Dünya Yeni Şeylere Gebe Ha Doğdu Ha Doğacak
Sevgili hemşerilerim, değerli okurlarım; Aşağıya düştüğüm notu dünyanın en önemli güçlü ülkelerinden biri olan ABD Başkanı Donald Trump’ın bugün yakınında ve çevresindekimlerin yer aldığını, servetlerine ve ürettiklerine bakmadan dünyamızın nereye gittiğini ve nereye evirildiğini anlamamız zor olacak diye düşünüyorum.
NOT: Beyaz Saray'a geri dönen Başkan Trump'ın yemin töreninin Apple CEO'su Tim Cook ve Tesla CEO'su Elon Musk gibi uzun süredir kendisine yakın olan ya da Amazon'un kurucusu Jeff Bezos ve Meta CEO'su Mark Zuckerberg'in yanı sıra, Trump'ın ABD'deki faaliyetleri ABD'li bir şirket tarafından satın alınana kadar fiili olarak tamamen kapatılmadan önce 75 gün süre TikTok'un CEO'su Shou Zi Chew gibi kendisiyle geçmişte gerginlik yaşayan, ancak dramatik bir şekilde değişen teknoloji sektörünün en ünlü ve en zengin isimleriyle dolu olması hiç şaşırtıcı değil. Bunların bir de servetlerine bir göz atalım. Yalınızca Elon Musk’un 2025 yılı serveti 370. Milyar dolar. Varın siz Diğerlerini düşünün.
Şimdi; Dünya Yeni Şeylere Gebe Ha Doğdu Ha Doğacak başlıklı köşe yazımla ne düşündüğüme girebilirim:
Dünya Başkanları (liderleri) başuçlarında ‘Akıl Hocaları’ bir yandan dünyayı anlamaya, bir yandan da anladıkları dünyayı olabildiğince değiştirmeye giderken dünyayı yok edeceklerinin farkında değiller mi? Elbette farkındalar. Yanlarında ki akıl hocaları öyle istiyor. Bakalım bu yazımı okuyunca siz bizler dünyayı nasıl algılayacağız? Not düşün bakalım da dünyayı nasıl anladığımızı, algıladığımızı birlikte görmeye çalışalım, görelim? Yazımı okumaya dayanabilirseniz benim dünyayı nasıl anladığımı, algıladığımı sizlere sunmaya çalışacağım.
Geçen hafta 11 Nisan 2025 günkü köşe yazımda ‘Bizlere Ne Oluyor Diye Sormuş’, Gidişatsakın ‘Zihnin Makineleşme’ hali olmasın’ ne dersiniz? Diye Sorarak da noktalamıştım.Şimdi bakalım ’zihni Makineleştirenler bu kez dünyayı nereye götürüyorlar.’ Bu kez de ona bir göz atalım.
Günümüzde herhangi bir savaş ya da gerilim, yalnızca taraf olan ülkelerin meselesi olarak kalmıyor. Süper devletler, komşu ülkeler, hatta tüm dünya, ‘denklemin parçası olarak ortaya dökülüyorlar.’
Bunlar devletlerarası tezgâhlanırken, biryandan da teröre destek belası, dünya insanlarının korkulu rüyası haline geliyor. Gelişmiş, gelişmemiş başkentler diye de dinlemiyor terör. Bir gün Paris, diğer bir gün Londra, Ankara, Bağdat hattı.
Oysa ulus devletler 18.Yüzyılın başlarında kurulup, krallıklar imparatorluklar çöküp giderken ne enkazlar geride bıraktılar, ‘ne enkazlar.’ Yine mi insanlık âlemi aynısını yaşamak zorunda kalacak? Az mı canlar yandı bu süreçte.
Birinci Paylaşım (1914-1918) savaşında, ’15 Milyonun üzerinde insan.’ İkinci Paylaşım (1938- 1945) savaşında onun dört katı, ‘60 milyonun üzerinde insan’ yaşamını yitirdi. Evsiz yurtsuz, sakat kalanlar sayılmadı bile.
Daha yeni bir yüzyılın çeyreğindeyiz. Aklımızı başımıza almazsak, yeni dünya şekillenirkendaha ne acılar ne acılar yaşayacak insan evlatları, ne acılar yaşayacak.
Yeryüzünde niye böyle oluyor? Önce dünyanın bugünkü haline bir bakalım. ‘Bugünkü dünya nasıl bir dünya?’
1- Bu Dünya artık ‘iki kutuplu’ değil. 2- Bu Dünya artık ‘tek kutuplu da’ değil.
3- Bu Dünyanın artık bir ‘merkezi’ yok.4- Bu Dünyada her an, her zaman diliminde, merkez bir yere kayıyor ve dünya oraya yöneliyor.
5- Hiçbir ülke, dünyada artık savaşa ve barışa tek başına karar veremiyor.
6- Terörü bile ortaklaşa durdurmuyorlar, durduramıyorlar. Filistin topraklarında yaşayan çoluk-çocuk-kadın-hastane-okul demeden her gün binlerce ton bombaların altında eziliyorlar da eziliyorlar. ‘Terör devleti İsrail Devleti ’ buna bir örnek. 7- Her ülkenin ‘terörü’besleyen bir yanı var.
