Dijital Diktatörlükten Kurtulmanin Imkani Üzerine

Yapay zeka çalismalarinin tarihi beden ve zihni iki ayri kategori olarak tanimlayan Descartes ile baslatiliyor...
Dijital Diktatörlükten Kurtulmanin Imkani Üzerine
Yasin KURUÇAY
Yasin KURUÇAY
Eklenme Tarihi : 5.02.2021
Okunma Sayısı : 957

Yapay zeka çalismalarinin tarihi beden ve zihni iki ayri kategori olarak tanimlayan Descartes ile baslatiliyor. Descartes günümüzde yapay zekada ulasilan gelismeyi görse muhtemelen küçük dilini yutardi. Dijital gelisme, günümüzde artik yasamin her alanini koordine ve kontrol eden bir noktaya evrildi.

Gelecek; toplumlarin, bireylerin ve ülkelerin nasil kontrol edilebilecegi üzerine kurgulaniyor. Evinin bahçesinde oturan bir kisinin; irkini, cinsiyetini, kimligini, sakin mi sinirli mi oldugunu, tüketim aliskanliklarini, dinledigi müzigi, izledigi filmi, yaptigi alisverisi, sevdiklerini, nefret ettiklerini tespit edebilen akilli görüntüleme cihazlari sariyor Dünyayi. Bu cihazlar sizi sadece gözetlemiyor. Denetliyor, degerlendiriyor, puan veriyor, izin veriyor ya da yasakliyor.  Çin’de uygulamaya giren Sosyal Kredi Sistemi yakinda tüm dünyada yayginlasacak. Bu sistem her davranisa bir not veriyor. Yapilan alisverise, sosyal medya kullanimina, kirmizi isikta geçmeye, sari isikta arabanin erken hareket etmesine, arka bahçede sigara içmeye, insanlara karsi tavirlara not veriyor. Aldiginiz not düsükse sosyal medya kullaniminiz engellenebiliyor, seyahatiniz yasaklanabiliyor, kredi talebiniz geri çevrilebiliyor ya da alisveris yapmaniz kisitlanabiliyor.[i]

Dijital bir diktatörlüge dogru gittigimizi görebilmek için Noah Harari olmak gerekmiyor.[ii] Insani bütün eylemler, dijital diktatörler tarafindan kullanilabilen bir “data”ya dönüsmüs durumda. Gelecegin dünya savaslarinin big data savaslari olacagi konusuluyor. Dünyayi datalara sahip olanlarin yönetecegi iddialari, yabana atilamayacak kadar güçlü argümanlara sahip.[iii] Her seyin kaydedildigi dijital amel defterlerimiz var. Yüce Yaraticimiz bizi davranisa dönüsmeyen egilimlerimizden ve niyetlerimizden sorumlu tutmuyor. Buna karsin dijital diktatörler sadece davranislarimizi degil, davranisa dönüsmeyen niyetlerimizi ve egilimlerimizi dahi dijital amel defterlerimize kaydederek “bize karsi” kullaniyor.[iv] Yani dijital diktatörler, Allah’in insana  tanidigi özgürlügün binde birini tanimiyor.

Abartili komploculuk, vurdumduymazlik ve bilinçsizlik büyük fotografi görmemizi engelliyor. Insanligin karsi karsiya oldugu riskleri ve yakin bir gelecekte nelere sahit olacagimizi iyi düsünmemiz gerekiyor.

Önceki yazimda pandemi sürecinin dijital bir dünya için kullanisli bir araç oldugunu ifade etmistim. Bu yazida yeni dijital dünyada nelerle karsi karsiya kalacagimiza dair birkaç örnek göstermek istiyorum. Bununla birlikte bu diktatörlükten nasil kurtulabilecegimize dair bir perspektif ortaya koymaya çalisacagim.

Yakin gelecekteki riskler nelerdir?

Temizlik degil hijyen ve sanitasyon ön planda olacak. Sanitasyon kavrami; insan sagliginin korunmasi, iyilestirilmesi ve sagligin tekrar kazanilmasi için uygulanan tüm islem basamaklarini ifade ediyor. Örnegin birkaç yil sonra her sey ultraviyole temizliginden geçirilecek. Sinirsiz hijyenin bedeli UV isinlarinin zararlari olacak. Tahmin edemeyecegimiz büyüklükte elektronik kirlilige ve radyasyona maruz kalacagiz. Sanitasyon Birimleri kavramini daha fazla duyacagiz. Gerekli hijyeni saglamak ve toplumu korumak adina; öldürme, evlere zorla girme, yerlesim birimlerini kapama, insanlari, evleri, tarlalari ilaçlama gibi olaganüstü yetkilere sahip  sanitasyon birimleri araciligiyla mutlak bir diktatörlük kurulacak. Hijyen insan varliginin temel degeri olacak. Bu postmodern dinin temel ayeti su:

Sanitasyon imandan gelir!...

