UMRE YAPMAK

Umrede seremoni ihram ile başlıyor; ölüm, ölmek, ihrama girmek, İhramla nasıl ölüyoruz? İhram nedir peki? Seni sana hatırlatan her şey, başkalarını senden ayıran her şey, senin kimin hayatında olduğunu, ne iş yaptığını gösteren her şey. Ve nihayet senden işaret taşıyan, hayat düzenini gösteren, toplum düzenini işaretleyen her şey, "dünya" yadigarı her şey. Hayatta terkedilmeyeceğini sandığın her şey, insanî olmayan her şey, insandan başkasını hatıra getiren her şey, sende gündelikleri çağrıştıran her şey, Mîkât'tan önceki hayattan bir koku taşıyan her şey, seni defnedilmekten önceki durumuna geri döndüren her şey.... Aynaya bakma ki gözün kendine ilişmesin, kendini unutasın, kendi "var bulunuş"unu zihninden atasın
UMRE YAPMAK
Hasan DÜNDAR
Hasan DÜNDAR
Eklenme Tarihi : 26.04.2025
Okunma Sayısı : 271

UMRE YAPMAK . . .

 

Yıllar önce “Başkasının ölümü” Adlı bir tiyatro oyunu seyretmiştim. Hatta Mazlumder Malatya şubesinin bir organizasyonu olan tiyatro oyununu Malatya’da sergilenmeden önceki açış konuşmasını da o dönem Mazlumder Malatya şube başkanı olan Abdullah Polat ağabeyin önerisi ile ben yapmıştım.

 

İranlı Muhsin Mahmelbaf tarafından kaleme alınan bir oyun. Türkiye’de Ulvi Alacakaptan tarafından 198o’li yıllarında sahnelendi. Şimdilerde belki onlarca versiyonu sergilenerek devam ediyordur. Aslında tiyatro oyunu evrensel bir temaya sahip. Fakat ilk sergilendiği yıllarda Afganistan işgalinin başkomutanı Babrak Karmallar olarak bir söylem, işin subliminal mesajını içerirken bugün belki Netanyahu olarak isimlendirilebilir. Başkomutan olmak isteyen bir zalim komutanın sürekli katliam yaparak yükselmek arzusunun bir anında ölüm meleği ile karşılaşıp kendisinin ölümü söz konusu olunca yaptığı pazarlıklarla alçalıp ölüm meleği karşısında zavallılaşmasını anlatıyordu oyun… Çünkü başkaları ölürken bir planın çerçevesinde ölüyorlardı “onlar yası tutulacaklardan” değillerdi. Ama sıra ben’e gelince daha yapacak çok çok işi vardı… Olmaz, olmamalı, bu bir haksızlıktı, kendisi başkomutan olacaktı. Evet dünyanın bütün mezarlıkları işi yarım kalmış, işi bitmemiş insanlar ile doludur. Aynı başkomutan olmak için herkese ölüm emri veren komutanın başkomutan olmaya ramak kala azrail ile yüz yüze gelmesi gibi…

 

Levinas 20. yüzyıl düşüncesini derinden etkilemiş önemli bir düşünürdür. Levinas ölüme dair bilincin ancak başkası’nın ölümü aracılığıyla edinilebileceğini düşünür ve onun bu düşüncesi Heidegger’in düşüncesiyle paralellik gösterir. Ancak Heidegger için başkası’nın ölümü Dasein’ın (Varoluş) kendi zamansallığını ve ölümlülüğünü hatırlaması yoluyla yine kendi varlığına dair bir bilinç sahibi olması anlamına gelirken, Levinas için bu kavramlar etik bireye başkası’na karşı sonsuz sorumluluğunu hatırlatması açısından önemlidir. Başkası’nın ölümünün kendin’de yarattığı duygulanımın yönü kişiyi varlık bilincine ya da etik bilince sahip bir birey yapar. Buradan da anlaşılacağı üzere, Heidegger’in ölüm düşüncesi ölüm-sahibinin kendisine, Levinas’ın ölüm düşüncesi ise ölüm-sahibinden başkası’na yönelik çıkarımlara sebebiyet verir. Fakat Aristo tarafından ruhun temizlenmesi yani arınmasını anlam olarak yüklediği katharsis aslında ölümle birlikte ortaya Tragedyanın (Trajedi) hissedilen korku ve acıma duygusu temelinde gerçekleşen arınma, tragedyayı ahlaki sınırlar dahilinde kalmaya zorlar Yani UMRE olayında aslında Aristotelesçi kathartik tragedya Heideggerci bir varlık bilinci üzerinden ahlaki bir arınmayı öngördüğünün ifadesi olarak görebiliriz…

