Said Çekmegil ve Ercüment Özkan’in Sohbetine Tanikligim

Said Çekmegil amcanin mekaninin önünde, ikindi vakti muhabbeti güzel olurdu...
Said Çekmegil ve Ercüment Özkan’in Sohbetine Tanikligim
Mehmet SEREFOGLU
Mehmet SEREFOGLU
Eklenme Tarihi : 27.01.2021
Okunma Sayısı : 1931

Said Çekmegil amcanin mekaninin önünde, ikindi vakti muhabbeti güzel olurdu. Ercüment Özkan mihmandari ile Said amcayi ziyarete gelmisti. Tabi bende komsu oldugum için bazen misafirlerinin muhabbetine istirak ederdim.

Bin dokuz yüz doksan dördün sonu ya da doksan besin basiydi. Malatya’da Büyük Çarsi diye esnafi oldugum tatli bir is hani var. Orada M. Said Çekmegil amcayla komsuyuz. Aramizda bir isyeri var.

Ercüment Özkan’in vefatindan yaklasik bir ay önceydi. Said amca kapinin önündeki bosluga birkaç sandalye çikarmis bir seylerle mesguldü.

Ercüment Özkan mihmandari ile ziyaret için gelince ben de muhabbete katildim. Said amca muhabbetin ilerlemesine dogru Ercüment Özkan’i sikistirmaya basladi.

Said amcanin mekâni bes-alti metrekare tatli bir büro. Derme Ilkokuluna bakan genis pencerenin önünde koridora sadece onun bürosu baktigi için kapinin önüne, rahat koltugunu çikarir kendisine gelen yayinlari okurdu.

Üstad Çekmegil, geceleri sabaha kadar çalismalarini sürdürdügünden sabah namazindan sonra istirahat eder öglen sonrasi Büyük Çarsi’ya gelirdi.

Büroya geldigini bizim isyerinin önünden geçerken verdigi selamdan anlardik. O dönem layka fotografçilik isi ile ugrasiyordum. Said amca gençliginde bir fotografçi ile komsuluk yapmis o yüzden fotografçilik-rötus vb. kavramlara asinaydi ve hatta seviyordu. (Gerçi biz o isyerini açmis olmamiza ragmen suret çekimi caiz mi degil mi? Tartismalarindan çok da isteyerek isimizi yapmiyor hatta vesikalik disinda boy fotografi çekmemeye çalisiyorduk).

Genis koltugunun üzerine serdigi küçük el dokumasi haliyi ayni zamanda namaz kilmak içinde kullanan Said amca namaz vakti yeri müsait oldugu için, bazen hemen seccadesini serer namazini kilardi.”

Ikindi namazi vakti olmustu. Said amca Ercüment Özkan’a: “Hadi bize namaz kildir” dedi.

Ercüment Özkan abdestli olmadigini söyledi. Tabi Büyük Çarsi doksanli yillarin sartlarinda çok tatli bir is haniydi. Temiz bir abdest alma yeri mevcuttu. Tabi iki tane mescidi de olmasina ragmen Said amcanin mekâninin önü müsait olunca namazi bazen orada kilardik.

Tabi Said amca israr ederek abdest alabilecegi temiz bir mekânin yerini tarif etti. Ancak Ercüment Özkan rahatsizligi nedeniyle orada namaz kilmak istemedigini israr ediyordu.

Ercüment Özkan ile Said Çekmegil amcanin Ankara Fikir Kulübü ve Saatçi Musa agabeyin mekânindan zaten iyi tanisik olduklarini ve Said Çekmegil’in bazen o mekânlarda Ercüment Özkan’in da dahil oldugu bir grup insana bazen seminerler verdigini ve muhabbetlerinin/samimiyetlerinin iyi oldugunu daha sonra ögrendim.

Said amca bir genç ögrenci ile konusan bir tarzda davranirken Ercüment Özkan gayet saygili ve mütevazi bir tavir takinarak bir üstadi ile sohbete devam ettiginin bilincindeydi.

Ercüment Özkan elindeki ilaç posetini gösterip rahatsiz oldugunu namazi daha sonra kilacagini söylemisti.

Said amca abdest almak için imkânlarin çok iyi oldugunu, mutlaka abdest alip bizlere namaz kildirmasini israr ile ifade etmeye devam ediyordu.

Said amcanin israrlariyla bas edemeyecegini anlayan Ercüment Özkan kullandigi ilaçlari gösterip “aldigim idrar söktürücü ilaçlar nedeniyle çamasir degistirip öyle namaz kiliyorum” demisti.

Said amca muhabbete iyice isinmis Ercüment Özkan’i sikistirdikça sikistiriyordu.

Namaz ile ilgili Said Amcanin israri geride kalirken baska meshur bir konuya geçis yapmisti.