Insanlar dijital bileklikler, deri alti çipler takilarak kontrol edilecek. Herkesin bir GPS kodu olacak. GPS kodu araciligiyla herkes, her yerde kontrol edilecek. Sokaga çikmak, yemek yemek, piknige çikmak, eglenmek ve hemen her türlü faaliyet kisitli hale gelecek. Hukuk araciligiyla hepimizin hayati cehenneme çevrilecek.

Küresel asi kartelleri kontrol edebildikleri, yönetebildikleri, degistirebilecekleri yeni virüsler üretecek. Bu virüsler araciligiyla arzu edilen toplum olusturulacak. Küresel elitlerin söylemleri korku filmlerini andiriyor:

DSÖ, gelecekte Koronavirüsten çok daha siddetli bir salginla karsilasabilecegimizi söylüyor.[v] BM Genel Sekreteri Guterres, ayni bulasicilik hizina sahip ancak daha öldürücü bir virüs ihtimalinin akla gelmesi zor degil diye açiklama yapiyor. BioNTech’in CEO’su Ugur Sahin, koronavirüs 10 yil boyunca bizimle olacak ve yeni salginlara karsi hazirlikli olmaliyiz" diyor[vi] ABD Alerji ve Bulasici Hastaliklar Enstitüsü Direktörü Dr. Fauci, "Önümüzdeki haftalar çok daha kötü olabilir" degerlendirmesinde bulunuyor.[vii]

Hastalarin digerlerine hastalik bulastirma riski sebebiyle, yeni karantina bölgeleri yani açik hapishaneler olacak. Belki bazi hastalar öldürülecek. Hastalik geçiren ama bagisiklik sorunu olan tüm insanlar birçok kisitlamalara maruz kalacak. Hayat onlar için çekilmez hale gelecek.

Öjeni kabul görecek. Darwin’in kuzeni olan Galton, evrim teorisini bir adim ileri götürerek 1890’li yillarda öjeni kavramini ortaya atti. Öjenizme göre  sagliksiz ceninleri ayirip, saglikli ceninler yetistirmek adi altinda anne karnindan baslayarak tüm insanlara genetik olarak müdahale edilmelidir. Zayif ceninler ve zayif insanlar yok edilirse ya da genetik olarak müdahale edilirse daha saglikli, daha üstün bir insan ortaya çikarmak mümkün olacaktir. 20. Yüzyilin basinda taraftar toplayan bu anlayis ahlaki ve dini degerlere dayali tepkiler sonucunda yasallasmadi. Ancak gözlerden kaçan bir nokta var. Koronavirüsün her yastan zayif kisilere ciddi etkileri oldugu konusuluyor. Dolayisiyla pandemi fobisi, yeni öjenik fikirlerin atesleyicisi olacak. Ölümsüzlügü yakalamak, güçlü olmak ve virüs kapmamak için genetik, biyolojik ve bilimsel destege kim hayir diyebilir ki? Birçok transhümanist ve posthümanist kuramci bunu savunuyor. Buna pozitif öjeni diyorlar. Süreç böyle giderse 1933 yilinda "Kalitimsal Olarak Hastalikli Zürriyetin Engellenmesi Kanunu" çikararak, 400.000 kisiyi rizasi disinda kisirlastiran Hitler’e rahmet okuyacagiz.

Ötenazi hakki konusulacak. Birçok etkili ve yetkili kisi koronavirüs salgininin öncü sarsinti oldugunu söylüyor. Dolayisiyla yeni salginlar kalici biyolojik, nörolojik ve psikiyatrik hasarlara neden olacak. Olaganüstü kisitlama kosullari ve yeni a-normal süreç birçok kisinin trajik acilar çekmesine neden olacak. Iste bu noktada bazi insanlar “ölme hakkini” yani ötenaziyi isteyecek. Öyle ya; “beden benim, can benim. Degisirim, sevisirim… sana ne” diyen escinsel lobilere bugün herkes hak veriyor. Yarin, “can benimse, benim olan bir seyden vazgeçme hakkimi elimden alamazsiniz” diyerek eylem yapan on binlerce insanla karsilasmak hayal degil. Üstelik bunlara destek verenler, muhtemelen güvenilir kosullarda ötenazi yapan uluslararasi sirketler olacak. Tipki bugün; fabrikalarinda isçi, porno sektöründe nesne, moda sektöründe star, uyusturucu sektöründe araci olarak kullandiklari kadinlara; “kadin haklari, lgbt+ haklari” adi altinda destek verdikleri gibi.

