GERÇEĞE UZAK YAŞAMLAR

“İnsanları nasıl daha dürüst, daha nazik, daha ahlaklı yaparız? Bunun için altın bir tarifimiz yok. Bunu tartışmamız gerekiyor. Belki bilgisayarlar ve yapay zeka bize yardımcı olabilir. Belki metaevren bize yardımcı olabilir, ancak bu noktada şüpheciliğinizi paylaşıyorum. İnsanların insan kalması, iyilik yapması kolay olmayacak. Pek çok bilgisayar sisteminin hakim olduğu bir dünyada. ABD'de en çok depresyona girenler 12 ila 15 yaş arası kızlardır. Daha sonra aynı yaştaki oğlanlar bunu takip ediyor. Bunlar gençler ve depresyonun başlıca nedeni pandemi ve sosyal medya. Kızlar için bu o kadar zordur ki kendilerini sürekli başkalarıyla, belki de 'mükemmel' kızlarla karşılaştırırlar. Dolayısıyla bu insanlık meselesi belki de önümüzdeki yüzyılda sürekli tartışma konusu olacaktır.”
GERÇEĞE UZAK YAŞAMLAR
Mehmet SAĞLAM
Mehmet SAĞLAM
Eklenme Tarihi : 29.02.2024
Okunma Sayısı : 180

GERÇEĞE UZAK YAŞAMLAR

İnsanları nasıl daha dürüst, daha nazik, daha ahlaklı yaparız? Bunun için altın bir tarifimiz yok. Bunu tartışmamız gerekiyor. Belki bilgisayarlar ve yapay zeka bize yardımcı olabilir. Belki metaevren bize yardımcı olabilir, ancak bu noktada şüpheciliğinizi paylaşıyorum. İnsanların insan kalması, iyilik yapması kolay olmayacak. Pek çok bilgisayar sisteminin hakim olduğu bir dünyada. ABD'de en çok depresyona girenler 12 ila 15 yaş arası kızlardır. Daha sonra aynı yaştaki oğlanlar bunu takip ediyor. Bunlar gençler ve depresyonun başlıca nedeni pandemi ve sosyal medya. Kızlar için bu o kadar zordur ki kendilerini sürekli başkalarıyla, belki de 'mükemmel' kızlarla karşılaştırırlar. Dolayısıyla bu insanlık meselesi belki de önümüzdeki yüzyılda sürekli tartışma konusu olacaktır.”(Howard Gardner, https://uskudar.edu.tr/en/icerik/9036/the-inventor-of-multiple-intelligence-theory-prof-howard-gardner-from-the-usa-life-can-get-easier-in-the-future-however-to-be-human-might-not-be-that-easy)

 

İnsanlık tarihi boyunca ortaya çıkan yenilikler, tarihin akışında yeni toplumsal olaylar, yeni yaşam biçimleri, yeni ilişkiler ve değişimlere neden olmuştur. Yaşadığımız çağa adını veren dijital devrimle beraber yeni bir dünya düzeni inşa edildiğini hem yaşıyor hem de izliyoruz. Oluşan bu yenidünya düzeninin bir kısmının farkındayız, bir kısmının ise farkında değiliz ama çoğunlukla edilgen bir şekilde bu sürecin figüranı olarak kendimize düşen rolü oynamaya devam ediyoruz. Doğrusu bu kısım uzun uzun konuşularak, bazen komplo teorilerinin yoğunlaştığı bazen fütüristik düşüncelerin öne çıktığı farklı durumlarlatartışılabilir. Ama bugün dijital devrimle beraber ortaya çıkan bir başka sorun var. 

Dijital devrim; teknoloji, internet, sanal mecralar, sosyal medya platFormları derken insanlar gerçekten uzak ama "sahte" olana yakın bir hayat yaşamaya başladılar. Hemen yanı başındaki olaylardan bihaber ama dünyanın çok uzak yerlerinde kendisini hiç ilgilendirmeyen farklı birçok olayı takip etmeye çalışıyorlar. Başkalarının -ki bunlar çoğu zaman hiç tanımadığı kişiler- mutluluğuna, üzüntüsüne ortak olurken, karşısında gerçekte kim olduğunu bilmeden ve genellikle kendini olduğundan farklı göstererek insan kalmaya çalışıyor. Hemen yani başında olan iş  arkadaşının çocuğunun hastalığına duyarsız kalıp, sosyal medyada gerçekte olup olmadığını bilmediği bir hasta için duyarlılık gösterebiliyor. Bir dost meclisinde yakın arkadaşlar edinip konuş(a)mayan insanlar tuhaf ve biraz "havalı" isimlere sahip sohbet odalarında saatlerce konuşabiliyor. İnsan, kendi gerçek yaşamından hızla koparak kendi gerçeğine uzak,  hayali bir dünyanın parçası oluyor. Farkında olarak ya da olmayarak insanlar gerçeklik duygusundan uzaklaşıyor. Bu arada yaşadığımız bu kendine yabancılaşmanın ölçüsü kaçtığında psikiyatrik bir vakaya dönüşebiliyor. Dünyada çoklu zeka kuramının kurucusu olarak bilinen Prof. Howard Gardner’da yukarıda verilen konuşmasında buna dikkat çekiyor. Hayatımıza son hızla giren teknoloji, aynı hızla insanları bu doğal kimliğinden uzaklaştırıyor

