Vergilendirilmis Kazanç Kutsaldir!

Çin’le iliskilerde, Dogu Türkistan sorunu hep basimizi agritacak. Hindistan’la iliskilerde hep önümüze Kesmir sorunu gelecek...
Vergilendirilmis Kazanç Kutsaldir!
Abdurrahman DILIPAK
Abdurrahman DILIPAK
Eklenme Tarihi : 7.02.2021
Okunma Sayısı : 1602

Çin’le iliskilerde, Dogu Türkistan sorunu hep basimizi agritacak. Hindistan’la iliskilerde hep önümüze Kesmir sorunu gelecek. Rusya ile iliskilerde Çeçenistan, Ukrayna Belarus konusu gündeme gelecek. AB ile iliskilerde Kibris ve Yunanistan’la iliskiler Ermenistan konusu hep önümüze çikacak. PKK ve FETÖ’yü söylemeye gerek yok. Ya da Israil’i de öyle.

Bundan sonra LGBT konusu da hep önümüze çikacak. Bu konu adim adim bugünlere tasindi.

Evet insanlar azar oldu, bu is azar azar oldu! Bu isler olurken, azarlayan olmadi. Az “AR” olup, arsizlik itibar görünce, namus pazar metai olunca sonuç da böyle oldu.

Bakin biz buraya nasil geldik; Kaos GL Dernegi, Sovyetlerin dagilmasindan hemen sonra, 1994’ün Eylül ayinda, Türkiye’deki LGBTQ+ BIREY’lerini, desteklemek ve özgürlük adina bir araya getirmek için Ankara’da kuruldu.. Aslinda BÇG adiyla olmasa da ordu içinde BÇG’nin altyapisini olusturan hareket 1991’de, Margaret Thatcher’in NATO toplantisinda “Tehlikenin renginin artik kirmizi degil, yesil oldugunu” açiklamasi ile basladi ve bunun STK’lar arasindaki karsiligi da ADD ve ÇYDD oldu. Yabanci vakiflar, Bilgi Üni. gibi birtakim üniversiteler IHD, AI gibi yerli ve yabanci insan haklari örgütleri bu ise destek verdiler, sahip çiktilar. Madia, film sektörü, reklam ajanslari da tabii.

Zaten Özal zamaninda 14 Ekim 1984’de, “BM, Kadinlara Karsi Her Türlü Ayrimciligin Ortadan Kaldirilmasi Sözlesmesi”nin onaylanmasi ile süreç baslatilmisti. O günlerde bir de “Seküler kutsal” tartismasi baslamisti. Ve ilk “Kutsal Fahise” tartismasi da bizde o gün basladi. Öyle ya, “Vergilendirilmis kazanç kutsal”di! “Bir alisveris, bir fis” tartismalari, KDV tartismalarinin gölgesinde bu konu kaynadi gitti. O yil Karaköy Genelevlerinin Patroniçesi Matild Manukyan vergi rekortmeni olunca, Maliye ona vergi rekortmeni olarak madalya takti. Kampanyanin adi “Vergilendirilmis kazanç kutsal”di ve Madam Matild de bu “Seküler kutsal”in azizesi konumundaydi.

AK Parti dönemine gelirken durum buydu. 14 Agustos 2001’de AK Parti kuruldu. 2011 yilinin Mayis ayinda Istanbul’da gerçeklesen Avrupa Konseyi Bakanlar Kurulu toplantisinda imzaya açilan ve Türkiye’de 1 Agustos 2014’te yürürlüge giren sözlesme aslinda tartismalarin baslangici oldu. Aslinda 28 Subat döneminde 2000 yilinda “Avrupa’da Kadinlara Yönelik Siddete Iliskin 1450 sayili Tavsiye Karari” alindi. Bu Istanbul sözlesmesine giden yoldaki ilk adimdir. AK Parti’nin kurulusundan 1 yil sonra 2002’de “Kadinlara Yönelik Aile Içi Siddete Iliskin 1582 sayili Tavsiye Karari” alindi. AK Parti o dönemde AB’ye tam üye olma hayali ile batidan gelen hemen hemen her talebe evet diyordu. Iktidar olmak için her kesimin oyuna ihtiyaci vardi. Ve iktidara giden yol bu vadiden geçiyordu.