Psikolojik sorunlar tarihte görülmedigi oranda artacak. Pandemi sürecinden sonra sosyal fobi, depresyon, kaygi, yalnizlik ve degersizlik duygusu gibi problemlerde çok ciddi artislar söz konusu. Bu artisin büyük bir hizla artacagini öngörmek için psikolog olmak gerekmiyor. Evlerde biriken ve gittikçe artan sorunlar, büyük bir depremin öncü sarsintilari.

Insanlarin karantina dönemlerini, hastaliklarini ve disari çikma arzularini; kisisel, siyasi ve ekonomik ... kötü amaçlari için kullanan  gruplar kisiler ve çeteler olusacak. Hatta bu konuda bir sektör olusacak. Uyusturucu mafyasi, fuhus mafyasi, kumar mafyasi gibi dijital hileler mafyasi olusacak. Isim çok güzel olmadi ama dijital hilelerle ugrasan yapilar olusunca daha sik bir isim bulunur zaten.

Dini, toplumsal, ahlaki degerlerin ciddi bir anlami ve önemi olmayacak. Insanlar çocuklarina sarilamayacak, cemaatle namaza gitmeyecek, akrabalarina iftar veremeyecek, büyüklerin ellerinden öpemeyecek, komsu çocugunun basini oksayamayacak. Davranislarimizi Kur’an, sünnet, örf ve gelenek degil; DSÖ ve küresel elitlerin bilimsel oldugunu iddia ettigi kriterler sekillendirecek.

Tüm bunlar olmaz demeyin, demeyelim.  Bundan 2 yil önce bugün yasadiklarimiz anlatilsaydi büyük çogunlugumuz komplo diyecekti. Bu komplo, bugünün aci gerçegi olarak karsimizda. 13. yüzyilda Mogollar güçlü ordulariyla Basra’yi yakip yiktiktan sonra, agitlar yakilmaya ve keskeler havada uçusmaya baslamis. Çokça kullanilan Ba'de harabi'l-Basra sözü, Basra harap olduktan sonra konusmanin anlamsizligina vurgu yapar.

Önemli olan insanca yasam olanaklarimizi kaybetmeden önlemler alabilmektir. Insan gibi yasayamayacaksak böyle yasamin nasil bir anlami olabilir? O halde sorulmasi gereken soru sudur:

Ne yapilmali? Ya da Dijital Diktatörlükten Kurtulmanin Imkanlari Nelerdir?

Her seyden önce elestirel bir bakis açisina ihtiyacimiz var. Ölüm korkusundan, ölümlerin neden oldugu trajediden bir an olsun siyrilarak, dünyanin gidisati üzerine elestirel bir okuma yapmamiz gerekiyor. Pandemi sürecinin insanligi götürdügü yere odaklanmak gerekiyor. Virüsü tespit eden, hastaligin seyrini takip eden, insanlari takip eden elektronik, biyolojik, psikolojik testleri kimlerin ürettigini çogu kisi tam olarak bilmiyor. Bu sistemleri üretenler Gates, Rockefeller, Rothschild Ailesi, Murdoch Ailesi gibi küresel güç odaklari. Bu dijital sistemleri üretenlerin hangi amaçlari tasidigi, nasil bir dünya istedikleri yönünde iyi düsünmek gerekiyor.

Anlamamiz gereken sey sudur: Yapay zeka, seytanin Adem’e sundugu meyvenin günümüz versiyonudur. Yapay zeka çalismalari; Darwinist, pozitivist, materyalist, ateist, seküler felsefeye dayanmaktadir. Yapay zekanin bizi götürecegi transhümanist dünya (transhümanizm) kelimesini, ilk olarak 1927 yilinda “Vahiy Olmaksizin Din” adli eserde A. Huxley’in biyolog kardesi Julian Huxley kullanmistir. Yapay zeka çalismalari, 17. Yüzyilda bilim ve teknoloji ile yeryüzü cenneti kurulacagini savunan F. Bacon’un Yeni Atlantis ütopyasinin son asamasidir.

Aslinda tehlike göz göre göre geliyor. Oyun kurucular nasil bir dünya istedigini toplantilarla, bilimsel arastirmalarla, raporlarla, kitaplarla yazip konusuyorlar. Bu baglamda Stanford Instutite, Rand Corporation, MIT gibi düsünce üretim merkezlerinin Dünyanin gelecegi ile ilgili raporlari dikkatle incelenmeli. Ray Kurzweil, Noah Harari ve Max Tegmark gibi yazarlarin kitaplari ve açiklamalari iyi takip edilmeli. G-7 toplantilari, GAVI Birligi Bulusmalari, Küresek Iklim Zirvesi ve Davos toplantilarinin sonuçlari üzerine analizler yapilmali. Bunlarin hiçbirini yapmadan her seyi komplo olarak etiketlemek ucuzculuktan baska bir sey degil.