 

Ölümü hiç kendimize yakıştırmayız, hep başkasında görürüz. İbret almak mı? Her defasında görüp duyup da her defasında ders almayız, hemen de unutur, yokmuş gibi davranmayı tercih ederiz. Sonra, aniden bizim başımıza gelir ve başkalarına ibret oluruz. İşte Umre yapmak demek “Haydi bir ölelim” seromonisidir. Yani şiarlar ve kutsal geleneğin tekrarı ile birlikte “Yarın için ne hazırlığımız var” ın muhasebesini yapmaktır. Kendimiz için asla bir tiyatro değildir veya biz tiyatronun bir oyuncusu değiliz. Bizim dışımızdakiler bizim benimizin bu seremoniler dizisini tiyatro olarak izleyebilirler. Ama bunu yaparak benimizi hesaba çekmek işi, mış gibi bir tiyatro oyunu değildir… Şimdi derseniz ki Seromoni ile tiyatro arasındaki fark nedir?

Şöyle cevap verebilirim. Seremoni, genellikle bir inanç, gelenek ya da sosyal düzen için yapılan anlam yüklü ritüellerdir; tiyatro ise sanat ve eğlence amacıyla yapılan sahne perFormansıdır.

 

Katharsis insanın parçalanmış bütünlüğünün yeniden kurulmasıdır; arınma etik bir arınmadır. Rasyonel akla davettir, ahlaksal iyiye doğru akıl da bulmadır. Kaderin tevafukunu, rastlantısallığını ve hayatın bilinmeyenlerine karşı cesaretle savaşmadır, özgürleşmedir. Yeniden değer ve kişilik yaratmadır, zihinseldir.. İnsanoğlu için  Kendi’nin ölümü sürekli şimdiden kaçan, daima gelecekte olacak olan bir olgudur. Bu nedenle ölümle ilişki, sınırlı da olsa, yalnızca başkası’nın acısı ve ölümü aracılığıyla kurulabilir. Umrede yapılmak istenen, başkasını değilde üç boyutlu bir filimde; filmin baş aktörü olarak kendi ölümünü hem an be an yaşamak hemde dışarıdan bir seyirci olarak iliklerinde hissedercesine izleyerek ibret almak. Sonuçta gerçek bir ölüm olmamakla birlikte bu eylem sonrası bir tekrardan taptaze varoluş muradı sözkonusudur…

 

Umrede seremoni  ihram ile başlıyor; ölüm, ölmek, ihrama girmek, İhramla nasıl ölüyoruz? İhram nedir peki? Seni sana hatırlatan her şey, başkalarını senden ayıran her şey, senin kimin hayatında olduğunu, ne iş yaptığını gösteren her şey. Ve nihayet senden işaret taşıyan, hayat düzenini gösteren, toplum düzenini işaretleyen her şey, "dünya" yadigarı her şey. Hayatta terkedilmeyeceğini sandığın her şey, insanî olmayan her şey, insandan başkasını hatıra getiren her şey, sende gündelikleri çağrıştıran her şey, Mîkât'tan önceki hayattan bir koku taşıyan her şey, seni defnedilmekten önceki durumuna geri döndüren her şey....  Aynaya bakma ki gözün kendine ilişmesin, kendini unutasın, kendi "var bulunuş"unu zihninden atasın. (1) İki beyaz parça kumaş. Birisini beline dolayıp bacaklarını kapatacak şekilde ötekinide omuzlarının üstünden bedenini örtecek şekilde büründüğün adeta kefen bezi… Umre için ihram, farz değil ama şarttır. Yani ihram olmadan yapılan umre geçersiz olur. İhram ise ancak mikat sınırından önce veya orada giyilmelidir. Mikatı ihramsız geçmek, ceza (dem) gerektirir. Sadece kadınlar umreye niyetlerinde üzerindeki elbiselerle ihrama girmiş oluyorlar. Kadınların farklı bir elbise giymelerine gerek yok…

