Yasar Kaplan'in Ardindan

Yasar Kaplan kardesimiz 7 Ocak 2023'te Almanya'da vefat etti. Ya da o gün dünya sürgünü sona erdi. Çile ve tefekkür dolu bir ömür bitti! Ahiret yolculuguna çikisi görkemli oldu. Neredeyse Türkiye'nin her tarafindan dostlar cenazeye tesrif ettiler. Gerek Haci Bayram Camii avlusunda gerekse Taceddin Dergâhi mekaninda belki de yilardir bir araya gelmeyen dostlar bulustular. Resmi zevat, devlet erkaninin yani sira basta Meclis Baskani olmak üzere genis bir katilim oldu.

Yasar Kaplan'in vefatini müsterek dostumuz olan Arif Dülger Bey haber verdi. Taceddin Dergahi'na defnedilecegi haberini de Arif Bey'den aldim. Dirisine yeterince vefa gösterilmemis olsa da ölüsüne gösterilen vefa dogrusu beni memnun etti. Zira Yasar kardesimin dergahtaki komsulari da güzel insanlar, Nuri Pakdil abi ile yan yanalar, az ileride Muhsin Yazicioglu kardesimiz yatiyor. Allah cümlesine rahmet eylesin.

Yasar Kaplan aslinda basli basina bir mektepti. Yakindan tanidigimiz birçok kalem erbabi o mektebin mezunlaridir. Her ne kadar Yasar kardesimizin üç küsür yil süren mahkumiyetinin ardindan biraz sogukluk olsa da o ögrenciler abilerini unutmamislar. Hemen hemen birçogu cenazede idiler. Ayaküstü hatiralar yad edildi. Bu fakir de o mektebe uzak olmadigi için sohbetlerin, hatiralarin anlatimina istirak etti.

Bizler, Yasar Kaplan, Erdem Bayazit, Rasim Özdenören, Mehmet Akif Inan, Nuri Pakdil, Ercüment Özkan gibi sahsiyetler tipki Üstad Necip Fazil'in:

"Ben bir genç ariyorum, gençlikle köprübasi!

Tirnagi en yirtici hayvanin pençesinden,
Daha keskin eliyle, basini ensesinden,
Ayirip o genç adam, uzansa yatagina;
Yerlestirse basini, iki diz kapagina,
Soruverse: Ben neyim ve bu hal neyin nesi?
Yetis, yetis, hey sonsuz varlik muhasebesi!"

dizelerinde oldugu gibi; düsünen, anlayan, anladigini anlamlandiran, yasayan ve kendisini dünya hayatinda sadece misafir olarak gören bir neslin yetismesi için çirpindik. Kalanlar bir elin parmaklari kadar da olsa çirpinmaya devam edecekler. Zira o kusak ve devami hesabi olmadi, hep hasbi olmaya özen gösterdi. Eger bugün elle tutulur bir nesil varsa, o çabalarin ürünüdür. Iste Yasar Kaplan kardesim bu çabalarinin bedelini katbekat ödeyerek gitti.

Ne diyordu Yasar Kaplan 6 yil 3 ay hapis cezasi aldigi 'Demokrasi Risalesi' isimli eserinde; 'Seriat' kavramini genis genis anlattiktan sonra ve her dünya görüsünün bir seriati oldugunun altini çizdikten sonra: "Seriat hak asiklarinin, hukuk severlerin tanidikça daha çok sevecekleri bir sözcüktür. Olayin demokratik baglantisina gelince… 'Senin seriatin sana benim seriatim bana' diyemeyen hiçbir düzenin demokratikligi iddia edilemez." (Bkz. Demokrasi Risalesi Sh.54)

