Bir kötülükten, küresel bir kötülükten bir iyilik çikardik, hamdolsun. Hem de küresel bir iyilik, bir güzellik: Koronavirüs salginindan birkaç ay önce Sabahattin Zaim Üniversitesi Ipekyolu Medeniyet Arastirmalari Merkezi olarak Altunizade kampüsünde rektör hocamiz Mehmet Bulut’un tam destegiyle baslattigimiz Medeniyet Tasavvuru Okulu’nu (MTO) koronavirüsten sonra online olarak bir anda 81 vilayetimize ve 62 ülkeye yaydik.
MEVCUT BATILI ZIHIN KALIPLARINI KIRMAK VE ASMAK...
Türkiye’nin en parlak ilim ve fikir adamlariyla üç yilda medeniyet fikrini bütün derslerde ilmek ilmek dokuyacak, Bati’dan kölecesine aktarilan, hiçbir sorgulamaya tabi tutulmadan çocuklarimizin zihnine boca edilen akademik disiplinleri ve metodolojilerini tartisacak, sorgulayacak ve zamanla asacak; bize özgü ilim / bilme, irfan / bulma ve hikmet / olma tasavvurlari ekseninde yeniden insa edecek; böylelikle esyanin, dünyanin, hâkim zihin kaliplarinin, zemin ve zaman idrakinin tasallutundan kurtularak; dünyaya, esyaya, mevcut zihin, zemin ve zaman kaliplarina tasarrufta bulunacak öncü kusaklari yetistirecek, 10 yilda 100 yilin tohumlarini ekecek uzun soluklu bir medeniyet tasavvuru yolculuguna çiktik...
Kendi medeniyet ruhunu kaybetmis, Bati’yi da derinlemesine kavrama melekelerini yitirmis epistemik kölelere dönüsen celladina âsik tasmali çekirgeleri andiran seküler entelijansiya ile uçuruma yuvarlaniyoruz sadece... Kendi medeniyet ruhunu ve dinamiklerini özümsemis, özgüveni yüksek ama pergellerini bütün medeniyetlere açacak kadar da tevazu sahibi, hakikatin sesi ve nefesi olacak, önümüzü açacak öncü kusaklari yetistiremezsek, yok olmaktan kurtulamayiz, diye haykirip durdum on yillardir bu ülkede... Bütün Türkiye’yi, üniversiteleri dolastim, yarin Allah Teâlâ, “Benim için, hakikat için ne yaptin?”, diye sordugunda, “Anadolu’nun çocuklarina degdim gecemi gündüz yaparak, çigligimi onlara ilettim memleketi karis karis dolasarak” diye cevap verebilecek kadar çirpinip durdum ve tabii yoruldum.
MTO RUHU VE UMUT KIVILCIMI...
Bu yorgunluklar sonrasinda iki agir hastalik geçirdim. Hamdolsun iyiyim simdi. Hem de çok iyiyim. Çünkü çigligimiz karsiligini buldu, küre ölçeginde yankilandi ve çig gibi büyüdü...
MTO’nun 6 bin talebesi var. Subat’ta 10 bini bulacak nasipse. Bu ayin sonuna kadar 6 bin makale yazmis olacaklar ve baharda Büyük MTO Talebe Kongresi düzenleyecegiz; yazilan makaleleri sunacak ve tartisacak talebelerimiz.
Sayi arttikça kalite düser normalde. Ama MTO’da sayi arttikça kalite de artiyor!
Neden peki? Sundan: Hazirladigim 100 Kitap Listesi’nden okunacak kitaplari 4-5 ay öncesinden duyuruyoruz.
Bir okul düsünün...
“Diploma çöpe!” diyor.
Bütün dersler, elde defter kalem pür dikkat izleniyor.
Ders olmadigi zamanlar talebe nasil üzülüyor!
Bir okul...
Talebenin bütün sorunlariyla ilgileniyor.
Kardeslik ruhu tesis ediyor.
Herkesi birbirine bagliyor, tanistiriyor, kardes kiliyor, ruh üretiyor, dertlerine ortak ediyor, güzel bir yardimlasma, dayanisma, paylasma ve kardeslik modeli gelistiriyor. Umut kivilcimi oluyor. MTO ruhu diye bir sey icat ediliyor.
Evet, bir okul düsünün... Okula girme sarti, Necip Fazil, Sezai Karakoç, Bediüzzaman, Cemil Meriç, Ismet Özel, Rasim Özdenören, Cahit Zarifoglu, Tanpinar, Garaudy, Aliya, Mustafa Kutlu kitaplari okumak!
