Zikri Ile Insan-2

Bir önceki yazimizda zikrin ne olduguna yönelik sorulara Kur'an isiginda cevaplar aramistik...
Zikri Ile Insan-2
Ali YALÇIN
Ali YALÇIN
Eklenme Tarihi : 3.02.2022
Okunma Sayısı : 694

Bir önceki yazimizda zikrin ne olduguna yönelik sorulara Kur’an isiginda cevaplar aramistik. Zikrin indirilen Kur’an oldugu, muhafaza edilecegi,   teblig edilen Risalet’in Kur’an’in zikri ile sekillendigi ayetlerden görülmüstü. Hakeza, zikirden yüz çevirmenin ayetlerden ve hikmetli zikirden uzaklasma seklinde tanimlandigi, zikrin görülecek   boyutu üzerinden varligi, körlesmenin buna engel olduguna ayetlerden örnekler verilmisti. Mevcut zikrin daha öncekilerin de zikri oldugu yani daha önce gelen elçilerin bu zikirden baska bir kaynaktan mesaj aktarmadiklarina vurgu yapilmisti. Zikrin unutulmasindan,   Kur’an ile aralarindaki mesafenin açilmasinin anlasilacagi , Allah’tan indirilen zikre uymak gerektigi, zikirden uzaklasanlarin yani Kur’an’dan uzaklasanlarin apaçik sapikliklara düsecekleri , zikirden yüz çevirenlere baska kaynaklara yöneltme seklinde veya dogrudan seytanin vahyine maruz kalma seklinde nurdan uzaklasma süreçlerinin baslayacagi, artik böylelerinin seytandan/seytanlardan  kimi saptirici arkadaslari olacagina uzun uzadiya deginilmisti.         

Bu yazida da zikrin en temelde Kur’an ile uyumlu olmasi gibi, yaratilis ile de uyumlu olmasi tarafina deginilecektir. 

Zikri ile insanin; furkan özelligi bulunan, hakikatler toplami, kerim, serefli, tezkire, huda, sifa, beyan, müjde, delil, nur  …  olan Kur’an ile tezada düsmemesi gerekmektedir. Meleklerden farkli yaratilan ve halife kilinan insanin zikrinin kendiliginden Kur’an olmasi kaçinilmaz olmaktadir. Bu demektir ki insan Kur’an’dan çeliskili hallere de sürüklenmemelidir. Hele kimi ritüeller üzerinden olan çeliskiler daha da bariz tehlikeler içermektedir. Çünkü zikirden uzak düsen insana musallat olan seytandan dostlar en çok da Allah ile aldatmayi yol edinmislerdir.          

Yaratilisinin üzerine insa edildigi fitrat ile uyumlu olmak disinda bir zorlamanin insani yaratilisindaki maksat baglamindan kopartacagi asikârdir. Insan meleklerden farkli yaratilmistir ve meleklerdeki melekelere ilave bir donatiya da sahip kilinmistir.           

Meleklerdeki ibadetin veya melekeler üzerinden ibadetin insanoglunun ibadet sorumlulugundan farkli oldugunu anlamamiz gerekmektedir. Bunun için de referans yine Kur’an’dir.

Melekler  kodlandiklari hal üzere ibadet  maksatli,  hamd ile tesbih etmekte ve takdis etmekte zaten iken, Allah Teala yeryüzünde bir halife var kilmayi diledi. Melekler bahsi geçen halife hakkinda belli bir endiseye sahip olduklarina degin görüsler söylediler: Bu halife orada fesat çikarip kan dökecektir …

Kur’an’daki diyaloga göre, Allah Teâla onlarin bilmediklerini bildigini söylemektedir. Var kilinan Âdem’e bütün isimler ögretilmis, meleklere, sayet tezlerinde dogru iseler kendilerine “arz edilen” isimler hakkinda bu arz edilenler üzerinde fikir beyan etmeleri istenmis ama onlar bunu basaramamislardir.

Buradan kimi izahlari da bünyesinde bulunduran  çikarimlar yapacak olursak:

1-Yeryüzünden bahisle “orada” kelimesi bu mevzunun ora disinda yani yeryüzünün disinda cereyan ettigi hakkinda bir ön fikir verebilir.

2- Âdem’e bütün isimler ögretilip, bir arz hâli yasanmasi varligin gösterilmesine yorumlanabilir. Var olmayanin ismi olmaz. Yani bütün isimlerin karsilik buldugu bir maddi karsilik olmaksizin ona isim verilemeyecegine isarettir. Burada “bütün isimler” bütün maddi olusumlara karsilik gelmektedir ki Âdem üzerinden yeryüzüne halife var kilinan insana kiyamete kadar yaratilacak her esyanin yani “seylerin” bilgi donatisina sahip kilinacagina da atiflar içermektedir.

