Deizmi Kim Popüler Kildi

Ülkemizde gündemi uzunca süre mesgul eden bir konuydu deizm ve sanki uzunca bir sürede mesgul edecek gibi görünüyor...
Deizmi Kim Popüler Kildi
Dr. Murat AYHAN
Dr. Murat AYHAN
Eklenme Tarihi : 28.09.2021
Okunma Sayısı : 1455

Ülkemizde gündemi uzunca süre mesgul eden bir konuydu deizm ve sanki uzunca bir sürede mesgul edecek gibi görünüyor. Peki, Deizm bu popülerlige nasil ulasti. Bunun cevabini bulmak için deizmin ortaya çiktigi sartlari ve ortaya çiktigi cografyayi ele almamiz lazim. Bundan ötürü kisa bir Avrupa bilim tarihine aklin öncelenip dinin arka plana itilmesi serüvenine göz atmamiz gerektigi kanaatindeyim. 15. Yüzyilda Avrupa da bilim tanri için yapiliyordu. Birçok bilim insani tek tanri inancina sahipti. Bilimin tanrinin güzelliklerini ortaya çikarmak için bir araç olarak kullanilmasi gerektigini savunuyordu bilim adamlarinin çogu kiliseden onay aldiktan sonra görüslerini beyan edebiliyorlardi. Bu tarihte ve daha öncesinde bilim ile ugrasanlarin büyük bölümü soylular ve papaz okulundan yetismis bilim insanlarindan olusuyordu. Bu insanlarin çogu da bilimin var olana isim koymak gibi önemli bir görev üstlendigini beyan ediyorlardi. Varolusçu yaklasim sergilemeleri kiliseden korktuklari için miydi yoksa gerçek düsünceler bu muydu klasik sosyal teoride bu olgu baya bir tartisma konusu oldu. Bilinen bir gerçek vardi ama bilim tanri ya hizmet için yapiliyordu. Kilisenin artan baskilari yapilan bilimsel çalismalara vurulan ketler ortaya atilan düsünceleri kisitlamalar tabiri caizse bilime ayar çekme islemleri ters tepti. Kilisenin tanrinin yeryüzündeki temsilcisi gibi hareket etmesi kanun koyucu olarak toplumsal sosyal, bilissel, akademik her alanda son söz söyleyici otorite olmasi tepki olarak reForm ve rönesans hareketlerinin ortaya çikmasini sagladi. Kritik esik asilmisti artik korkunun hükümdarligi yenilgiye ugramisti bu bilim çevrelerini de etkiledi. Çemberin merkezinde tanri için yapilan bilimsel çalismalar artik çembere teget olarak yapilmaya hatta 17. Yüzyilda bu çalismalarin çemberin çok uzaginda yapilmaya baslandigi söylenmeye baslandi. Bu duruma “Tanri tatile” çikti diye özel isimlendirmeler yapildi. Herkes tanri saat modelini konusuyordu. Tanri evreni yaratti ama artik hiçbir müdahalede bulunmuyor tatilde sadece insanligi ve evreni izlemekle yetiniyor. Bunun bu hali almasinda aslinda kilisenin kendini tanrinin yerine koymasi çok etkili oldu. Kilisenin bu tutumu ortaçag karanligini ve sonrasinda her alanda basarisizligi beraberinde getirdi.Kilise Karanligini aydinlatan ise düsünce serbestligi oldu. Durum tersine dönmüstü bu konjonktür deizmin dogmasinda etkili oldu. Toplumsal hafiza artik bir seyleri seçmek zorundaydi ya tamamen geçmise ket vurup gelecegin kollarina kendini birakacakti ya da geçmisin aliskanliklarinin rengini tonu degistirip yola