 

Aslında Mikat kefeni giydiğin noktadır. İhrama mikatta giriyorsan o yer bir başlangıç noktasıdır diye düşünmek lazım. Umre-Hac için mikat yerleri peygamberimiz tarafından belirlenmiş olup Mekke’ye (Kabe’ye) gelme yönlerine göre tayin edilmiştir. Eğer Mekke’de ikamet ediyorsanız veya Hac öncesi umre yapmış iseniz tekrar umre için tekrar mikata gitmek lazım… Nerden gelmiş olursan ol Kabe senin mükim sayıldığın yer. Orada iken artık yolcu değilsin. Kabe Allah’ın evi, ümmetin ortak evi. Umre için daha yakın mikatlar genelde Tenim (Hz.Aişe mescidi) tercih edilir. Umre ve Hac mikatları genelde aynıdır. Fakat Hac ve Umre’nin  niyetleri farklıdır. Yapılış tarzları aynı gibi görünmekle birlikte umre Kabe’de yapılır ama hac Arafat’ta yapılır. Arafat sonrası müzdelife camarat Mina var isede Arafat’sız bir hac düşünülemez… Azrail ruhunu kabzediyor. Mikattasın… Ölünce giyilen kefeni sen önceden giymişsin. Kişiye özel bir muamele yok. Ölçü almak, terzi, prova vb yok… Modası hiç geçmiyor bu ihramın. Dikişsiz, iki parça ve beyaz. Ölünün cenaze namazı kılınır biliyorsun… Ölü namaz kılamaz, fakat mikatta ihrama girerken iki rekat niyet (ihram) namazı kılıcaksın…

 

Ölüsün adeta, ama kendi namazını kendin kılıyorsun. Niyet namazı(İhram) tek tek kılınan bir namaz. İhram namazı cemaatle kılınmaz. Artık bu yolculukta tek başınasın. Kendi hesabını kendin vermeye başlayacaksın. Etrafın olabildiğince kalabalık, yol göstericiler, yardımcılar, hocalar, herkes olabildiğince çok ama sen denizde apayrı bir katre gibisin. Tek başınasın… Bu ibadet artık tekil devam edecek, sırf sana özel ve senin özelinde devam edecek.

 

İhram elbisesi içinde, yasaklarla dolu harîmde Ka'be'ye hareket... Artı ihramlı halinle sen bir ölüsün, Kavga yok, cedel yok ,küfür etmek yok, cinsel davranışlar yasak ve eşinle birliktelik yok. Koku sürmek yok. Dikişli elbise yok, elbiseden birşey koparmak yok. Avlanma yasak. Baş açık ve ayak çıplak yada terlikli.  Kadınların yüzü açık. Lebbeyk Nidalarıyla Allah'a yöneliş. Lebbeyk, yani Allah seni davet etmiş, sana gel diye seslenmiş. Sen de şimdi gelerek O'na cevap veriyor, O'nun davetine icabet ediyorsun: Lebbeyk! Lebbeyk Allahümme lebbeyk, inne'l hamde ve'n-ni'mete leke ve'1-mülk, La şerike leke lebbeyk! Evet Ya Rabbi evet, "övgü" ve "nimet" sana özgüdür, "saltanat" da tabiî! Senin hiçbir ortağın yok elbette. Bunu canı gönülden kabul ediyorum. Hamd, nimet ve mülk! Şu üç egemen gücün reddedilişi: istihmar, istismar ve istibdat, tarihe egemen olan üçlü! Hepsi de koyun olan, Allah'ın koyunları olan halkın başına üşüşmüş, tilki, fare ve kurt...Allah'ın sesi sahrada duyuluyor, her bir zerreden bu ses yankılanıyor, yerle gök arasındaki bütün boşluğu dolduruyor, herkes onu duyuyor, herkes onu kendine hitab alarak kabul ediyor ve dinliyor. Dinliyor; çünkü Allah onu çağırıyor, ona sesleniyor.O ise can-ı gönülden, gönlünün derinliklerinden feryâd ediyor: Lebbeyk Allahümme Lebbeyk!  (2) Buyur Allah’ım buyur emrindeyim…