3-Isimlendirmede meleklerin yetersiz kalmalarindan sonraki ifadeleri çok önemlidir:” Sen subhansin, bize ögrettiklerinden baska bir ilmimiz yoktur.   Hikmet sahibi alimsin”

Meleklere sinirli bilgi ögretildigine da yorumlanabilecek bu ifade Adem üzerinden, isimlerin kavramsallastirilmasi donatisina sahip kilinan, yani kendisine “yaraticilik” vasfi kazandirilan   insanin meleklerden farkina da dikkat çekilmis olabilir. Çünkü Kur’an’da “Allah her seyi en güzel yaratti”( Secde,7) “Gökleri ve yeri yaratan”( En’am 1) , Bir öncüle bagimli kalmaksizin  “Bediî” olarak yaratan gökleri ve yeri yaratandir (Bakara,117) ve “Yaratanlarin en iyisidir” ( Mu’minun,14) ayeti ile de öncüller sarti ve gerekliliginin kaçinilmazligi üzerinden insana “ onun mesabesinde yaratma” özelligi verdigine hükmedilebilir. Çikarim ile denilebilir ki insan isimlerden ötesini, cümleleri, kavramlari, yorumlari, tefekkür üzerinden fikir üretmeyi, sanat üzerinden en güzel sanatsal hünerini ortaya koymaya tesvik ile meleklerden ayrilmaktadir…

4- Insan yaratici donatisiyla istedigi kadar üretse de yine eksik bir tarafinin olacagina isarettir. Çünkü ila nihayet insan da kendisine ögretilenin disinda sinirlari zorlayamayacaktir.   Çünkü ölümlüdür ve her ölümlü gibi sinirlidir. Baki olan Allah’tir, baslangici olmayan da…

5- Kur’an toplaminda insanin yaratilis maksadinin, cinlerle beraber , “ibadet” oldugu (Zariyat, 56) açikça belli iken net olarak anlasiliyor ki maksat meleklerin yaptigi gibi içinde yaraticilik bulunmayan bir ibadet maksadi olmadigi ortadadir. Melekler,   ögretilen ölçeklerde ibadet ve hamd ediyorlarken insan da  “birey dahil edilmeksizin”  ögretilen ile sinirli bir  hamda sahip kilinsaydi maksat hasil olmayacakti. Isimlerin tamamini ögrenmeye gerek kalmayacakti.

Peki, insan, meleklerin yaptigi gibi hamdi, zikri yapsa sakincasi var mi? Allah asla anilmaktan imtina etmez. Insani melekvari zikir ve tesbihe zorlayarak onu yaratilisina muhalif bir meleklige zorlamanin veya böylesi bir usul ve yöntem üzerinde insani yüceltmenin yaratilis maksadiyla çelistigine dikkat çekmek durumundayiz.

6-O halde, insanin zikri meleklerin zikrinden nasil ve hangi yönlerden ayrilmaktadir? Sorusuna cevaplar aranmalidir. Meleklerdeki zikri hatirlatan  “sayisal ritüeller”   insanin yaratilis maksadini mademki daraltmaktadir insan ne yaparsa daglar, taslar, yörüngesinde akip giden gezegenler, uzayip kisalan gölgeler, insan hariç tüm canlilarin hâlleri üzerinden zikirler vs vs den farkli bir zikir gerçeklestirmis olur? Insan neden tüm diger varliklardan veya meleklerden farkli bir zikre sahip olmalidir? Insan eger melekler gibi veya onlari çagristiracak bir zikre, ibadete sahip olacaksa neden farkli yaratildi o halde? Iyi de onlarin ki gibi zikir çekse, tekrarli kelimeler ve cümleler kullanarak ritüeller gerçeklestirse ne zarari var ki?   Yani insan bu tür zikirlerle deruni boyut kazansa, nefsini tezkiye ve terbiye etse, insani kâmil olsa? Sufilesse, tasavvufta derinlesse, Allah’tan baska her seyden alakasini, bagini kesse, inzivalarda olgunlassa, zikirle   kalbini mutmain kilsa? Hem zaten Allah Teâla demiyor mu ki kalpler ancak Allah’i anarak mutmain olur! (Rad, 28) Varsin istedigi kadar zikretsin! Ne olur ki? Haricen bakildiginda içinde dogru taraf da buluna sevimli   cümleler… Peki insani melekten ayiran bir yaratilisi varken zikrini de melekten ayiracak bir zikir tarzi olamaz mi? Insan kalbi, bir et parçasi olarak,  kendisini meleklestiren isini zaten yapmiyor mu? Kendisine kodlanan , isini nasil yapacagi donatisiyla, melekler gibi zikreden kalbin, dakikada kaç kere atmasi halinde isini, görevini hakkiyla yaptigi seklinde bir huzuru zaten varken, insani meleklerden ayiran bir ayrintida insan ne tür degisimler (Kalp,burada degisim manasindadir) gerçeklestirdiginde çevresini degistiren ve üretken yaraticiligiyla huzuru arayan , isimlerden insalar yapan, kendisini ve çevresini insa eden insanin kavusacagi bir huzur yok mu? Illaki insani daraltan bir içe kapanmaya zorlamak, yaratilisa muhalif davranmaya zorlamak neyin nesi?