devam edecekti. Tam bu esnada deizm can simidi oldu. Deizm ne kilisenin dedigim dedik söylemini benimsendi ne de toplumun degisim naralarina kayitsiz kalip kendi toplumundan tamamen kopabildi. Çünkü toplumsal refleksler bunu gerektiriyordu. Tamamen geçmisini reddetmesi ciddi tepkiler almasina neden olacakti ayni zamanda gelecegi yakalamasi için de reFormistlere kulak vermesi gerekiyordu. Aslinda Avrupali için Deizm gelenek ile modernitenin sulhu niteligindeydi. Ülkemizde gençlerin psikolojik refleksleri de tam da buna benziyor. Dijital çagda gözlerini dünyaya açmis olan gençlerin dünyayi yorumlamasi bir önceki kusaklardan çok farklilik arz ediyor. Gençler, ailelerini ve toplumu tamamen karsisina almamak için ben Allaha inaniyorum kalkanini kullaniyorlar ama kendinden büyük orta yas ve üstlerinin dini yorumlamasi, yasamasinin sekilden ibaret din anlayisina karsida tepkilerini de göstermekten de kendilerini ali koyamiyorlar. Gençlerin tepkisi aslinda içimizdeki kilise mantalitesinde olan din saticilarina, din istismarcilarina karsi psikolojik bir refleks. Gençlerin itikadi olarak deizme yöneldiklerini düsünmüyorum bence psikososyal tepkilerinden ötürü bu sekilde davraniyorlar. Gençler hakki ile Islami yasayan üstün ahlak sahibi söyledikleri ile yasadiklari ayni olan sahsiyetler görseler inanin dinin güzelliklerini fark edip yasayacaklar. Gençlerin psikolojilerini anlamamiz açisindan sizlerle durumu en güzel sekilde anlatan bir olayi paylasip konuyu sizlerin takdirlerine birakacagim. Ülkemizde her yil yapilan liselere giris sinavinda derece yapmis iyi bir fen lisesine yerlesmis bir ögrencimle konustum. Öncelikle sunu belirtmek isterim kötü emsal timsal degildir ve bir kisinin yaptigi bir eylemin o düsünceye sahip tüm herkese mal edilmemesi gerektigini ifade etmek isterim. Fakat soyut düsünce yetenegi gelismemis somut göstergelerle ögrenen ergen bireylere egitim verdigimiz gerçeginin de altini çizmek isterim bundan ötürü gençlere en iyi yapacagimiz sey iyi bir rol model olmak. Konuyu uzatmayayim ögrencim bana deist oldugunu söyledi. Neden diye sordugumda bir örnekle anlatayim dedi. Okul müdürümüz abdestinde namazinda bir adam ama paçalarini sivayip koridorda terlikleri ile sak sak tak tak gidip abdestini aliyor öylece mescide gidip namaz kiliyor sonrasinda hep ahlaktan dinden bahsediyor ama adam kayirmaya geldiginde en alasini yapiyor, bizi hiç dinlemiyor sadece kendisi konusup bizi bunaltiyor. Tek derdi üst yöneticilere yaranmak biz umurunda degiliz hani biz bu ülkenin gelecegi idik, hani biz bu dini yasatacak neslin erleri idik ama biz kimsenin umurunda degiliz. Herkes sadece ve sadece kendini düsünüp din satiyor. Iste 15 yasinda fen lisesi 10. Sinif ögrencisi bir kizimizin neden deistsin sorusuna verdigi örnek. Acaba onlar mi deizme yöneldi? Yoksa bizler mi deizme ittik gençleri. Sizce…

