Klise Algiya Dair?

Dile getirmeye çalistigim klise algi ve yargilara bir sürü yeni algi ve yargilar eklenebilir...
Klise Algiya Dair?
Abdulaziz TANTIK
Abdulaziz TANTIK
Eklenme Tarihi : 23.01.2023
Okunma Sayısı : 877

Klise derken kastettigimiz sey mecaz olarak ifade edilen seydir: Basmakalip söz ve görüs…

Yasamimizda basmakalip söz ve görüsler her dönemde olmakla birlikte, bugün çok daha fazla olarak gündemimizde bulunmaktadir. Klise, bir baski uygulanarak elde edilen seydir. Bu baski, yönlendirme ve bir yöne sürükleme baglaminda, özellikle de sosyal mühendislik faaliyetinde etkin bir kullanima sahiptir.

Modern dönemde kliselerin bu kadar yaygin kullaniminin nedenlerinden biri; propaganda araciligi ile ulasilacak bir iktidar sahibi olma, ya da her hangi bir alanda iktidar alani olusturma konusunda sagladigi kolayliktir. Reklam üzerinden elde edilen fayda ve bunun kisisel yarara yansimalari da ayri bir isteklendirme saglamaktadir. Klise her zaman islevsel bir özellige sahiptir. Bu özelligi sayesinde ise sosyal mühendislik baglaminda islevini çok iyi yerine getirdiginden dolayi fazla bir ragbete mazhar olmaktadir.

Örnegin, Islam düsüncesi baglaminda bir yargiyi hakli çikarmak isterseniz, çok popüler hale getirilmis yargilardan istifade edersiniz. Zaten o yarginin popüler olmasini saglayan da sizseniz, bu çok daha kolay bir zemine kavusmaktadir. ‘Gazali, Islam Düsüncesini duraklatmistir.’ Bu yargi ne kadar çok kabule mazhar olmustur, degil mi? Neredeyse her ilahiyat ögrencisi bu klise yargi üzerinden hareket eder. Son zamanlarda buna aykiri görüsler öne çiksa da hala bu yargi islevsel bir özellige sahiptir. Islam düsüncesi ile ilgilenen birçok kisi bu yargiyi kesin dogru gibi algilar.

Meseleye biraz daha derinlik katalim: Gazali sonrasi, Sühreverdi, Ibni Arabî, Fahrettin-i Razi gibi sahsiyetler ki on ikinci yüzyil, on üçüncü yüzyil gerçekten Islam düsüncesinin olgunluk zamanlarini isaret eder. Peki, niye Gazali için Islam düsüncesini durdurmus yargisi ortaya konmaktadir. Burada bir hesap yatmaktadir. Gazali, kendisine kadar gelen düsünce gelenegini yeniden ele alarak Islami bilgi sistemi içinde felsefe, tasavvuf ve akli yeniden tanimlamis ve fikih, kelam ve ahlak üzerine derinlemesine bir düsünce olusturmus, bu düsünceyi de Islami bilginin kendi sistematigi içinde gelistirmistir. Yani disaridan etkilesimi kendi sistematigi içinde temellendirmistir. Iste Gazali düsmanliginin nedeni budur…

Gazali sonrasi hem Hiristiyanlik düsüncesi ve hem de Yahudilik düsüncesi kendisini yeniden insa etmislerdir. Düsünce tarihine bakildigi zaman bu durumun ayrintili bir bakisini görmek mümkündür. Bilimlerin en çok gelistigi tarihlerde Gazali sonrasina tekabül etmektedir. Hatta Italya rönesansina etkisi babinda ele alinan tarihlerde Gazali sonrasina ve Iran merkezli ilim havzalarinda gerçeklesen egitim sayesinde açiga çikmistir. (Bu konuda  Bilim Tarihçisi olan Ihsan Fazlioglu’nun o yillara dair görüsleri takip edilebilir.)