Kur’an’da Ebu Leheb ve Ebu Cehil karakteri disinda ayri bir karakter daha anlatilir. Ebu Cehil ve Ebu Leheb zorba, mütecaviz ve saldirgandir. Ancak Kur’an’da bu ikisinden ayri olarak Velid bin Mugire isimli bir zalim tasvir edilir. Velid bin Mugire, sinsi ve tehlikeli düsmandir. Insanlarin ve dönemin seçkinlerinin Islam’a yönelmelerini engellemek için uzun uzun düsünüp planlar kurmustur. Kur’an’dan ve Hz. Muhammed’ten etkilenmenin normal oldugunu, çünkü Kuran’in sihir oldugunu, Hz. Muhammed’in büyücü oldugunu, çikari için hareket eden biri oldugunu iddia etmistir. Ve oldukça da etkili olmustur. O’nun bu tavirlari üzerine inen Müddesir Suresinin18-20. ayetleri onun hakkinda söyle der: “Çünkü o, düsündü tasindi, ölçtü biçti. Kahrolasi, ne biçim ölçtü biçti! Sonra kahrolasi ne biçim ölçtü biçti!” 

Dijital Dünya ve yapay zeka çalismalari; ölçen, biçen, hesap eden kahrolasi akilli düsmanin ürünüdür. Yani karsimizda ciddi, kararli, güçlü ve etkin bir düsman var. Bu düsmana karsi tüm insanligin etkili ve cesur adimlara ihtiyacimiz var. Bilime, siyasete, kültüre ve ekonomiye yön veren uluslararasi kurumlarin neredeyse tamami, küresel kötülük odaklarinin kontrolünde. Dolayisiyla öncelikli olarak Islam dünyasinin kendi arasinda birligi saglamasi gerekiyor. Tarihsel ihtilaflari bugüne tasiyarak, ulusal sinirlari önceleyerek, siyasi ve ekonomik güç yarisinda bulunarak bu birlik yani vahdet saglanamaz. Bu birlikteligin; küresel saldirilara karsi duran ve Islam medeniyetine dayali çalismalar yapan bir üst amaç tasimasi gerekiyor. Yasadigimiz sorunlari ulusal düzeyde ve siyasi tarafliklar düzeyinde degil, küresel çapta degerlendirmek gerekiyor. Yapilan her degerlendirmeyi yandaslik ya da hainlik olarak etiketlemek hem yandaslarin hem hainlerin sömürülmelerini arttiriyor. Organize islere maruz kalan piyonlar olmamiza neden oluyor. Ayrica dünyanin herhangi bir yerinde, yeryüzünün mazlumlari ve zayif birakilmislari için çaba gösteren tüm yapilarla ve kisilerle isbirligi yapilmasi gerekiyor. Çünkü sorun sadece Islam dünyasi ile ilgili degil. Tehlike altinda olan insan türü ve insanligin kendisi.

Insanlik epistemolojik ve ontolojik oldugu kadar teolojik ve ahlaki bir krizle de karsi karsiya. Bu krizin çözümüne dair Bati kültürünün söyleyebilecek düsünsel bir altyapisi yok. Birey, özgürlük, özgüven, haz, refah ve teknoloji merkezli Bati medeniyeti yeryüzünü herkes için cehenneme çevirdi. Sahip oldugumuz ama degerini fark edemedigimiz, çok ama çok önemli kavramlarimiz var. Islam inancinin tevhid, adalet, izzet ve merhamet ve fazilet gibi kavramlari yeni bir dünyanin yapi taslari olabilir. Dolayisiyla Islam’in temel degerlerinin ve ilkelerinin günümüze ne söyleyebilecegi üzerine projelerin, arastirmalarin, kitaplarin havada uçusmasi gerekiyor.

Saglik ordusu, saglik kahramanlari gibi spot cümleler, iyi niyet temennileri olarak anlamli olabilir. Bununla birlikte saglikli olmaktan daha önemli olan dogru ve insanca yasamaktir. Insanligin bilinç ordusuna, erdem kahramanlarina, alternatif fikirler üretebilecek hikmetli düsünürlere ihtiyaci var. Bilinç veren üniversitelere, erdemi yayginlastiran arastirmalara, dogal olani-fitri olani yüceltecek raporlara ihtiyacimiz var.

Eksik olan bunlar.

Selam ile…

Bu yazi 4 Subat 2021’de Islami analiz dergisinden alintilanmistir, yazinin orijinali için asagidaki linki tiklayiniz.

https://islamianaliz.com/m/3901/dijital-diktatorlukten-kurtulmanin-imkani-uzerine


 

 

YORUMLAR
YENİ YORUM YAP
güvenlik Kodu
EDİTÖRDEN
Bizimle sosyal ağlarda bağlantı kurun!