09.10.2002’de AK Parti “escinsellerin hak ihlali yasadiklari ve kendi yönetimlerinde herhangi bir ayirima maruz kalmayacaklari taahhüdü”nde bulundu. AK Parti açisindan bu tarih, bir kirilma noktasi olarak talihsiz bir gündür.

2010’a kadar süreç söyle gelisti: 2005’de “Zorla Evlendirme ve Çocuk Evliliklerine Iliskin 1723 sayili Tavsiye Karari” 2006’da, “Kadinlara Yönelik Siddet Ile Mücadele Için Birlik Olan Parlamentolara Iliskin 1759 sayili Tavsiye Karari” alindi. Tam da o günlerde Lambdaistanbul “LGBTI+ Dayanisma Dernegi” resmen faaliyete basladi. “Soguk savas”tan hemen sonra, BÇG benzeri yapilarin örgütlendigi 1993 yilinda Istanbul’da kurulan ve 2006 Mayis’inda resmilesen LGBTI dayanisma dernegi 1993 yilindan beri, Uluslararasi Lezbiyen, Gay, Biseksüel, Trans ve Interseks Birligi ILGA’nin üyesidir. 

2006 da bu anlamda oldukça hareketlidir. Mesela 1996 yilinda Istanbul Beyoglu’nda bir grup seks isçisi tarafindan kurulan, seks isçilerine cinsel saglik sosyal, psikolojik destek için, danismanlik yapan “Kadin Kapisi” isimli dernek de o yil kuruldu. Yine ayni yil, “Toplumsal cinsiyet esitligi bilincini yayginlastirmak” için “Uçan Süpürge Kadin Iletisim ve Arastirma Dernegi” kuruldu. Eszamanli olarak 30.6.2006’da bir dernek daha kuruldu: “Pembe Hayat LGBTI+ Dayanisma Dernegi”. Bu dernek translarin ilk resmi dernegidir.

2007’de, “Ilaçla Kolaylastirilmis Cinsel Saldiriya Iliskin 1777 sayili Tavsiye Karari”, 2007’de, “Kadinlara Yönelik Siddet Ile Mücadele Için Birlik Olan Parlamentolar tarafindan yayinlanan 1817 sayili Tavsiye Karari”, 2008’de, “Kadinlara Yönelik Siddet Ile Mücadele: Avrupa Konseyi Sözlesmesi’ne Dogru konu basligini içeren 1847 sayili Tavsiye Karari”.. Bu tavsiye karari esasen “Istanbul sözlesmesi”ne giden sürecin baslangicidir. Ayni yil, 08 Nisan’da Türkiye’de ilk “LGBT Ögrenci Dernegi” kuruldu. 31 Mayis’ta da Istanbul’da ilk, turistik 170 yatakli LGBT oteli açildi. Ocak 2008’de bir dernek daha kurulur: “LISTAG Lezbiyen Gay Biseksüel Trans Interseks Bireylerin Aileleri ve Yakinlari Dernegi” 2006 örgütlenmesi, aslinda Istanbul sözlesmesine giden yolda sivil lobi gücünü olusturur ve hemen hepsi AB ülkelerinin açik ve yakin, destek ve korumasi altindadir. 2009’da “Silahli Çatisma Durumunda Kadinlara Yönelik Cinsel Siddete Iliskin 1879 sayili Tavsiye Karari” yayinlandi. Ayni yil 5 tavsiye karari daha yayinlandi: “Kadin ve Kizlarin Kaçirilmasini da Içeren Cinsiyete Dayali Insan Haklari Ihlalleri ile Mücadeleye Iliskin 1868 sayili Tavsiye Karari” ve “Kadinlarin Öldürülmesine Iliskin 1861 sayili Tavsiye Karari” Ardindan “‘Sözde namus cinayetleri’ Ile Mücadeleye Duyulan Acil Ihtiyaca Iliskin 1881 sayili Tavsiye Karari”. Bunu, “Kadinlara Evlilik Içi Tecavüzü de Kapsayan Tecavüze Iliskin 1887 sayili Tavsiye Karari” izledi. 2009 yili 5. Tavsiye karari ile noktalanirken, aslinda Istanbul sözlesmesinin omurgasi ve çerçevesi de bu tavsiye kararlari sürecinde sekillenmisti. Yilin son tavsiye karari: “Özellikle Aile Içi Siddet Görme Riski Olan Göçmen Kadinlara Iliskin 1891 sayili Tavsiye Karari” oldu. Ankara’da siyaset ve bürokrasi kurbaga haslamasi yöntemi ile mafsallari gevsetilmis haldeydi, Media, malum sermaye ve çevrelerin pohpohlamasi ile olta yutturulmustu.