 

Kabe’yi görene kadar bu telbiyeye devam ediyorsun. Kabe’yi görüncede sen rabbinle başbaşasın. Kendi lisanınla kendi hal lisanınla dile rabbinden ne dileyeceksen… Bu anlar ve bu vakit çok kıymetli onun için vaktini boşa harcama. Önemli olan ne ise onun için ellerini aç. Mağfiret iste, merhamet dilen. Fırsat bu fırsat… Allah’ın hazinesi çok geniş, tükenmez,  onun için iste istediğin kadar. Tövbe et, istiğfar et, yalvar, yakar, kimseyi rahatsız etmeden ağla sızla rabbine iltica et. Sana ısmarlanan duaları arz et. Tanıdıklarına, ailene, akrabalarına, dostlarına, arkadaşlarına, komşularına sonsuz dua et.

 

Artık Umre vazifelerine başlayabilirsin dualarından sonra. İhram, niyet, ihram namazı ve telbiyeden sonra kabenin etrafında 7 şavt tavaf ve Safa-Merve tepeleri arasında da 7 sefer say yapmaya başlayabilirsin.

 

Tavaf; Kabe’yi sol tarafına alıp yani kalbini Kabe’ye adeta bağlayıp  gezegenlerle yeknesak bir şekilde dua ederk 7 kez dönmek. 7 nin sebebini ve hikmetini kitapların derinliklerine bırakırken tavafta yapılacaklara gelelim. Çok lüks sözlere ve fiyakalı cümlelere gerek duymadan tavaf yapmalısın Tavafın şekli nedir ve nasıl olmalıdır? Tavafı eğer Kabe’nin hemen etrafından yapıyorsan işin biraz kolay. Yani Az yürüyeceksin demektir. Şimdilerde  İhramlılara torpil geçiyorlar yani ihramlılar Kabe’nin hemen etrafında tavaf yapabiliyorlar. İhramınız yok ise zemin, 1.kat yada 2.kat veya çatı katında tavaf yapacaksınız demektir. Yolu iyi değerlendir. Her şavt’ta özel dualarını et. Dua için ders çalış. Hazırlığını yap. Eline tutuşturulan kitablardaki şavt dualarını okuma demiyorum onlarıda oku. Ama hani sen kendini, nefsini, amelini tamire gelmiştin ya. İşte buraya gelmeden ve şavt tavaflarına başlamadan kendini gözden geçir, eksiklerinizi, fazlalıklarını bilcümle törpülenip yada tamamlanacak yanlarını tesbit etmelisin. Kimse seni senden iyi tanıyamaz. Dışarıdan nasıl göründüğün ve nasıl gördükleri önemli değil. İç dünyana yolculuklar yap. İç dünyandaki kargaşaya son verecek, seni iyi bir kul yapacak ibadet dualarını hazırla. Süslü sözlere, yaldızlı cümlelere, parlak kelimelere gerek yok. İçten, samimi ve hal dilinle yalvarmak, boynu bükük, gözü yaşlı, yalınayak, başı açık, kefenli (ihram) halinle yeşil ışıkta elini uzat Hacer’ül esvede. Bismillahi Allah-u ekber diye nida et. Üç defa… Elini manen Allah’ın elinin üstüne koy, Ahdini yenile, sözleşmeni gözden geçirme fırsatını iyi değerlendir. Dua dua üstüne… Yarabbi biz elimizi sana uzattık. Sen elimizi geri çevirme, sen bizim elimizden tutmazsan nice olur bizim halimiz. Sen bize merhamet et. Sen bizim imanımızı sahihleştirmek fırsatları ve imkanları ver. Sen amellerimizi salihleştirmek için bize yardım et, gaybi yardımlarla bizi destekle, üstümüze sabır yağdır, ayaklarımızı sabit kıl.

