Gannusi ve tarz-i siyaseti

Tunus'ta Nahda hareketinin ilimli, makul ve müzakereci siyasetiyle temayüz etmis olan 82 yasindaki lideri Rasid el-Gannusi'nin gözaltina alinmasi basitçe geçistirilecek bir olay degil
Gannusi ve tarz-i siyaseti
Prof.Dr.Yasin AKTAY
Prof.Dr.Yasin AKTAY
Eklenme Tarihi : 25.04.2023
Okunma Sayısı : 601

Gannusi ve tarz-i siyaseti

Tunuta Nahda hareketinin ilimli, makul ve müzakereci siyasetiyle temayüz etmis olan 82 yasindaki lideri Rasid el-Gannusinin gözaltina alinmasi basitçe geçistirilecek bir olay degil. Bu olayin Islam dünyasinin bugünkü ahvalini, sorunlarini ve hastaliklarini teshis etmek için bütün verileri bize sagladigini söyleyebiliriz. 

Gannusi Tunuslu bir siyasetçi ama sadece Tunuslu degil ve sadece bir siyasetçi degil. O bütün Islam dünyasi için, hatta kadri bilinirse bütün çagdas dünya için çok önemli açilimlar sunabilen bir mütefekkir, bir entelektüel. Ibn Haldunun yetistigi topraklardan düsünce ve tarih ufkunu beslemis bir filozof, belki kelimenin tam anlamiyla bir bilge siyasetçi. 
Kitaplarinda, konusmalarinda kendini hemen hissettiren entelektüel derinligi, ufku, siyasi ve manevi kisiligi ve liderligi ile hayata koydugu tarz-i siyaseti ve bunun altini entelektüel ve fikhi açidan doldurma sekli Islam siyaset ilmi açisindan kelimenin tam anlamiyla bir içtihat yolu olusturur. Tabii bütün içtihatlar gibi isabet etme sansi da olan, hata yapma sansi da olan bir yol.
Islam dünyasinda fikir, entelektüel seviye, derinlik veya ufuk arayanlarin ilk elde ugramasi gereken bir kapidir Gannusi. Entelektüel dediysek, bir fildisi entelektüeli degil elbet. Sahada, elini tasin altina koyarak, insanlarla içiçe, çilesini çekerek, bedelini ödeyerek ve gerçeklerle sürekli yüzleserek, ama iddialarindan da vazgeçmeyerek yasanan bir kültürdür onun için entelektüellik. O yüzden yolunu yalniz yürümedi, hep yol arkadaslari oldu. O yol arkadaslariyla, dostlugun da hakkini vererek, yardimlasma ve dayanisma içinde, çilesini de beraber yasayarak yürüdü. 
Kolay degil, dostlariyla birlikte maruz kaldigi zulüm sadece ona degil, bütün Islam dünyasina isabet eden bir baski ve zulümdü. Sömürgeciligin dogrudan biçiminden sonra dolayli seklinin bütün Islam dünyasina reva görülen en iki yüzlü, despotça, diktatör vekillerine karsi halki adina gerçek bir sömürgeden kurtulus mücadelesi verdi.
Bu mücadelede hiçbir zaman siddete meyletmedi, demokrasi dedi, insan haklari dedi, özgürlük ve insan onuru dedi. Zindanlara atildi. Partisi kapatildi. Bütün arkadaslariyla ya zindanlarda veya sürgünde ömrünün uzun zamanlarini harcadi.
Arap halklarinda dogrudan veya dolayli sömürgeci diktatörlüge karsi birikmis yüzyillik öfke patlamasi olan Arap devrimleri Tunus&rsquota baslamisti.Bu devrimin sonucunda Nahda hareketinin lideri olarak Tunusa bütün arkadaslariyla birlikte geri döndü. Devrim sonrasi sürecin en önemli aktörlerinden biri oldu ama bu esnada devrimin bir devri sabik olusturarak rövansist bir intikam cenderesine sapmasina karsi da ayri bir durus sergiledi.
Tunus bütün Tunuslular için dedi. Hiçbir unsuru dislamadan, dindariyla, seküleriyle, sosyalistiyle, sehirlisiyle, köylüsüyle, isçisiyle, çiftçisiyle bütün çesitliligiyle birlikte Tunusu kusatabilecek insan haklarina ve demokrasiye dayali bir anayasanin hazirlanmasi için büyük çaba sarfetti. Bu esnada ortaya koydugu siyasi perFormans rahatlikla "müzakereci demokrasi” 

denilen tez için rahatlikla kaydedilebilecek önemli bir tecrübe. 