Yasar Kaplan'in Ankara/Kavaklidere Çevreli sokakta bulunan DGM durusmasinda ben de vardim. Durusma öncesi Ercümend Özkan, Yasar Kaplan ve saniyorum kardesi Lisani Kaplan da vardi. Durusma öncesi sohbet ediyoruz. Yasar Kaplan konusmalar esnasinda 'Demokrasi Risalesi' kitabindan dolayi ceza almayacagini ve rahat oldugunu ifade ediyordu. Ercümend Bey "Yasarcigim bu kadar emin olma, bu mahkemeden hukuki bir karar çikmaz, çiksa çiksa siyasi bir karar çikar" dedi. Nitekim öyle de oldu. Önce Hizbut-Tahrir durusmasi oldu, onlara 6 yil 3'er ay hapis cezasi verildi. Ardindan Ercümend Özkan ve Mehmet Çoban'in durusmasi oldu. Onlara da ayni cezayi verdiler. Onlarin da cezasi Iktibas'in 105. Sayisinda Mehmet Çoban'in 'Yolumuzdaki Esaslar' baslikli makalesi nedeniyle verildi. Sonrasinda Yasar Kaplan'in durusmasi basladi. Tarih 6 Subat 1986, Mahkeme Baskani Orhan Karadeniz. Durusma sirasinda Yasar Kaplan ifadesinde 'biz' tabirini birkaç kez kullaninca mahkeme baskani buna tahammül edemedi ve "Ne demek biz, biz yok, ben diyeceksin." diye sert bir tonla azarladi. Öyle ya 'biz' deyince bir tüzel kisilik anlasiliyor, eh herhalde koskoca DGM Baskani buna razi olamazdi. Ve karar çikti: 6 yil 3 ay hapis cezasi…

Yatti, aslanlar gibi çikti. Hapis hayati sürerken yakin dostlari Dr. Cengiz Kalkan, Arif Dülger, Hicabi Kirlangiç, Irfan Can, Ömer Çelik gibi arkadaslar canhiras bir sekilde hem 'Aylik Dergi'yi hem de Yasar Bey'in kitaplarini nesretmeye devam ettiler. Adi geçen kardeslerimin o dönemdeki gayretlerini gibta ile izledim. Gücümce yardimci olmaya da çalistim.

Yasar Kaplan'in cezasi bittikten sonra, onun dergi ve hizmetlerinin devamina yardimci olan kisilere vefa ziyaretleri yaptilar. Bu fakiri de ziyaret ettiler. Kaplan içeride iken basta 'Mekke Olaylari' olmak üzere ben de 'Aylik Dergi'ye yazilar veriyordum. Allah cümlesinin ecrini versin, beni de unutmamislardi.

Enderun Vakfi kurucu baskani merhum Zeki Soyak hocamiz muhtelif zamanlarda Yasar Kaplan Bey'in de bulundugu bazi düsünür, yazar, mütefekkir kimseleri Nevsehir'de bir araya getirirdi. Aklimda kaldigi kadariyla Prof. Seyyid Mehmet Sen, Prof. Nihat Bengisu, Prof. Mustafa Agirman, Yasar Kaplan, Süleyman Arslantas, Mustafa Islamoglu gibi sahislar iki gün orada beyin firtinasi yapardik. Amaç düsünebilen bir gençlik ve yasanabilir bir Islam anlayisinin insasi idi. Özellikle gençlere tavsiyem odur ki; bakiniz sizin için bir ömür gayret gösteren büyükleriniz gidiyor. Onlardan hem ders alin hem de onlarin sahih olan, Islam'in degismezleri ile çatismayan görüslerini paylasin. Bu günlere kolay gelinmedi. Biz yaslilarin size karsi borcu oldugu gibi, siz, bugünün gençlerinin de gelecek nesillere borcu oldugunu unutmayin emi!

Ben tekrar basta Lisani ve Ibrahim Kaplan kardeslerim olmak üzere Yasar Kaplan kardesimin tüm akraba, dost ve yakin çevresine ve de Yasar Kaplan kardesime de rahmet diliyorum. Zira Allah'in rahmetine gidenler kadar kalanlar da muhtaç.

Bu yazida yer alan fikirler yazara aittir. Hikmet Akademisi’nin bakis açisini yansitmayabilir.