“Sen sahabelere neden hakaret ediyorsun?” diye Ercüment Özkan’a sert sayilabilecek çikis yapti.

Ercüment Özkan sahabelere hakaret etmedigini o günkü müsrik toplumda kullanilan bazi cümleleri kullandigini bir örnekle anlatmaya çalismisti.

Said amca “Ibn-i Mesud’a neden iki deveyi güdemeyen adam” diyerek hakaret ediyorsun demisti.

“Said agabey ben sahabeye hakaret etmiyorum. Ibn-i Mesud’a hakaret etmiyorum. Ibn-i Mesud o kadar ufak tefek bir fiziki yapiya sahipti ki Mekke’li müsrikler ona iki deveyi güdemeyen adam demisler. Ben sadece o tabiri kullaniyorum. Yani hakaret kastim yok” diyerek kendini savunmaya çalisiyordu.

Vefatindan yaklasik bir ay önce Malatya’ya gelip Said Çekmegil’i ziyaret eden Ercüment Özkan sert bir elestiriye ugramisti.

Gerçi Ercüment Özkan daha öncede Malatya Birlik Vakfindaki bir seminerinde simdi bürokrat olan genç bir liseli ögrencimizin “sen sünneti inkâr mi ediyorsun?” diye çok yüksek bir ses tonu ile sert elestirisine ugramisti. Yani Malatya sartlarinda Ercüment Özkan agabeyi iki üç defa dinleme imkânim olmustu ve hepsinde de kendisine yapilan elestiriler gayet sert idi. Birlik Vakfinda da yükselen tansiyona karsilik Ramazan Keskin Hoca sözü almis eger vakif yöneticileri münasip görürlerse haftaya Ercüment beyin söylemlerini degerlendiren bir seminer vermeyi teklif etmisti. Vakfin sanirim baskanligini yapan Naci Savata agabey yönetim kurulu ile o an göz göze gelip hemen önümüzdeki hafta Ramazan Keskin hocanin seminerini ilan etmisti.

Konu sikintili bir konu olmasina ragmen M.Said Çekmegil ve Ercüment Özkan gibi iki bilge insanin gayet mâkul bir üslupla konusuyor, birbirlerini incitmeme nezaketini gösteriyorlardi.

Yirmili yaslarin ortasina yaklasan benim için böyle bilinen degerlerle muhabbet edebilmek onlarin üsluplarina sahit olmak büyük bir kazançti. Said amca doksanli yillarin basinda Malatya sartlarinda yirmi bese yakin yayin takip ediyordu ve kendisi ögleden sonra mekanina geldigi için bazen o yayinlari alip takip etme imkânim oluyordu. Çogunlukla elestirici misafir ve elestirel konular olsa da bu tartismalarin önemli bir kismina sahit oluyor ve bazen bir kismina katiliyordum.

Said amca elestirilerimizden ya da sivri söylemlerimizden rahatsiz olmaz ya da bunu bize hissettirmezdi. “Fikir Kulübü’ndeki tartismalara yirmi yasin basinda tifil bir delikanli olarak katiliyor ve sert elestiriler yapabiliyordum. Acaba bir sonraki gün Said amca isyerimizin önünden geçerken bana nasil davranacakti. Çünkü önceki aksam ona gayet sert sözler söylemis sayilirdim. Ancak o öglen sonrasi gelisinde yine o tatli tebessümü ile “komsu” diye selam verip mekânina geçerdi.  

Beni misafirlerine tanitirken “komsum ancak hiç anlasamayiz” derdi. Bizi egitirdi. Ben kendisine “hocam nasilsin” diye sordugumda “ben talebeyim” derdi böyle de mütevazi bir kisilige sahipti. Delilsiz konustuk mu perisan olurduk. Öyle üzerime gelirdi ki onunla konusurken delilini bilmedigim konuda beni konusturmazdi. O günün sartlarinda muhtesem bir seydi bu.

Rabbim her iki degere de rahmet etsin ve Cennet-i Firdevs ile mükafatlandirsin.

Bu yazi 26.01.2021 tarihinde *haber durus* web sitesinden alintilanmistir, yazinin orijinali için asagidaki linki tiklayiniz.

http://www.haberdurus.com/kose-yazilari/said_cekmegil_ve_ercument_ozkanin_sohbetine_tanikligim-2682.html

YORUMLAR
M. Kamuran TÜRKER
27.1.2021 13:14
Allah razi olsun. Bizler de rahmetli Said Abi'nin rahle-i tedrisatindan geçmis biri olarak, O'nlari rahmetle ya'd ediyoruz.

YENİ YORUM YAP
güvenlik Kodu
EDİTÖRDEN
Bizimle sosyal ağlarda bağlantı kurun!