Istanbul Sözlesmesi öncesi son tavsiye karari 2010 yilinda alindi ve “Aile Içi Siddete Sahit Olmus Çocuklara Iliskin 1905 sayili Tavsiye Karari” yayinlandi. Bu tavsiyelerde kilavuz karga olunca, olan oldu. Tarih övgü ve sövgü kitabi degildi. Bir toplumun ortak hafizasi ve tecrübeler birikimi idi. 7-8 Hasan Pasanin mantigindan çikarmamiz gereken dersi çikaramamistik. 2011 Mayis’inda aguyu altin tas içre ve bala karistirip sunmuslardi. Bugün bu isten nasil kurtuluruz diye düsündügümüz belayi o gün kendi ellerimizle ve Istanbul adini lekeleyecek bir sekilde basimiza bela ettik.

2011 Mayis’indan sonra ne oldu onu da yarin anlatayim. Selâm ve dua ile. 

Dün Nerede Kalmistik

Dün baslayip, bugün de devam eden yazimi, Istanbul Sözlesmesi etrafinda kopan firtinanin bugün Bogaziçi’nde esen rüzgârin arkasindaki derin gerçegi, ne oluyor, neden oluyor, nasil oluyor anlamak isteyen genel merkezi, parti grubu, teskilati ve AK Parti’ye oy veren seçmenine ithaf ediyorum!

Evet, 2011 yilinin Mayis ayinda Istanbul’da gerçeklesen Avrupa Konseyi Bakanlar Kurulu toplantisinda imzaya açilan Istanbul Sözlesmesi, 1 Agustos 2014’te yürürlüge girdi.

29 Kasim 2011’de 6251 sayili kanunla kabul edilen sözlesme ile birlikte “Toplumsal Cinsiyet” kavrami mesrulastirildi ve bu çerçevede cinsel deneyim, tercih ve yönelim pozitif ayrimciliga tabi bir tercih konusu haline geldi. Zaten 5 Nisan 2013’de de LGBT kurumsal olarak sosyal medyada yerini alirken, es zamanli olarak ETCEP (Egitimde Toplumsal Cinsiyet Esitligi) eylem plani kamuda, üniversite ve egitim kurumlarinda, yerel yönetimde yerini aldi. (Sonradan ETCEP’ten vazgeçildi ama..)