Modern dönemde üç sahis elestiri konusu yapilmaktadir: Safii, Esari ve Gazali… Her üçü de kendisinden sonra ciddi bir etki birakmislardir. Içinde var olduklari Islam düsünce gelenegini sistematik hale getirmeleri, yabanci etkilesimden ve unsurlardan temizledikleri için saldiri konusu yapilmaktadirlar. Çünkü o zaman Islam Düsüncesine yönelik modernlestirmeci bir görüsün dayanagini olusturmakta zorlanmaktadirlar. Islam düsüncesini degisime açik hale getirmekten uzaklastirdiklari gibi kendi kendisine yeterli bir yapiya kavusturmalari da özellikle önemini göstermektedir. Iste bu yüzden oryantalist yaklasim bu üç isme saldirmakta ve onlari olumsuzlayarak etkilerini yok etmeye çalismaktadirlar. Oryantalistler ile çalismis, yerli oryantalistlerin bu üç isme tepkisi ayni zemine dayanmaktadir. Islam düsüncesine yönelik saldiri bilindigi gibi önce hadis üzerine ve hadis ilimlerine yönelik tahfif edici tutumlar ile gündeme tasinmistir. Sonra sünnet üzerine tartismalar yapilmaya çalisilmistir. Nebevi örnekligi ortadan kaldirarak, yorum üzerinden diledigi gibi dini düsünceyi anlama ve biçimlendirme arayisi güçlü bir sekilde açiga çikarilmistir. Neredeyse Islam haricindeki bütün düsünceleri modernlesmenin kaliplari içine almisken, Islam ve ona dayali düsünceyi bir türlü ele geçiremeyenler, iste bu üç isme saldiri gerçeklestirerek yeni bir düsünce zemini elde etmeye ve oradan da Islam düsüncesini diledikleri gibi biçimlendirmeye çalismislardir. Müslüman aydin ve entelektüelleri de bu zemine tasiyarak yeni mutezile akimini da bu isin içine çekmisler, entelektüel zeminde ve yayin gruplarinda bu konu islenmis ve tutarli bir dogru imis gibi kliselestirilmistir.

Mesele sadece bununla sinirli kalmamis, egitim, ögretim, kültür ve siyasal alan ile birlikte hukuki degisimleri de baslatarak, dayatarak Müslümanlari kendi düsünsel geleneklerinden uzaklastirmayi basarmislar. Eski nesli degisime ugratamasalar bile süreç içinde yeni nesli degisime razi etmislerdir. Bu rizayi saglayan her türlü kredibilite oyunlari da cabasi olmustur.

Modernlesme arayislarinin bel kemigini olusturan kadin ve kadin haklari üzerinden olusturulan kliseler, çocuk evlilikleri, kadinin köleligi, özgürlestirme arayislari, kadinin da hakki vardir algisi vesaire üzerinden, kadinin çalisma hakki, ögrenim hakki gibi verilen ulufelerle elde edilmis kisiler, Islam geleneginden koparak modernlesmenin kapisini aralamaktadir. Bunu gerçeklestirirken de bir kurnazlik yapmaya devam etmektedirler: Müslümanlarin tarihinde hiçbir zaman genel geçer bir ilke ve kural olmayan, daha çok ilimden uzak kalmis ve bir yönlendirme araciligi olan örf ve adetler üzerinden dini mübin-i Islam’a saldiri yapilmis ve böylece kendilerini hakli çikarmaya çalismislardir.

Aslinda mesele, elit bir aklin; modernlesmenin bizatihi sahibi olan bu aklin, kendisine muhalif olma potansiyeli tasiyan her düsünceyi kendi zemininden kaydirarak onu kendi zeminine alarak yeniden biçimlendirme arayisinin kendisidir. Hristiyanliga bile dayanamayan bu bakis, ne Hinduizm’e, ne Taoizm’e ve ne de baska bir düsünceye tahammülü yoktur ki Islam ve onun düsüncesine olsun…

Süreç bu elit akil tarafindan süreklilestirilerek devam ettirilmektedir. Islam dünyasinda mevcut iktidar degisimlerini de planlayarak onlari etkisi altina alarak Müslümanlar ile Islam arasindaki fay hattini derinlestirmeye çalismaktadirlar. Bunun tipik örnegi; bugün Türkiye’de yasanan dine yönelik saldirilar, Müslümanlarin tekil günahlari üzerinden genellemeler yaparak Müslümanlarin yeni neslini dinden uzaklastirmaya dönük kliseler üretilmektedir. Iste bu üretilen yeni klise algi ise; din bugüne hitap etmemektedir…

Bu yargi, önce arastirma örneklerinde ortaya çikmakta, sonra televizyon programlarinda konu tartisilmakta ve daha sonra propaganda üzerinden kamuoyuna servis edilerek genel kabule dönüsmesine zemin olusturulmaktadir. Sonra bir bakiyorsunuz ki, müslüman oldugunu söyleyen aydinlar, ayni yaveyi yutturmaya çalismaktadirlar. Ama din bugüne hitap etmiyor, bu günün insanlarinin sorunlarina din bir çözüm üretmiyor, diyerek klise algiyi, klise yargiya dönüstürüyor. Bu o kadar çok tekrar ediliyor ki, müslüman hain, hirsiz, yalanci, sahtekâr, düzenbaz, üçkâgitçi, aldatan, kolay aldatilan vesaire konumuna sürükleniyor ve bu her alanda tekrar edilerek genel kabule dönüstürülüyor. Iste klisenin olusumu da budur.

