SESSİZ ÇIĞLIKLARI DUYABİLMEK
09.05.2025 tarihinde Üniversite Caminde Cuma namazı çıkışında beraberimdeki arkadaşlarla birlikte Uluslararası Öğrenci festivalini gezmeye gittik.
Suriyeli, Libyalı, Kenyalı, Burkina Faso’ lu, Afganistanlı öğrencilerin yöresel kıyafetler içerisinde tadımlık ikramları eşliğinde ülkeleri hakkında anlattıklarını dinledik. Bu gezilerimiz esnasında Filistin standında her birimiz için özel hazırlanmış birer mektup verildi. Bu mektupların her birinde yaşamları ellerinden alınmak istenilen gençlerin, kadınların ve çocukların feryadı vardı.
Bana verilen mektup ise, Hadeel Awad tarafından kaleme alınmıştı. Mektubu aynen olduğu gibi sizinle paylaşmam gerektiğini düşündüm. Zaten Hadeel de bunu istiyordu.
“Ben Hadeel Awad. Bu satırları sana, savaşın gölgesinde büyümüş bir kalpten yazıyorum. Belki sesim uzaklardan duyulur, belki biri yüreğimin kırıklarını anlar diye umut ediyorum.
Gazze'de doğdum. Gazze'de büyüdüm bu topraklarda çocuk olmak, oyun oynamaktan çok kaçmayı öğrenmek demekti. Yerinden edilmenin ne demek olduğunu defalarca yaşadım evimizi, eşyalarımızı, okulumuzu, arkadaşlarımızı kaybettik. Ama en çok da kendimize ait olan huzuru yitirdik.
İlk kez 10 yaşındayken evimizi kaybettik. Küçük ellerimle bir gecede büyüdüm sanki. O zaman anladım ki, bu topraklarda hiçbir şey kalıcı değil. Ne duvarlar ne hayaller ne de sevdiklerimiz.
O günden sonra umutlarımı düşlerimi her defasında yeniden kurmak zorunda kaldım. Ama ne zaman bir umut yeşerse yeni bir bomba onu yerle bir etti. Bugün yaşadığımız Savaş, daha önce gördüklerimizden çok daha vahşi. Bu bir savaş değil artık. Bu bir soykırım ve açlık savaşı. Bize yaşam hakkı bile çok görülüyor. Yıkılmış binaların arasında dolaşırken artık ne evimiz var var ne hastanemiz, ne de sığınacak bir köşemiz.Sokaklar sessizliğin bile korktuğu bir acıyla dolu. İnsanlar sadece aç değil sevdiklerinden yoksun umutlarından koparılmış hayattan vazgeçmeye zorlanmış.
Ben hala buradayım. Çünkü başka bir seçeneğim yok yaşamak zorundayım,direnmek zorundayım. Sevdiklerimin ardından ağlamaya zaman bile bulamadan ayakta kalmak zorundayım. Burada herkes ölümle yüz yüze ama biz yine de hayatta kalmaya çalışıyoruz. Çünkü içimizde hala sönmemiş bir kıvılcım var: Umut.
Ben hayatın yeniden anlam bulmasını istiyorum. Çocuklarım bir daha bomba sesleri ile uyanmamasına, annelerin evlatlarına korkuyla değil sevgiyle sarılmasını ve en azından bir günlüğüne normal hissedebilmeyi.
Bu mektup sadece benim hikayem değil Bu Gazze’nin hikayesi. Yıkımla, acıyla ama aynı zamanda direnişle yazılan bir halkın sessiz çığlığı.
Ne olur bizi unutma. Sesimizi duy. Çünkü yaşamak istiyoruz. Sadece yaşamak.
Sevgiyle Hadeel Awad.”
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Hikmet Akademisi'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
Akıllarını Kullanmayan Toplumlar Propaganda Masallarıyla Uyutuluyor