İnsan, kendi doğal ortamında var olan, kendi sosyal çevresi ile bütünleştiğinde anlamlı olan bir varlıktır. Ancak geldiğimiz noktada insan bu kendi gerçeğinden hızla uzaklaşarak sahte bir yaşamın parçası olmaya doğru hızla ilerliyor. Kendi hayatını yaşayamadığı gibi başkalarının aslında nasıl yaşadığını bilmediği bir hayatı izlemek ile meşgul oluyorlar. Çağın araçlarını kullanmak onlardan faydalanmak şüphesiz bu tartışılacak bir durum değil. Kitap basmak için üretilmiş matbaayı inkâr edecek değiliz ama sadece matbaaya odaklanarak kitap okumayı da bırakmamalıyız. Geldiğimiz nokta maalesef bu, evet teknoloji bir üretim aracı, her anlamda üretim sağlayabilen ve topluma etki eden önemli bir araçtır. Ama bütün bunların aslında bizim insan olmamıza ya da insan kalmamıza hizmet eden bir araç olduğunu unutmuş görünüyoruz. O yüzdendir ki bugün yaşayan insan; gerçeğe uzak, hayale yakın yaşıyor. 

Aslında zor değil, sadece bir yerden başlamak gerekiyor. Bu bazen aile içinden, bazen yakın bir arkadaştan olabilir. Basit gibi görünen ama son derece etkili şeyler var. Bir hastayı ziyaret etmek, bir taziyeye gidip acıyı paylaşmak, yeni bir eve taşınan arkadaşa küçük bir hediye ile ziyarete gitmek, aynı işyerinde çalıştığımız, aynı binada yaşadığımız insanların farkında olmak ve bunu onlara hissettirmek… 

İnsanın, fark edilmek isteyen bir yapısı var ancak bu fark ediliş için yine bir başka insana ihtiyaç duyuyor. Tamda bu yüzden insan tek başına kaldıkça işi zorlaşıyor. Zorlandıkça da bir hayal rüzgârında savrulup duruyor.

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Hikmet Akademisi'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

YORUMLAR
Cesim ZEYDANLI
2.3.2024 22:54

GERÇEĞE UZAK YAŞAMLAR “İnsanları nasıl daha dürüst, daha nazik, daha ahlaklı yaparız? Bunun için altın bir tarifimiz var ''İnsanların nasıl daha dürüst, daha nazik, daha ahlaklı olacakları 1400 yıl önce insanlığa ilahi mesaj ile ''Yâ Muhammed, rahmetimizin ve merhametimizin gereği, biz seni kesinlikle bütün âlemlerin, insanların ve cinlerin, varlıkların tamamının hayrına, haklarının korunması için özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere, rahmet peygamberi olarak görevlendirip gönderdik.'' ( Enbiyâ / 107.) Efendimiz (s.a.v.) günlük yaşantısıyla insan olmanın ve insanca yaşamanın nasıl olması gerektiğini bildirdi. '' Andolsun ki, sizin için Resûlullah'da bir güzel nûmune-i imtisal vardır, Allah'ı ve ahiret gününü uman ve Allah'ı çokça zikreden zât için.''(Ahzâb/ 21) Ne zaman ki ilahi mesaj ve örneği terk edip yüzümüzü kokuşmuş batının hayat ilkelerine döndükten sonra bocalayıp batmaya başladık.. Bugünkü çıkmazlarımız Batının çıkmaz sokaklarına dalmamız sonucu değil mi?

İsmet Özalp
1.3.2024 02:03

Çok doğru elinize sağlık Hayırlı cumalar Selamlar

YENİ YORUM YAP
güvenlik Kodu
EDİTÖRDEN
Bizimle sosyal ağlarda bağlantı kurun!