 

Acizane yaptığım hac ve umrelerde ve bu esnada yaptığım tavaf şavtlarında nasıl bir hazırlık yaptığımı ve dua şeklini ifade etmek istiyorum…  Allah riya yazmasın inşallah, belki daha kıymetli hazırlık ve çalışmalar vardır ve belki bu yazacaklarım daha güzel dua şekillerine sebep olur temennisiyle arz etmek istiyorum…

 

Önce küp şeklinde olan ve üstten görünüşü dörtgen olan Kabe’yi hacerul esvedten bir doğru, rüknul yemani bir doğrultu olmak üzere dört parçaya bölüyorum… Tavafa hacerul esved ile başladığımız için hacerul esvedin sağ tarafına iyi olarak yaptığım ama zararıma olan törpülenecek 7 şeyi azdan çoka dışarıdan içeriye doğru yazıyorum. Rüknul yemaniden çizdiğim doğruya kadar olan bu bölüm tamamlanınca bu defa yine sağ ama üst tarafa yine daha az iyi ama yine törpülenecek 7 şeyi yazıyorum. Bu metod ile bu sefer sol tarafın üst parçacısına az yanlış olan ve tamamlanacak 7 şeyi yazıyorum. Son olarakta sol tarafın alt kısmına da çok kötü eksiklerim olan 7 şeyi yazıyorum… Kısacası toplamda 28 konu ve konumda dua alanları ve çerçevesi oluşturuyorum. Şimdi bu dualarımı çerçeveleteceğim. Nasıl derseniz? Hani ihramı giyip niyet namazını kılarken tek tek namaza durduk cemaatle kılmadık ya… Hani tek başımıza yola çıkıyoruz dedik ya… İşte 7 şavtımızın üst başlıkları da bizim 28 dualarımızın çerçevesi olacaktır… Dikkat edeceğimiz husus ilk üç şavt esnasında sağ omuzumuzu açıkta bırakarak pazu gösterisi yapıyoruz, düşman çatlatmak denilen bu Remel hareketi peygamberimizin bir sünneti olup gücü sembolize eder.

 

Umre tavafının 1- Şavt : Kendi nefsimiz için, İslamımız, imanımız, bağlılığımız(taatimiz), sadıklığımız, sabrımız, mütevaziliğimiz, sadaka vermemiz, oruç tutmamız, iffetimiz, Allah’ı zikrimiz(namazımız)… 2- Şavt: Ailemiz -Evlatlarımız için,  3- Şavt: Akrabalarımız için,  4- Şavt: Mevcuttaki  yol arkadaşlarımız- dostlarımız için, 5- Şavt: Rızkımız-Kazancımız için  6- Memleketimiz (İlimiz - Ülkemiz) için 7- Şavt : Öncelikle alemi islam ve bütün dünya için… Umre tavafının şavtları 7 üst başlık ve 28 alan ve konudaki dualarımız ile bitirildikten sonra yine 2 rekat tavaf namazı kılacağız. Hacerul esvedde başladı ve hacerul esvedde biten bir ibadet tavaf. Şimdi tavaf namazınıda yine tek başımıza kılıyoruz. Yine cemaat yok… Tavaf namazını İbrahim makamının civarında imkan varsa kılmalıyız. Allah evinin ustası, putkıran İbrahim’inde anılması ve hatırlanması iyi olur. 

 

Tavaf namazından sonra say için Safa tepesine doğru gidiyoruz… Say için Kabe’ye dönerek niyetimizi ve dualarımızı ediyoruz… Say içinde safa ve Merve tepeleri arasında 7 şavt yapıyoruz… Yine bu 7 şavt esnasında tavafta kategorize ettiğimiz 7 üst başlık çerçevesinde say ve gayrete tekabül eden dualarımızı yapıyoruz…  Say esnasında safadan Merve’ye giderken belirlenen yer ve miktarda koşar gibi adımlarla çalımlı çalımlı yürüyoruz. Bu harekete Hervele denilir, adeta düşmana karşı sembolik bir güç gösterisi yapıyoruz. Say sonrası yine tekil kılacağımız iki rekat say namazı kılıyoruz. Sonrasında da saçımızı ihramlı olmayan birisine gereken miktarı kadar traş edip ihramdan çıkıyoruz…

 