Elit bir aklin, her alanda Müslümanlari kötülemeye maruz birakacak bir düzen kurarak bunu gerçeklestirmeleri, Müslümanlarin bizatihi kendilerine dair bir stratejik akli olmamalari, kendilerine yöneltilmis bu oyunu görecek bir basirete sahip olamamalari, olanlarin ise genelde köselerine çekilmelerine neden olan bir sosyolojinin varligi da anlamli bir zeminde durmaktadir. Müslümanlar oyunu görmeli, oyunu bozmaya dair bir bakisa sahip olmalidir. Ama öncelikli olarak klise algilari ve klise yargiya dönüsmüs algilardan kurtulmayi saglayacak bir uyanisa ve dirilise ihtiyaç her zamankinden fazladir.

Sunun altini çizelim: bugünün sorunlarinin tek bir müsebbibi vardir. O da sorunlari çözüme kavusturacak bir bilgiye ve dirayete sahip olamayan modern düsüncenin ve onun ürettigi her türlü iktidarin bizatihi kendisidir. Suçu baskasina atarak bu olaydan kurtulamaz! Zaten modern düsüncenin kendi içinden de bu duruma isyanlar baslamistir. ‘Modern aklin duvara tosladigini’ söyleyen Habermas, ayni zamanda bir modern rasyonel aydindir. Yeni batili aydin elitler, sürekli yeni arayislar ile mevcut sorunlarin çözümüne dair bir yaklasim gelistirme arayislarini sürdürmektedirler. Gelip dayandiklari yer ise mistik düsünce ve onun üretim araçlaridir. Bu nokta ayrica dikkate alinmalidir. Buna ragmen, elit akil diye tanimladigimiz iktidar odagi, dünyayi bambaska bir yere dogru çekmeye çalismaktadir. Son yirmi yildir neredeyse binlerce kitap, film, çalisma, arastirma vesaire ile post human/insan sonrasina dair bakislar gelistirilmektedir. Sonsuzluk arayislari ve ölümün ortadan kaldirilacagi, insani tersyüz edecek her ne var ise onu yapmaya dair bilimsel çalismalar hizini kesmeden devam etmektedir. Buna ragmen müslüman entelektüel ve aydinlar, hala modernligin girdabinda debelenip durmaya devam etmektedirler. Iste asil sorun budur…

Klise yargilardan kurtulmadan klise algilardan kurtulmak mümkün görünmemektedir. Klise algilardan kurtulmak içi ise, bize dayatilan seylerin menseini, hedefini ve gerçeklestiginde neler olacagina dair bir arastirma zorunludur. Böylece kendi farkindaligimizi olusturarak bu tuzaklardan azade olabiliriz.

Dile getirmeye çalistigim klise algi ve yargilara bir sürü yeni algi ve yargilar eklenebilir. Bunu da okuyucu kendi zihninde tartismaya vesile kilsin bu yaziyi…

Esitlik, indirgemecilik, çikarcilik gibi insani yozlastiran seylerden uzak durarak kendimiz olmaya adim atabiliriz. Farkliliklarimiz zenginligimiz ise buna sahip çikalim ve kendimiz olmaya ahdedelim ki kurtulus kapisini bize açsin…

Ilahi inayet ile asilamayacak sorun yoktur. Ilahi inayeti üzerimize celbedecek bir durus sergilemeli ve ona göre hareket etmeliyiz. Ilahi inayeti kazanacak sadakati göstermeli, Islam ile yeni bir sözlesme üzerinden derin bir bag gerçeklestirmeliyiz. Gözümüzden düsürülmeye çalisilan âlim ve öncüleri yeniden tanimali ve onlarin izini takip ederek kendi kurtulusumuzu saglamaliyiz. Bunun içinde vahiy ve nübüvvet ile sahih ve saglikli bir iliski kurmaliyiz. Bu iliskiyi kurmaya yönelik önderligi takip ederek imanimizi yeniden elde ederek kurtulusu da garanti altina almaliyiz ki insanligin kaderi kendi ellerimizle degisime ugrasin ve seytanin mücessem biçimi olan elit aklin ellerini insanligin yakasindan kopartalim…

Not: Bu yazi 19.01.2023 tarihinde turkish.aawsat.comsitesinden alintilanmistir, yazinin orijinali için asagidaki linki tiklayiniz.

https://turkish.aawsat.com/home/article/4106551/abdulaziz-tantik/kli%C5%9Fe-alg%C4%B1ya-dair%E2%80%A6

Bu yazida yer alan fikirler yazara aittir. Hikmet Akademisi&rsquonin bakis açisini yansitmayabilir.

YORUMLAR
YENİ YORUM YAP
güvenlik Kodu
EDİTÖRDEN
Bizimle sosyal ağlarda bağlantı kurun!