bilgisayar ilk çiktiginda da ayni matbaada oldugu gibi yasaklama temayülle bilgisayar ile yapilan kuran çalismalari ve arastirmalarinin dogru, helal ve mübah olup olmadigi Islam alimlerince fetvaya baglandiktan sonra kullanilmaya baslanmistir.(13). Matbanin yasak olusunun zihin yapisi hastalikli despotik bir kafa yapisinin eseridir.   Simdi o fetva alinan bilgisayarin onlarca kati kapasitedeki cihazlar yasi onbes civarindaki gençlerimizin elindedir. Eskiden çikan dergileri boykot edenler, kitaplarin okunmamasi için karar alanlar, yazilan yazilarin faturasini kol bacak kirip,göz morartacak sekilde tahsil edenlerin kulaklari çinlasin… Simdilerde hiçbir yasak yok, emperyalistlerin Emperyal planlarina ilismedikçe… Çünkü ülke sinirlari artik yok hükmüne getirildi adeta. Dünyayi artik Emperyal sirketler yönetiyor ve bunlarin hepsi dijital… Bu dijital hayatin kurucu yasalari o kadar güçlüki dünyanin en güçlü ülkesinin en güçlü liderinin sanal hesabina kisitlama yapabilmektedir.(14) Varin gerisini siz düsünün…Ama bizim sloganlarimiz baki…Tekbirrrr…Vesselam…

D I P N O T L A R :

(1) Karsiligi-Mehmet Bekaroglu-Siyasetin Sonu-Elips yay.Ankara-2007-sh-102-103

Bakiniz: Zeki SAVAS-Ortak Payda-Özedönüs yay.2.baski.2008-sh-141-147

(2) Ümit AKTAS-Güç metafiziginden,”Güç metafizigine”-Yetkin Düsünce dergisi-yil-2-sayi-8-2019-sh-69

(3) Mümtazer Türköne-Siyasi ideoloji olarak Islamciligin dogusu-Iletisim yay-1991-ist

(4) Ismail KARA-Islamcilarin siyasi görüsleri-Iz Yay.ist.1994-sh -7

(5) Fuad Zekeriya-Çagdas Islamci harekette Hakikat ve Hayal-Kapi Yay-ist.2007-sh-51

(6) Mustafa Islamoglu-Islami Dirilis hareketleri-Düsün yay.ist.2013.sh.64-65 karsiligi

(7) M.Besir Eryarsoy-Islami hareketler ve problemleri-Buruç Yay.ist.1995-sh-7

(8) Aytunç ERKIN-Fethullah Hocanin sifreleri- Kaynak yay.ist.2005.sh-88-89

(9XXX)Ahmet KELES-Ölü dogan ideoloji,Islamcilik-Yetkin düsünce dergisi-yil-2 sayi-8-2019-sh30

(10)https://www.fikircografyasi.com/index.php/makale/28-subat-ile-kirilan-epistemoloji-sarsilan-ontoloji-Doç.DR.Ahmet DAG/ulasim. 03.03.2021

(11) Ahmet Keles-A.g.d.Makale -sh-48

(12) Mustafa Islamoglu-Ne Yapmali-Düsün yay.9.basi.ist.2004-  Sh-120

(13) Ali Seriati-Kurana Bakis- Fecr yay.Ankara 2013 sh.70

(14) Seçimi kaybeden ABD baskaniTRUMP’in sanal hesaplari maksadini asan yayinlar yaptigi gerekçesiyle  donduruldu.

 

YORUMLAR
Sabri Akin
26.9.2021 13:18

Dijitallesen dünya bir köy haline gelmislikten bahsederek halen yerellikten bahsetmek ciddi bir çeliskidir.

Dr. Baki Dogan
26.9.2021 13:17

Allahuekberrrrr.

Ertugrul YAZICI
26.9.2021 13:17

Tesekkürler Hasan kardesim. Yukaridaki yazi her alanda geçerli. Ne önceki yapilanmalar, ne de günümüzde kosullarin bizi yönlendirdigi yeniden insa çabalari.Tabiri caizse Kentsel dönüsümü kurgulayanlar yeni sehirlesme ve mimariyi önümüze koyuyor. Zamanin ve mekanin, kapitalizme mahkum hakim ikliminin disina ruhen ve bedenen çikip kalan kisa ömrümüzü asan mimar duruslarin ihtiyacimiz var.

Saim Orhan
26.9.2021 13:16

Tesekkür ediyorum, faydalandik.. Özür dileyerek, ancak; bütün yazilarinda oldugu gibi, bunda da okuyucuyu zorlayan ve anlasilmasini zorlastiran çok uzun cümleler olusturmussun. Bir cümle yetmisbes kelimeden olusursa ,ayni cümlede yedi kez “ve” kullanilirsa, benim gibi yaslilar basi ile sonu arasindaki bagi unutuveriyor. (Gençler ne zaman anlayacak biz gibileri!🤔) Selam ve dua ile...

Mehmet Gürbüz (Çilesiz)
26.9.2021 13:14

Uzun zamandir yemedigim sevdigim yemek tadinda bir yazi okudum. Yazi akademik bir arastirma ve güzel bir tahlili içinde barindiriyor. Çok güzel yorumlanip okuyucuya sunulmus. Ziyafet tadinda bir yazi. Yazarin eline saglik.

Selahaddin kürün
26.9.2021 01:00
Tesekkür ederiz. Akan yerici öz elestiri akiskan zamk gibi. Ne çok hayal kurup kibirle ne çok birsey sanilmis. Havanda su dövülürken. Neden secde neden allahuekber anlasilmadan.

YENİ YORUM YAP
güvenlik Kodu
EDİTÖRDEN
Bizimle sosyal ağlarda bağlantı kurun!