7- Insan bir yerden sonra istisna tutularak, yaratilanlarin tamami bir tür “meleke” üzerinden zaten melekvari zikirler yapiyorken   zikirlerinin  istes olmadigini görüyoruz. Yani iste, eylemde bir tür karsiliklilik yoktur. Insanin zikri hariç. Insandaki zikir Allah katinda karsilik bulmaktadir. Çünkü insanilik içeren yaratici bir irade payina sahiptir. “Beni zikrederseniz ben de sizi zikrederim. Bana sükredin , nankörlük yapmayin” (Bakara, 152)

Insan ne için sükürle tesekkür edecektir? Ne yaparsa nankörlük yapmis olur?

En basta meleklerden farkli bir yaratilista oldugu için tesekkür edecektir. Kendisini iradenin onuruna kavusturdugu için, özgür ruhlu yarattigi için, kendisini insa da dahil yaratici donatiya sahip kildigi için, bir tarafiyla onu ölümlü kilarken iradeli amelleri üzerinden içinde ebedi kalacagi bir  ebedilige hazirladigi için ,evrensel degerlerle donatarak isimlerden bir tik ötesi fikir üretme yetkisi ve özelligiyle donattigi için, ibadetlerinde bunlari hatirlayarak meleklerden ayri oldugu halini sürekli hatirlattigi için tesekkür edecektir.  Melekvari bir ritüele düser ve oradan çikmazsa nankörlük etmis olur. Evrendeki melekeler temelli varoluslara özenir de kendisini sinirlarsa nankörlük etmis olur. Kendisinde kimi melekelerin bulundugundan yani otonom sinir sistemi temelli ( bedenin , organlarin çalisma düzeni, hormonlarin dengesi, bütün organ ve organellerinin yerli yerinde bir adaletle fonksiyon icra etmeleri gibi ) hareketle ritüellerini motor sinir sisteminde  de ifade etmesi  bir tür tesekkür olabilir  ama motor sinir sistemini otonom sinir sitemine dönüstürecek hal, tavir, tutum, davranis vs üzerinde israri da   nankörlük olacaktir.  Otonom kodlanmislik melekeler ve meleklige karsilik geliyorken motor yani iradi eylemleri de onu meleklikten ayirana karsilik gelmektedir. Kaldi ki Allah Teâla “.. Allah, göklerde ve yerde olanlarin tümüne   sizin için boyun egdirdi…” (Casiye,13) buyurmaktadir. Insani kendisine boyun egdirilenin emrine verecek, onu daraltacak eylemlere veya ritüellere sokmak insani asil varolus amacindan uzaga düsürmektir. Içinde/ nefsinde “evrensel olanin ” gelisim tohumlarini tasiyan insani “insan-i kamil” aldatmacasi ile Mekke’li müsriklere sözüm ona Allah’a yaklastirici “tastan  putlar” üreterek veya putun bir tür kaçinilmaz ihtiyaç veya gereklilik oldugunu vahyeden seytanlar misalinde/ hükmünde canli putlar türetmek büyük bir nankörlük olarak belirginlesmektedir. Bu tür canli putlar türetme, putlarin aracilar ve  Allah’a daha çok yakin olanlar yaklasimi ile faal tutulmaktadir. Aracilarin Allah ile “Allah katinda/ledünni  ilimlere sahip olduklarinin sartlanmisligi,    Allah’a mekan tanimlama  ve  insanin Allah’a yakin olma iddiasi ile akidevi sorunlar ortaya çikarmaktadir. “Kullarim sana beni soracak olurlarsa muhakkak ki ben yakinim” (Bakara,186) ifadesi bu manada önemli bir ifadedir.    Misal “Sana enfalden sorarlarsa DE KI …”(Enfal,1)  ibaresi  peygamber efendimizi araci yapiyorken Bakara 186 .ayette “DE KI”  IFADESININ YOKLUGU Allah’in kula yakinliginda bir aracinin olmayisinin açik ifadesidir.   Kula mekân tanimlanabilir ve Allah kula yakindir. Tam tersi ise Allah’a mekân tanimlama, sabite tanimlamadir ki insanin Allah’a yakinligi mevzusu tehlikeli bir akidevi durum olusturmaktadir. Iste canli putlar türeten yaklasimlar Allah’a sözde yakin merci, makam, sahis, otorite kisi vs (adlari çogaltilabilir) üreterek sapikliklar türetmektedirler. En çok da motor sinir sistemleri köreltilen insanlarin, bu aktif alanin  otonom sinir sitemlerine evrilmesi devinimleri üzerinden yürütülmektedir. Akillarini baskalarinin emrine vererek akilsizlastirma, merhum Ali Seriati’nin ifadesiyle “insanin eseklestirilmesi” basariyla gerçeklestirilmis olmaktadir. Insan, Allah’in bizzat kendi eliyle yarattigi (Sad,75)   ruhundan kendisine nefhettigi(Hicr,29, Sad,72) ,   en güzel sureti verdigi (Tin,4) ,     yerde olan ne varsa hepsini  kendisi için yarattigi (Bakara,29)         ikramlar vererek kerim   kildigi (Isra ,70)  serefli bir varliktir. Bu insani zikirden alikoymak büyük bir haksizlik ve nankörlüktür. 