Gannusi kendi içinde son derece saglam, tutarliligi olan bir söyleme sahip. Demokrasi derken asla köprüyü geçinceye kadar basvuracagi bir araçtan bahsetmedi. Bununla klasik anlamda Islami Sura uygulamasinin anakronik bir uygulamasindan da bahsetmedi. 
Elbette Sura, her Müslümana oldugu gibi kendisine de bir deger ve ilke olarak yol verdi. Zaman içindeki uygulamalarinin çok farkli olabildigini herkes biliyor ancak Gannusi, Islami kesimleri de sura idealinin demokrasi Formu içinde pekala gerçeklesebilecegine ikna etmeye çalisti. 
Anayasa hazirlandiktan sonra yapilan ilk seçimlerde rahatlikla Basbakan, hatta Cumhurbaskani seçilebilecegi halde geri durdu, makamda gözü olmadigini, herseyi daha iyi bir Tunus için istedigini gösterdi. Bu tavizkar tutumu Misirda ayni durumda aday çikarmayi tercih eden Ihvanin Hürriyet ve Adalet Partisinin siyasetine karsi olumlu bir örnek olarak gösterildi. Misirda da Mursi aday olmasaydi belki islerin darbe raddesine gitmeyecegi Gannusi örneginden ispatlanmaya çalisildi.
Dogrusu Gannusi siyasi mücadelenin tabiatindan beklenmeyecek kadar tavizkar davrandi, çünkü karsisinda Fransiz ve eski rejim kalintisi güçlerin pompaladigi bir propaganda aygiti çalisiyordu ve onu daha hiçbir makama gelmeden bile diktatörlesmekle suçlamaya baslamislardi bile. Tipki daha seçilisinin daha ilk aylarindan itibaren iktidari paylasmamakla ve diktatörlükle suçlanan Mursi gibi. Bu tür suçlamalarin nasil bir gerçek diktatörlük arzusunu gizledigi anlasildiginda ne yazik ki çok geç kalinmis oluyor: Diktatörlük öyle degil böyle yapilir. 
Nitekim Nahda, ihtiyaci olmadigi halde genis bir koalisyon kurmayi tercih etmis ve olabildigince taviz vermisti. Nahdanin bilge lideri Gannusi, kendisi kolayca baskan olabilecegi halde, bundan feragat ederek bizzat kendi destegiyle bir insan haklari aktivisti olan Monsif Marzukinin cumhurbaskani seçilmesine destek verdi. Kendisi de hükümetten uzak kaldi, ancak bu uzakligi hükümetin olusumu ve icraatlari üzerinde etkili olmasini engellemedi. Hiçbir resmi görev almadigi halde hükümetlerin kurulmasi veya dagilmasi, cumhurbaskani seçimi ve anayasanin hazirlanmasiyla ilgili bütün tartismalarin merkezinde Gannusi belirleyici olmaya devam etti.
Arap Devrimlerinin yasandigi diger ülkelerde karsi-devrim ve darbeler yasanirken Tunus ilk ve kötü örnek olarak tam bir rahatsizlik kaynagiydi.Bizzat bu ülkelerden desteklenen çok sayida darbe tesebbüsü her seferinde bilgece tutumuna çarpiyordu. Onlara verdigi cevap dilden dile dolasiyordu: "Size devrim ihraç ettik, sizden darbe ithal etmeye hiç niyetimiz yok.”

Ancak son zamanlarda darbe ne yazik ki demokrasinin geçtigi kapilardan sizip demokrasinin ve devrimin Tunus kalesini de zapt etmeye basladi.

Bu son tesebbüsün Tunus devriminin sembol ismi Gannusiyi hedef almasi normal, ama tabii ki bir ülkenin kendi küresel degerine bu muameleyi reva görmesi hiç de normal degil. 
Gannusi bir ülkenin yetistirebilecegi en büyük degerlerden biri. Fikirleri var, tartisilabilecek, tartisildikça bir ülkenin entelektüel, manevi, siyasi ve ahlaki seviyesini derinlestirecek, ufkunu genisletebilecek fikirler. Ilhamini evrenselden alip sahada denenmis, gerçeklerle yüzlesmis, insanlarla diyalog içinde yogrulmus fikirler. 

Kendi bilgelerine bu muameleyi reva gören, reva görülmesine sessiz kalan bir ülke veya koca bir Islam dünyasi daha büyü bir felaket beklemesin. 

Sözümüz kendi bilge alimlerini zindanlarda tutan diger Islam ülkelerine de gitsin tabii.

Makalenin orjinali için bakiniz:https://www.yenisafak.com/yazarlar/yasin-aktay/gannusi-ve-tarz-i-siyaseti-4525392

YORUMLAR
YENİ YORUM YAP
güvenlik Kodu
EDİTÖRDEN
Bizimle sosyal ağlarda bağlantı kurun!