(Bu yazida yer alan fikirler yazara aittir. Hikmet Akademisi’nin bakis açisini yansitmayabilir.)

YORUMLAR
HALIME AYKAÇ
13.7.2022 13:21

Sevgili Yigit, güzel fikirlerin için tesekkür ederim. Iletisimsizlik, insanligin en temel sorunu ve sorunlarinin kaynagi. Buna deginmis olman oldukça dogru. Ve egitilebilir insanin egitime bu kadar kapali olusu da ayri bsr yara. Seni destekliyor ve aydinlik bir gelecek diliyorum.

Yigit Kaan Akdeniz
10.7.2022 16:18

Dogrusunu söylemek gerekirse büyüklerin rehberliginde yetisen gençlik ileriki yillarda onlarin yerini alacak. Bu düsünce nesiller boyunca aktarildi ve günümüze kadar geldi fakat günümüze baktigimizda yapilan rehberligin artik eskisi gibi isleyemedigi aksine çatirtilarin hatta kirilmalarin yasandigini görmekteyiz. Bu baglamda gençlerimiz kendi göbegini kendi kesme karari alarak büyüklerin yapamadigini yapma gayreti göstermeye basladi. Buraya kadar Sayin Murat Hocanin vurguladiklarini söylemis oldum lakin ekleme yapmak isterim. Günümüzde ebeveynlerin eskisi gibi çocuklariyla ilgilenmiyor olusu aslinda bizi bu noktaya getirdi. Gençlerin Deizme tutunmasindaki yegane sebep bana kalirsa bu. Düsünün sizi dinlemeyen, fikirlerinize saygi duymayan hatta birakin fikir beyan edip sizi dinlemelerini düsünmenize bile izin vermeyen aile ortamlari var. Yasitlarim ve yakin yaslardaki arkadaslarimla konustugum zaman ki özellikle kizlarla konusuldugunda bu durum daha da içler acisi hâlle geliyor. Aslinda genel olarak büyük bir iletisimsizlik söz konusu. Ayni evde olunmasina ragmen iki kelâm edilemiyor. Bir arkadasimla konustugumda bana derdini anlatmisti ve kendince çözüm yollari ürettigini söylemisti ve bunlari bana sunmustu. Baktigimda aslinda gayet makul yöntemlerdi lakin ailesinden defalarca yakiniyordu. Ona gidip ailesiyle bu durumu konusmasini ve ortak bir paydada bulusmalarini önerdim. Çocuk defalarca konusmaya çalisti lakin ailenin tavri yüksek sesle reddetme, zaten bize layik degilsin, beceremezsin gibi ithamlarla karsilasti. Böyle olunca da çocuk kendini çikmazda hissetti ve bir dönem kendini tamamen sosyal ortamdan izole etti. Ebeveynlerimiz konusurken aslinda düsünmüyorlar. Lafin nereye gidecegi ve neye dokunacagi gibi sualleri kendilerine sormuyorlar. Bana kalirsa ülkemizde yeterince yogunlukta bulunan bu ebeveynlere kitlesel seminerler ve çocuklarla, gençlerle nasil iletisim kurmalari gerektigi konusunda egitimler verilmesi gerekmekte. Bu egitim illa ki fiziksel bir ortamda yani bir binanin içinde saatlerce verilmesine gerek yok. Geçirdigimiz Covid-19 salgininin bize kattigi en büyük güzellik uzaktan egitim. Kisa ve fazla bilgiye bogmadan günde 1 saatlik egitim videolari hazirlanilabilir. Bu durumu yadsiyamayiz. Ivedilikle çözülen iletisimsizlik sorunu beraberinde pek çok toplumsal sorunu da ortadan kaldiracaktir. Gerek bosanmalarin, gerek egitimdeki basarisizliklarin, gerekse konumuz olan gençler arasindaki deizm artisi bu baglamda ortadan kalkacak. En kötü ihtimalle minimal seviyeye inecektir. Ben de 18 yasinda bir genç olarak durumun vahimligini dile getirmek ve kendimce çözüm önerilerinde bulunmak istedim. Umarim yorumum farkli bir bakis açisi sunabilmistir. Bunun disinda Sayin Murat Ayhan Hocamiza da en içten tesekkürlerimi sunuyorum. Böyle önemli bir toplumsal konuya parmak basmasi beni oldukça mutlu etti. Herkesin esenle kalmasi dilegiyle iyi günler.

Mehmet Ipekçi
4.10.2021 15:38

güzel bir yazi din psikolojisine yönelmemiz gerektigini ve geçlere yaklasimimizin iyi olmasi gerektigini özetlemis

Engin Ayhan
29.9.2021 22:29

Ergenler bize bakarak tercihlerini yapiyor ve bizlerde dostdogru yasamadigimiz için dünyevi menfaatleri herseyin önünde tutariz...sonuç ortada...ya göründügün Gibi ol, ya oldugun gibi görün...

YENİ YORUM YAP
güvenlik Kodu
EDİTÖRDEN
Bizimle sosyal ağlarda bağlantı kurun!