28 Haziran 2015’de Istanbul’da ilk LGBT onur yürüyüsleri basladi. 01.06.2015’de Beyoglu’nda dagitilan AK Parti logolu bir brosürde “AK Partili olmayan, muhafazakâr olmayan insanlar yasam tarzina müdahale edildigini düsünüyor. Sizden farkli insanlarin yasam tarzlarina müdahale ettiginizi düsünüyor musunuz?” sorusu soruluyor ve karsi sayfada su cevap veriliyordu: “Türkiye, Ramazan ayinin ortasinda Istiklal Caddesi’nde Gay Pride yapabilen bir ülke muhafazakâr insanlarin daha görünür olmasi, kimsenin hayat tarzina müdahale edildigi anlami tasimiyor. (…) AK Partinin kimsenin yasam tarzina müdahale etme gibi bir niyeti asla olmadi. 13 yillik süreçte yalnizca magdur kesimlerin esitligi için mücadele edildi.” Brosürde, LGBT bayragi ve “Ibne, dönme el ele, ahlaksiz devrime!” pankartinin fotografi kullaniliyordu. AK Parti bir komplo ile karsi karsiyaydi: “AK Parti LGBT Bireyleri” adiyla kurulan grup üyeleri Cumhurbaskani adayi ve Basbakan Erdogan’in Istanbul mitingine katilarak Twitter hesaplarindan Erdogan’in önünde açtiklari ‘gökkusagi’ bayraginin fotograflarini yayinliyorlardi. O yil Türkiye’de LGBT dernek sayisi 22 oldu. “Müslüman LGBT’liler” diye ortaya çikarak kendileri için evlenme hakki ve cami istiyenler oluyordu. 31 Agustos 2016 tarihine gelindiginde Soylu’nun bakanlik görevine gelecegi günlerde, pasaportlarimiza ve nüfus cüzdanlarina “Gender” yazilmasi karari çikmisti bile. Islami kesimden tepkiler gecikmese de, aslinda çok geç kalmislardi. Biz Lanzarote Sözleşmesi’nin de çok geç farkina vardik. Bu sözlesme 25.10.2007 yilinda kabul edilmiş ve birçok ülkede 1 Temmuz 2010 yilinda yürürlüğe girmişti. 25.11.2010 tarih ve 6084 sayili kanunla onaylanan “Avrupa Konseyi Çocuklarin Cinsel Sömürü ve Istismara Karsi Korunmasi Sözlesmesi” 18.7.2011 tarihinde TBMM’de kabul edilerek yürürlüge girmisti.

6284 sayili “Ailenin Korunmasi ve Kadina Karsi Siddetin Önlenmesine Dair Kanun” 8.3.2012’de TBMM’de olaganüstü kisa bir sürede bütün Milletvekillerinin oy birligi ile kabul edildi.

Istanbul Sözlesmesi ile birlikte bir de GREVIO var. Izleme, degerlendirme, derecelendirme ve yaptirim yetkisine sahip GREVIO Türkiye’ye Iliskin Ilk Degerlendirme çalismalarina 2017’de basladi ve raporunu 15 Ekim 2018’de açikladi. Kadinlara Yönelik Siddet ve Ev Içi Siddete Karsi Eylem Uzman Grubu GREVIO Türkiye’ye iliskin ilk degerlendirme raporunu açikladi.

Istanbul Sözlesmesi’nde MEB üzerinden gerçeklestirilen bir de “ETCEP Egitimde Toplumsal Cinsiyet Esitliginin Gelistirilmesi Projesi” var. ETCEP, UNESCO’nun 2009 yilinda cinsiyete duyarli okullarin sahip olmasi gereken özellikleri bir plana dönüstürüldü ve 2014-2016 yillarini kapsayan süreçte MEB 10 il ve 40 pilot okulda bu çalismalari baslatti. KADEM bu projede “Toplumsal cinsiyet”i kadin ve erkekle sinirli olarak tanimlarken, “esitlik” yerine “Adalet” kavramini esas alan bir yorumla dolayli bir sekilde destekledi. Esasen “Toplumsal cinsiyet” öncelikle insani din, ahlak ve gelenekten bagimsiz bir BIREY’e dönüstürmeyi hedeflerken, biyolojik cinsiyet yerine, GENDER diye tanimlanan LGBTIQ+ seklinde “Vehbi” degil, “Kesbi”, cinsel deneyim, yönelim ve tercihe dayali bir cinsiyeti esas aliyor. Ancak kilavuz içinde geçen “Veliler arasinda dil, din, irk, kültür, cinsiyet, cinsel yönelim vb. hiçbir ayrim yapilmaz” yargisindaki ‘cinsel yönelim’ ifadesi, cinsiyetin biyolojik olarak dogustan getirilen bir özellik oldugu gerçegini göz ardi etmekte ve gayri ahlaki olan bu tutumu mesru bir zemine tasima hedefine kapi aralamaktadir. KADEM 15 Ocak 2019’da yayinladigi mütalaasinda bu durumu not eder. Milli Egitim de ETCEP’den geri dönmüstür.. Ancak çok geç kalinmistir. 2009’da ati alanlar, 2014’de MEB üzerinden okula girenler, on yil sonra oyunun farkina vardiklarinda, Üsküdar’i çoktan geçmislerdir. Bize, “emri bil maruf, nehyi anil münker”i, nasihati, vasiyeti, ailelere toplumsal cinsiyet konusunda nötr kalmalarini tavsiye edecek kadar savurdular. Bilmedigimiz seylerin pesine düstük. Ülkenin önündeki tek sorunlu yasal düzenleme bunlar degil. Mesela su günlerde TBMM’de görüsülmeye baslanacak “gida güvenligi” ile ilgili düzenleme de yeni bir kriz odagi olabilir. Yasa gidaya yönelik ifade özgürlügünü kisitliyor.

