Insanin Cennetten Indirilisi: Hiç Bilenle Bilmeyen Bir Olur Mu? -1-

Bilgi, makro ve mikrokozmigin en degerli mülküdür?...
Insanin Cennetten Indirilisi: Hiç Bilenle Bilmeyen Bir Olur Mu? -1-
Ali YALÇIN
Ali YALÇIN
Eklenme Tarihi : 23.02.2021
Okunma Sayısı : 1415

Bilgi, makro ve mikrokozmigin en degerli mülküdür?

Kendisine isimlerin tümü ögretilen Adem, aklini (inteligence)  kullanarak Mutlaka ve bilgiye ulasma sorununu ile yüzlesecekti. Seytan burada Tevhidî Bilgi’ye erismede bir sekterdir. Alternatifler arayisindaki varliktir. Bilgi bir agacin dallari gibi iç içe geçmis karmasik görünümlü olsa da Seytan onu Hayat  Agaci’na yorumlayip bilgideki kutsalin degerini düsürme derdindedir. Bilgideki hayir ve ser kendiliginden aklin tercihlerine bagimli oldu. Böylece akil, mucizevi isleviyle özgür birakilmis oldu . Zaten insanin özgür olmasi, amellerinin faili olmasi Allah’in  muradidir lakin  seytan ona akletmenin ötesindeki “yeme” yani dürtüsel yolu cazip gösterdi. Insanin hayrin ve serrin bilgisine  erisme meraki Mutlak Iyi olan Allah katinda bir düsüse sebep oldu. Insani olabildigince özgür kilmayi dileyen Allah onun bu tercihine de müsaade etmis oldu. O Mutlak Iyi olarak “Su agaca yaklasmayin!” dedi insan de mutlak özgürlük pesindeki varlik olarak karmasayi merak etti ve hayir ve serrin meyvesini tatmayi göze aldi…

Cennetten düstü…

Bu cennet, Kur’an toplaminda Mü’minlere vaad edilen cennet olsa idi  seytan orada olmazdi. Hakeza günah, yasak, yasagi delme vb durumlar da yasanmazdi. Bir kere emin olunmali ki bu hadisenin cereyan ettigi  cennet farkli bir yer…

Bir de Kur’an’da Adem’in meleklerle diyalog bahsinde    Iblis figürü var ama bir yerden sonra baglanti kopuyor Seytan ortaya çikiyor. Anlamak isteyen aklin bu meraki çok da yadirganacak bir durum olmasa gerek…Insan arza ulasacak…Kendi özgür tercihleri temelinden sinanacak.

“Sizi arzda mekân sahibi kildik, orada size maasiye(geçim imkanlari ) verdik, ne kadar az sükrediyorsunuz?” (A’raf /10)

Konu ilginç bir sekilde devam ediyor:

“ Gerçekten sizi yarattik, sonra size suretler verdik, sonra meleklere dedik Adem için secde edin, secde ettiler, iblis hariç asla secde edenlerden olmadi”(A’raf /11-12)

Bu siralama, yani hepimizin yaratilisi, sonra suretler sahibi olmamiz ve sonra da meleklere   Adem için secde edilmesi siralamasi, iblisin secde etmeyisi  aklimizi biraz karistiriyor olsa da gelismek isteyen akil “bunda bir hikmet var ,burada dur” vesvesesine pek de aldirmak istemden anlamaya çalisiyor.