Mekke müşrikleri Kuran’ın ahiret, yeniden diriliş, hesap, kitap, mizan anlatımlarına “Esatirul evvelin” eskilerin uydurma hikayeleri diyorlardı. Allah onları dünyada iken bile Zelil ve rezil eti. Onun için bir seremoni şeklinde yürüttüğümüz bu ibadet zincirine boş beleş bir tiyatral oyun olarak bakmamak gerekir. Vakti zamanı belli olmadan başımıza gelecek bir ölüm hadisesi ile muhatap olacağımız kabir, hesap günü, mizan ve cennet-cehennem gerçekliğinin bir öncesinden hazırlık babından yaşanmışlığı olan umre görevlerimizi ikmal ile eksiklerimizi tamamlayıp fazlalıklarımızı törpüleyerek kendimizi arındırmak için tövbe istiğfar vesilesi oluşturmuş oluyoruz… Adeta ruhumuzu rahmet yağmurları rahmani rüzgarlarla yıkayıp temizliyoruz… Ne mutlu umre yaparak bünyesi  imar yolsuzluklarına fırsat vermeyecek şekilde kendini arındırıp temizleyerek mütmain bir nefis sahibi olanlara…

 

D İ P N O T L A R:

1- Ali Şeriati - Hacc-sh-35

2-Ali Şeriati - Hacc-sh-38

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Hikmet Akademisi'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

YAZARA AİT BÜTÜN YAZILAR
1 UMRE YAPMAK 2 BU ZAMANDA UMREYE GİTMEK…3 İkinci El Zaman4 KALABALIK YALNIZLIK5 Taha Abdurrahman6 KİTAP KRİTİĞİ- Ali YALÇIN Rüya İşçileri- ROMAN7 HİTLER’İN GAZ ODALARINDAN GAZZE’YE APARTHEİD ve HOLOKOST (2)8 HİTLER’İN GAZ ODALARINDAN GAZZE’YE APARTHEİD ve HOLOKOST (1)9 DEPREM GÜNLERİNDE FELSEFE YAPMAK…10 ABRAHAM ANLAŞMALARI VE AKSA TUFANI…11 İSRAİL’İN ONBİR EYLÜLÜ !..12 EPİSTEMİK İDDİAMIZLA SINANMANIN ONTOLOJİSİ …13 TUNUS’TA YENİ TUTUKLAMA14 Cevdet Said'in Anısına?15 Iskence:Siddetin Insanliga Ihaneti-216 Iskence : Siddetin Insanliga Ihaneti -117 Öteki Üzerinden Kimlik Kazanmak? 18 Stk'lar, Silahsiz Türk Kuvvetleri?19 19 Ekimin 19. Yilinda Aliya Izzetbegoviç'i Hatirlamak?20 G o n g o?21 11 Eylül, Kutsal Siddetler Geçidi?22 Onbir Eylül: Siddetin Lâboratuvari?23 Siddetin Bugünkü Anlami Üzerine24 Kapitalizim, Büyük Günahtir?25 En Büyük Seytani Taslamak?26 Özenle "Kanaat Önderi " Imalati Yapilir27 Üç Günlük Dünya?28 28 Subat'i Yapanlar Yargilandi?29 28 Subat, Soguk ve Karanlik Süreç?30 28 Subat 1997, Mgk Kararlari?331 28 Subat Senaryolari Girla Ama Aglariz Gülünecek Halimize... 232 Bir 28 Subat Varmis, Simdi Yokmus !!!?33 Üstadim Cevdet Said Bugün Vefat Etti34 Bu Düzen Degismeli?35 Dijitallesen Hayatta İslami Hareketin Ontolojisi?36 Allah’in Boyasi Ne Renk ???37 Dijital Panoptikon38 Islami Seracilik?39 Epistemik Siddetin Retorigi40 Miadini Doldurmus Konularda, Misyonsuz Tartismalar Yapmak41 Dönüsümlü Ötekilik42 Ben Demistim?43 Ilk Kisisel Çagrimiz
YORUMLAR
YENİ YORUM YAP
güvenlik Kodu
EDİTÖRDEN
Bizimle sosyal ağlarda bağlantı kurun!