Hayvan haklari yasasi ayri bir bela. Terörün finansmani ile ilgili yasa yakin gelecekte Türkiye’nin basina büyük bir bela açacak gibi duruyor. 5G de öyle bu HES Kodu da.

LGBTI konusunda, is bugünkü noktaya gelince Cumhurbaskani Erdogan, geçtigimiz yil Onur Haftasi’nda da Bakanlar Kurulu toplantisinin ardindan LGBTI+’lari hedef alarak sunlari söylemisti: “Büyük ve güçlü Türkiye hedefine ulasana kadar mücadeleyi birakmayacagiz. Birileri yine sinsice milli ve manevi degerlerimize saldiriyor. Insanlik tarihi boyunca hep lanetlenmis sapkinliklari normallestirerek, genç dimaglari zehirlemenin pesindeler. Inancimiza ve kültürümüze aykiri bu tür marjinal akimlari destekleyenler bizim gözümüzde ayni sapkinligin ortaklaridir.” 

Eee, ben bosuna demiyordum “AK Parti içindeki FETÖ’nün zihniyet ikizi AKP’liler”  diye..

O gün Gezi Parkindaki olaylara destek veren sermaye sahipleri, Istanbul Sözlesmesi’nde normallestirilmeye çalisilan, simdi “edepsiz, ahlaksiz” diye tanimlanan topluluk, “Bogaziçi”nden bugün Cumhurbaskani Tayyip Erdogan’a meydan okuyor. 

Yola çikarken beraber oldugunuz “Dava arkadaslari”nizla araniza mesafe koyup, yolda bulduklarinizla yola devam ederken, “dava arkadaslarinizla davaci olunca” olacagi buydu. “Ne oldum” delisi derlerdi eskiler, o “sen benim kim oldugumu biliyor musun” diye çevresine afra-tafra satan “ne oldum delileri” orada oldugu, terfi ettirildikleri, itibar gördükleri sürece bundan sonra olacaklar belli. 

Selam ve dua ile. 

Not: Bu yazilar 6-7 Subat 2021 tarihlerinde yeniakit.com.tr sitesinden alintilanmistir, yazilarin orijinalleri için asagidaki linkleri tiklayiniz.

https://www.yeniakit.com.tr/yazarlar/abdurrahman-dilipak/vergilendirilmis-kazanc-kutsaldir-34910.html

https://www.yeniakit.com.tr/yazarlar/abdurrahman-dilipak/dun-nerede-kalmistik-34919.html

 

YAZARA AİT BÜTÜN YAZILAR
YORUMLAR
YENİ YORUM YAP
güvenlik Kodu
EDİTÖRDEN
Bizimle sosyal ağlarda bağlantı kurun!