Olaya bir de baska bir boyut katiliyor:

 Hani bir zamanlar, Rabbin meleklere: "Ben yeryüzünde  bir halife yaratacagim" demisti. (Melekler de) O'na: "Orada fesat çikaracak ve kan akitacak birini mi yaratacaksin? Oysa biz Seni överek tesbih ve takdis ediyoruz.   yanitini vermislerdi. (Rabbin ise) "Ben sizin bilmediklerinizi de bilirim" demisti.” (Bakara/30) 

Bir baska ayet yaratilacak olanin “beser” tarafina dikkat çekiyor: Hani Rabbin meleklere demisti: “Ben, kuru bir çamurdan, sekillenmis degisken  balçiktan bir beser yaratacagim.”  (Hicr/28)

Konu yine yeryüzüyle alakali… Ama sanki isin teorik mevzu yeryüzünde geçmiyor… En büyük delil nedir? Iblis!  Mevzu dünyada geçiyor olsaydi, cennetten çikarilis mevzundaki gibi   Seytan ortaya çikiverirdi. Akli bir yorumla ya da seytan veya iblis kullanimiyla bahsedilen cennetin dünyada bir yer oldugunu iddia etmek elbette sorunlu bir yorum olur. Lakin bir sey kesin ki bu cennet müminlere vaad edilen cennet degil, dünyada bir yer oldugu da kesin degil…

Adem’e isimlerin tümünü ta’lim etti.  Sonra bunu meleklere sorup:   Eger dogru söylüyorsaniz sunlarin isimlerini Bana haber verin!” dedi”(Bakara/31)

“Seni tenzih ve tesbih ederiz. Bize ögrettiginden baska hiçbir bilgimiz yoktur. Süphesiz, Sen her seyi hakkiyla Bilensin, Hüküm ve Hikmet sahibisin” dediler.”(Bakara/32)

Birazdan “Adem için secde” meselesi adim adim  gelecektir.

  "Ey Adem, bunlari onlara isimleriyle haber ver!" dedi. O da,    isimleriyle   haber verince de (Allah) buyurdu ki: "Size demedim mi, göklerin ve yerin gaybini gerçekten   Ben bilirim, gizli tuttuklarinizi ve açiga vurduklarinizi da Ben bilirim.” (Bakara/33)

Meleklere:   Adem'e(Adem için) secde edin!   demistik. Onlar da hemen secde etmislerdi. Yalniz Iblis diretmis, kibirlenmis ve kâfirlerden  olmustu.”(Bakara/34)

Konu birazdan baglanacaktir. Adem’in yaninda bir de artik Zevcesi de var…

“Ve Biz: "Ey Adem, sen ve esin cennette yerlesin. Ikiniz de ondan, neresinden dilerseniz, bol bol yiyin; ama su agaca yaklasmayin,   yoksa   zulmedenlerden olursunuz" (Bakara/35)

“Fakat seytan, oradan ikisinin  ayagini kaydirmis ve böylece onlari içinde bulunduklari   mekandan/yerden  çikarmisti. Biz de: “Haydi, birbirinize düsman olarak   inin, sizin için yeryüzünde belli bir vakte kadar bir yerlesim ve meta vardir” dedik”(  Bakara/36)

Adem ve esinin cennetten  arza (dünyaya) yani o bahsi geçen cennetten daha alt seviyede bir yere inislerini de böylece görüyoruz.

“Derken Adem, Rabbinden   kelimeler     aldi.   Bunun üzerine   tövbesini kabul etti. Süphesiz O, tövbeleri kabul edendir, esirgeyendir.”(Bakara/37)

Çok dramatik bir durum ortaya çikti: kendisine bütün isimler ögretilmis bir Adem’den geriye , Rabb’den ögrenilmis “birkaç  kelime” kalmis…Onlarla  tövbe ediyor…

Bu seviye düsüklügü sadece mekansal bir düsüklük degil ayni zamanda bilgisel bir seviye düsüklügüdür de!

Adem’in tövbesinin ne oldugunu, Adem’deki dönüsün ne oldugunu anlamamiz için konuyu takip etmek gerekiyor.

Yeryüzünde kan dökmesini ,fitne çikarmasini engellesin  diye kendisine bütün isimler, esyaya ait yani seylere ,oluslara, olup bitenlere ait isimler ögretilmisken hepsi gitmis, bazi kelimeler kalmis geriye ve ne yazik ki kan dökmenin, fitne çikarmanin temel engelleyicisi olan Tevhidî bilgiden mahrum kalmistir. Artik kan dökülmeyeceginin, fitne çikamayacaginin garantisi yok… Ki gerçekte de kan da dökülüyor, fitne de diz boyu! Ayettekine uygun olarak Bazilari da bazilarina düsman üstelik!