8-Dünün iki kutuplu, ya da tek kutuplu ’Kurumları’ çatırdıyor.
9-Dünyanın ekonomik kararlarını veren güç merkezlerinin yerleri her an değişiyor.
10- ‘İMF şaşırmış’ ekonomik güç merkezi olmaktan hızla uzaklaşıyor.
11- ‘Birleşmiş milletler’ sorgulanmaya başlanmış.
12-‘Dünyanın beşten büyük olduğu’ sarkmış gün yüzüne. ‘Görünür olmuş’
13-Yakın bir gelecekte dünya sorunlarının çözümünde, ‘Birleşmiş Milletler ve orada rol alan baş aktörler de değişmek zorunda kalacaklar.’
14-Giderek karmaşıklaşan dünya sorunlarının çözümünde, yeni aktörler öne çıkarak ‘KendiKurumlarını da’ yaratacaklar.
15- ‘Orta doğuda yaşananlar, Çevremizde olup bitenler,’ zamanın en yakın, en çarpıcı, en somut ‘tanığı değil mi?’
‘Her gün, her şey, yeni bir şeylere gebe ve yeni şeyler oluyor.’ Ha doğdu ha doğacak. Hem ileri ‘yapay zekayı,’ hem de ‘Bilişim Teknolojileri ile BiyoTeknoloji’yi’ içeren ve birlikte hareket eden yeni bir dalganın yükselişine tanıklık ederken birden Kovid-19 adıyla bir virüs Çin’in bir eyaletinde ortaya dökülüyor. Bütün dünyada zengin yoksul, başkan başbakan, küçük büyük, sağlıklı sağlıksız demeden kolundan tuttuğu gibi alıp götürüyor. En yakınları bile ne hastanede, ne evde, ne de götürüldüğü yere yaklaştırılıyor. ‘Yarın ne çıkacağı ne olacağı bilinmiyor. ’Ya da bilenler biliyor da’,bilmeyenler içinse dünya iki kavram arasına sıkışmış durumda. ‘Olasılık ve Belirsizlik.’
Bunları bırakın bizlerin çözmesi; dünyanın ‘entelektüelleri’ ve her türlü bilgi ve birikimlere sahip olan ülkelerin devletleri ve istihbarat örgütleri dahi şaşırmış. ‘Bir gün aldıkları kararlarını, ertesi gün değiştirmek zorunda kalıyorlar.’
‘Dünyada olup bitenlere damgasını vuran ne?’ Dönüp dünyamızın geçmiş zamanından bugüne geçirdiği evrime baktığımız da ne görüyoruz? İnsanlık tarihi öyle bir aşamaya geldi ki; Doğa üzerindeki kontrolünü her gün, her an artırdıkça artırıyor. ‘Her an her şey, bilginin değişim hızının karesine orantılı olarak değişiyor. Yer değiştiriyor. Değişmek zorunda kalıyor ve bu oluşumu dünyaya dağıtıyor.’
Peki, bu yeni dönem, bu yeniçağ neyi ifade ediyor?
‘Bu çağda insanlık ve bilim; silahla sorunlar çözülsün istemiyor.’ Yaratılan yeni ‘nükleer’silahlar insanları yok edeciği gibi, dünyayı da yaşanmaz hale getireceği konuşuluyor.
Öyleyse her şey açık olmalı. ‘Açıkça gündeme getirilip tartışılmalı.’
‘Dünya üzerinde silahla para kazananlarla, bilgiyle para kazananlar, dünyayı paylaşamıyor.’ Birbirleri üzerinden insanlığı cayır cayır yakıyorlar. Kanım o ki, tekil insanda inşa olan-edilen, insana özgü, insan ait olan ‘bilgi’ bilgiyle para kazanan ülkeler ve baronlar kazanacak. ‘Neden mi?’
‘Bilginin kendisi açık, açık olmak zorunda. Bilimin gerçekliğinin var olma koşulu bunu zorunlu kılıyor.’ Bu nedenle bilginin yarattığı ortam ‘saf, açık temiz olmalı.’ Yoksa bilginin somut gerçekliği, ‘varlığını ortaya çıkaramaz.’ Bu nedenle ‘bilginin küresel dünyası, dünyaya yayıldıkça, yayıldığı alanlarda kirliliği, kirli ilişkileri yerinde bırakmıyor. Farş edip, ortaya döküyor da döküyor.’ Kendisinin girebilmesi için bu bir zorunluluk halini alıyor. Girdiği yeri de bu nedenle olduğu gibi bırakmıyor, çözüyor, ayrıştırıp çatıştırıp yeryüzünde görünmesini sağlayarak, ‘aydınlığa çıkarıyor.’
Açıkçası, açıkçası;’Üretim İlişkileri dediğimiz insani ilişkileri,’ dünyanın kaynakları yeniden değişmek, ‘vicdani-ahlaki-adil olarak paylaşılmak zorunda.’
Geçmişin üst yapı kurumları olan ‘devlet, partiler, meslek odaları, sivil toplum kuruluşları, bizler, paradigmalarımızla (değerler dizimizle) birlikte değişmek zorundayız.’ Bir gün değişeceğiz. De..
15 Nisan 2025 Salı günkü Malatya Sonmanşet Gazetesinde çıkan köşe yazım. Asım Demirkök
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Hikmet Akademisi'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.