8- PEKI INSAN IÇIN, ONU MELEKLERDEN FARKLI KILACAK ZIKIR NEDIR VEYA NELERDIR?

Bu sorunun cevabini Kur’an’dan aramak ve pratik örnekligi açisindan da Kur’an’da peygamber efendimiz üzerinden tanimli olana bakmak gerekmektedir. Sahih olan sünnetin, sahih olan peygamber sözünün, peygamber uygulamamalarinin Kur’an ile çelismeyeceginin bilinciyle  “diger kaynaklara”  da elbette basvurulabilecektir. Önce, ana toplamiyla ZIKIR ne demektir?  Bu zikir ile baglantili ve    insani meleklerden ayiran zikir/zikirler  için bir tanimlama, uygulama, misal vs var midir? Bu sorunun cevabini aramak gerekmektedir. Zikir ne tür kavramlarla yakin iliskidedir? Insan ne deyince zikir kapsaminda degerlendirilebilir ve insan ne  yapinca zikretmis olur?

Bu sorularin en dogru cevaplarini bulabilecegimiz bir kaynak var midir? (NOT: Bunun cevabi da zaten birinci yazida verilmis oldu. Yani 8. Madde bir önce ile baglanti amaçli yazilmistir. Bir sonraki son yazida konu tamamlanmis olacaktir.) Kalin saglicakla.

YORUMLAR
Semsettin Karci
25.2.2022 20:22
Güzel bir emekle yazildigi için çok faydali bir yazi olmus. Hocami tebrik ediyorum. Ayrica Hz. Adem'in meleklere üstünlügü ilim sebebi ile olmustur. Kur'an'in ilk emri de oku olmustur. Saygilar sunarim.

Semsettin Karci
25.2.2022 19:57
اَللّٰهُ نَزَّلَ اَحْسَنَ الْحَد۪يثِ كِتَابًا مُتَشَابِهًا مَثَانِيَۗ تَقْشَعِرُّ مِنْهُ جُلُودُ الَّذ۪ينَ يَخْشَوْنَ رَبَّهُمْۚ ثُمَّ تَل۪ينُ جُلُودُهُمْ وَقُلُوبُهُمْ اِلٰى ذِكْرِ اللّٰهِۜ ذٰلِكَ هُدَى اللّٰهِ يَهْد۪ى بِه۪ مَنْ يَشَٓاءُۜ وَمَنْ يُضْلِلِ اللّٰهُ فَمَا لَهُ مِنْ هَادٍ ﴿٢٣ "Allah sözlerin en güzelini, ayetleri tekrarlanan ve birbirine benzeyen sekilde bir kitap olarak indirdi. Rablerinden hasyet duyanlarin ondan derileri urperir sonra derileri ve kalbleri Allah'in zikrine yumusar. Bu Allah'in diledigini/dileyeni ulastirdigi bir hidayettir. Allah kimi de saptirirsa onun için dogruyu gösterecek hiç kimse yoktur " Zümer 23 Bu ayet kuran için en güzel söz oldugunu soyeldikten sonra ayri bir zikrin daha oldugunu da belirtiyor. Kur'an'in zikri ile kalbler ve deriler o zikre uygun hale gelir. Yani önce Zikir olarak kuran ardindan da Peygamebrin ve peygamberlerin ögrettigi diger zikirler. " Bu Allah'in dileyeni ulastirdigi bir lutufdur." Yani bizim vahiyle yogrulmus gönlümüzün olgunlastigi peygamber zikri. Sabah aksam dualar , namaz tesbihatlari, hac, oruç, istigfar, sikinti ve sükür aninda yapilan zikirler. Vb. Hayatin tüm evrelerinde hukuki düzenlemeler oldugu gibi manevi güç veren deruni yönler vardir. Allah en dogrusunu bilir.

YENİ YORUM YAP
güvenlik Kodu
EDİTÖRDEN
Bizimle sosyal ağlarda bağlantı kurun!