Darbe Insanlik Suçudur

(Melike) : "Süphesiz hükümdarlar/Zorbalar bir sehre/ülkeye girdikleri(dehale) zaman orayi ifsad ederler ve serefli halkini zelil kirarlar" dedi. " Evet böyle yaparlar"(Neml;27/34)...
Darbe Insanlik Suçudur
Ramazan BEYHAN
Ramazan BEYHAN
Eklenme Tarihi : 16.07.2021
Okunma Sayısı : 1183

(Melike) : "Süphesiz hükümdarlar/Zorbalar bir sehre/ülkeye girdikleri(dehale) zaman orayi ifsad ederler ve serefli halkini zelil kirarlar" dedi. " Evet böyle yaparlar"(Neml;27/34)

Sebe suresinin 34. ayeti darbecilerin karakterleri geregi, müdahale ettikleri ülkede neler yaptiklarini  en güzel sekilde özetlemektedir:

1—Ülkeyi ifsad ederler. O ülkede ki düzenin dine dayali olup olmamasi fark etmez.

2—Oranin onurlu halkini, güç ve onur sahiplerini zelil / onursuz kilarlar.

Ayette geçen ‘’ ifsad" kavrami son derece genis muhtevaya sahiptir: Kisaca fitri/tabii olan her seyi, maddi ve manevi degerleri çürütmek ve dengeleri altüst etmek, barisi/uyumu bozmaktir. "Melik" ise siyasete hükmeden herkes için kullanilir.

Ayette geçen "Dehale" fiili ile ilgili olarak ayrintili açiklamalardan sonra Ragib; kelimenin ‘’Fesattan, kin gibi gizli düsmanliktan ve (ait olmadigi halde) bir yere mensup olma iddiasindan mecazdir" der.

Mevdudi'ye göre bu ayette emperyalizmin bir tenkidi vardir: Özetle emperyalistler bir toplumu isgal ettiklerinde o toplumun direnç noktalarini imha ederler, kaynaklarina el koyarlar, sayginlik ve bagimsizligini yok ederler, halki kedi içinde birbirlerine ihanet etmeye ve jurnallemeye zorlayarak ahlaken çürütürler. Böylece oranin onurlu halki emperyalistler karsisinda komplekse kapilirlar ve onlarin kültürlerine hayranlik duyarlar. Darbeciler de her ne kadar içerden müdahale etseler de halkina karsi yabanci güçlerden destek aldiklari için ayni seyleri yaparlar.

Müfessirlerin bir kismina göre ayetin bu son cümlesi ;"Evet böyle yaparlar" Melike'ye aittir, bir kismina göre ise Allah'a aittir. Her iki durumda da Allah Teala Melike'nin söyledigine sahitlik ediyor ve onu dogruluyor.

Kurtubi tefsirinde ;Ibn Abbas(ra) der ki: Bu, Yüce Allah'in Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e ve onun ümmetine bu hususu bildirmek ve onlara haber vermek için bir buyrugudur.

Cumhuriyet Türkiye'sinin tarihine baktigimizda yilin yarisini olusturan aylarda ( 28 Subat, 12 Mart ,27 Nisan, 27 Mayis, 15 Temmuz, 12 Eylül) askeri darbe ve muhtiralari idrak ediyoruz.

Aslinda darbeleri tarihledigimiz günler düdügün çalindigi günlerdir. Bütün darbelerin önemli bir hazirlik asamasi vardir. Bu hazirlik asamasinda darbenin altyapisi hazirlanir. Kisa bir süre darbelerin sicakligini sonra da yillarca yikici sonuçlarini yasariz ta ki yeni bir darbeye uyanincaya kadar. Bunun en güzel örnegi darbe ürünü anayasalardir. Iktidar ve muhalefet darbe anayasalarini elestirmenlerine ragmen el ele verip sivil ve toplumun her kesimini kucaklayan bir anayasa yapamamislardir. Siyasi iktidarlar anayasayi parça parça degistirseler de asil sikintiyi olusturan  anayasanin ideolojik özüne dokunamamaktadirlar.

Darbe yildönümlerinde darbelerin bütün süreçlerini ve bilesenlerini etraflica tartisip müzakere etmeden darbe yildönümlerini anmak sadece anmaktan ibaret kalmaktadir.

Baska bir iddiaya göre her darbe (üzerinde etraflica düsünülüp-tefekkür edilmedigi sürece)bir önceki darbenin ürünüdür.

Toplumlarda yönetim acilen karsilanmasi gereken bir ihtiyaçtir. Bu ihtiyaçlari karsilamak üzere is basina geçen iktidarlar mesruiyetlerini halkin rizasindan alirlar, Iktidar ve muhalefet ayni sartlarda seçime girip kim halki projelerine daha çok ikna ederse o iktidara gelir. Darbeyi bir yöntem olarak seçen darbeciler ise: ne proje ve program yapma ne de halki ikna etme zahmetine katlanmadan kisa yoldan devletin verdigi imkanlari da kötüye kullanarak zorbalikla iktidari ele geçiren muhterislerdir. Bu sadece hükümeti devirmek degil ayni zamanda iktidari halktan çalmak ve gasp etmektir.

Darbelerde askerlerin ismi öne çiksa da ekonomiyi elinde tutan is dünyasi, medya, bürokrasi gibi iktidar seçkinleri de bu isin bilesenleridir.  Allah'a sükür ki, askerlerin durumdan vazife çikardigi anayasanin 35. maddesi degistirilmis, yoksa bugün 15 Temmuz Darbecileri yargilanamazdi.

Darbe aslinda anayasal düzeni silah zoruyla degistirmektir. Açikça devlete karsi suç  ve ayni zamanda insanlik suçu isledikleri için de yargilanmalidirlar.

Darbeler siyasi çözüm degil tam tersine toplumsal krizlerin müsebbibidirler. Toplumda ayrimciligin, ötekilestirmenin, çatismalarin, red- inkar ve asimilasyonun özneleridirler.

Darbeciler ülkemizin etnik, dini ve kültürel zenginliklerini çatisma unsuru haline getirmislerdir. Alevi - sünni, laik-gerici, sag-sol, milliyetçi - bölücü, müslim - gayrimüslim seklinde ayristirmis, her birini birbiriyle çatistirip istedigine yardim edip diger tarafi sindirdikten sonra maçi bitiren hakem gibi oyunu bitirip daha sonra yeni bir oyun kurup bu yeni oyununu baska oyuncularla sürdürmüslerdir.

Sonuç olarak darbelere karsi olmak, darbe zihniyeti ile mücadele etmek inancimizin bir geregidir. Darbecilerin bütün bilesenleri ile hukuk önüne çikarilmalidir. Darbecilerin magdur ettikleri insanlarin haklari iade edilmelidir.

Not Bu yazi 15.07.2021 tarihinde hertaraf.com sitesinden alintilanmistir, yazinin orijinali için asagidaki linki tiklayiniz. Bu yazida yer alan fikirler yazara aittir. Hikmet Akademisi’nin bakis açisini yansitmayabilir.

https://www.hertaraf.com/koseyazisi-ramazan-beyhan-darbe-insanlik-sucudur-2454

 

YAZARA AİT BÜTÜN YAZILAR
YORUMLAR
YENİ YORUM YAP
güvenlik Kodu
EDİTÖRDEN
Bizimle sosyal ağlarda bağlantı kurun!