Daha ne olsun!
Böyle olunca da, talebelerin dil zevki, Müslümanca düsünme melekeleri, hâdiselere medeniyet perspektifiyle bakma biçimleri kisa sürede hizla gelisiyor.
Biz önümüzü açacak öncü kusagi yetistirecek bir okul kurduk. Bunu ülkemizin en parlak hocalariyla ekole dönüstürme hedefimiz var, Allah’in lûtfuyla...
Okul nasil kurulur sorusunun cevabi Kitap nasil okunur sorusunda gizli biraz da. Mesele okumak degil. Mesele ilk inen âyetlerde de belirtildigi üzere, Kitab-i Hakikat’i, Kitab-i Kâinâti ve kisinin Kendi’ni okuyabilmesi...
Okumak’tan maksat, bilmek degil, olmak’tir.
Kuru bilgi, zihni dondurur, kalbi durdurur, ruhu soldurur...
Bize zihni açacak ilim, kalbi arindiracak irfan, ruhu kanatlandiracak hikmet pinarlari gerek...
Ve ekliyorum: Kitap okumak, bir “temizlik” operasyonudur. Çok kitap okumak mârifet degildir. Mârifet; az ve iyi kitabi çokça okumak, döne döne, dura dura, düsüne düsüne okumak, semâ edercesine, ibadet edercesine okumaktir. Bir kitabi etüt etmektir.
FUAT SEZGIN’DEN “KITAP NASIL OKUNUR?” DERSI!
Degerli dost Musa Serdar Çelebi’nin oglu, samimiyetin, hakikat askinin güzel timsali Mehmet Çelebi kardesimin, ekol olmus rahmetli Fuat Sezgin Hocamizla ilgili nefis bir hatirasini paylasacagim burada sizlerle. Kitap nasil okunur, sorusunun cevabi, bundan güzel verilemezdi herhalde:
“Bir gün enstitüye geç vakitte gelmistim. 16.oo sulariydi. Kis günüydü. Koca enstitüde hocam ve iki arastirmaci vardi. Isiklar los bir sekilde yaniyordu. Karanlik bir odada hocam bir kitaba dalmisti. Nazikçe kapiyi tikladim. Hocam bir tepki vermedi. Sessizce kendisine seslendim; yine tepki alamadim. Bir adim attim masasina dogru ve tekrar seslendim. Hocam kitabi iki avucu arasina almis, sanki harfleri teker teker seçercesine gözleriyle satirlar arasinda hizlica akip duruyordu. Haddimi asarak biraz daha sesli bir sekilde seslendim. Tepki yoktu. Bu sefer korkmaya basladim. En son yanina yaklastim ve elimle omzuna dokundum hafifçe. Bir an ürktü ve ‘Mehmet!’ diye seslendi. Çok mahcup olmustum. ‘Ne zamandan beri buradasin’ dedi sessizce. ‘Hocam 2-3 dakikadir, kusura bakmayin bir an endiselendim’ dedim. ‘Sen hiç kitap okudun mu?’ diye sordu. ‘Okudum hocam’ dedim, ‘Sen kitap okumadin hayatinda Mehmet. Kitap okumak ibadet gibidir. Allah’in rizasini kazanmak, ilim yapmak için okudugun zaman okumus olursun bir kitabi. Tipki namaza durdugun gibi kendini etrafinda olan bitenlerden arindirir, kitabin ruhuna verirsin. Ve tipki namaz kilan insana seslenmedigin gibi kitap okuyan insana da seslenmezsin. Bir kenara geçer onun ibadeti bitene kadar beklersin’ dedi. Utancimdan ne yapacagimi sasirdim. Hafif tebessüm etti, ayaga kalkti ve ensemi sefkatle kavradi. ‘Nasihat ediyorum. Üzülmüyorsun degil mi? Size kitap okumayi unutturdular. Insallah sizin nesliniz yine Kitap okuyan nesil olacak Mehmet. Milletin ve Islam âleminin âkibeti buna bagli’ dedi.”
Bu yazi 24 Ocak 2021 tarihinde Yeni Safak gazetesinden alintilanmistir. Yazinin orijinali için linki tiklayiniz.
DEPREM DİRENÇLİ KENTLER İÇİN BELEDİYELERDE YENİDEN YAPILANMA (3)
Duygu Turan Tunç