Ciddi birseyler oldu!

Yani?

Sadece dünya dönmüyor… Insan da basa döndü…Ayette geçtigi  gibi degisken.  Allah’tan kelimeler aldigi oranda yani bilgilendigi oranda  kendini siddetten,kandan,fitneden koruyacak…

ARTIK KONUNUN BASINA DÖNME VAKTI GELDI…

Ne oldu da insan bilgiden koptu da kimi kelimeler düzeyine düstü…

  Dedik ki: "Hepiniz oradan   inin. Bundan sonra size Benden bir hidayet   geldiginde, kim Benim hidayetime uyarsa, artik onlara korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardir.Küfredenler ve ayetlerimiz yalanlayanlar ise atesin halkidir."(Bakara/38)

Daha sonra görecegiz ki hidayet vahye dayali bilgi(ayetler)  olmaktadir. Bir de vahye araci Resuller…

Konu yine bilgiye dayandi.

Buraya kadar konu geldi …

Asil soru karsilik bulmadi…

Ne oldu da Adem ve esi cennetten çikartildilar? Seytan nasil bir etki gösterdi?

Yiyin için ama su agaca yaklasmayin!

Zaten ip burada kopacak…

Kitap ehli bir marifetmis gibi bu agaç elma agaci imis diye uydurmaya devam etsin. Ilkel akil da bu agaca meyveli agaç gibi bakarak Adem ve esi ondan yediginde avret yerleri ortaya çikti diye konuya buradan bakmaya devam etsin…

Burada bir ana tetikleyici var: Seytan

Belli ki Adem kendisine ögretilen  isimlerden,     yani bilginin kendisinden kopmus ama Seytan, Iblis hafizasindan kopmamis!

Durumun böyle oldugunu nasil ögreniyoruz?

Secde mevzuunda neden secde edilmedigi sorulunca ates ve toprak kiyaslamasini yapip, atesin daha hayirli oldugunu, Adem için secde emrinin kendisini yoldan çikaran bir emir oldugunu, bunu Allah’in yaptigini, kiyamete kadar süre verirse “Sirat-i Mustakim”in üzerinde her yolu deneyerek onlari(insanoglunu)  yoldan çikaracagini söylüyor ve izni de aliyor.(Bkz: A’raf /12-18)

“Ey Adem! Sen ve esin cennete iskân edin, dilediginizi yiyin ama sakin su agaca yaklasmayin, yoksa zalimlerden olursunuz!”( A’raf  /19)

Seytan yasaklanan secereye dair yasaklanma gerekçelerini ortaya koyarken : “iki melek olmayasiniz ve ebedilik kazanmayasiniz diye” (A’raf/20-21)

Adem’in,  kendisi için meleklerin secde ettigini unuttugundan emin!

Ebedilik gibi bir de zaafi var!

Seytan mantik kurgusunu baska ifadelerle tamamliyor.

“Sonunda seytan  ona vesvese verip: “Sana sonsuzluk agacini ve yok olmayacak bir mülkü  haber vereyim mi? Böylece ikisi birden ondan nasiplendiler , hemen ardindan çirkinlikleri gizlenmislikten görünür oldu, üzerlerini cennet yapraklarindan(cennet varaki) yapistirmaya  basladilar. Adem Rabbine karsi gelmis oldugundan sasirip-kalmisti. ”( Taha /120-121)

  Cennet varaklari belki ilerde Kehf 19. Ayetteki “içinizden birinizi VIRAK ile yani para ile sehre gönderin baksin…”  örneginden yola çikarak adem ve esinin kendilerine varak yapistirmalarini  insanda gizlenmis olan para/kapital  hirsi çirkinligine ve bu çirkinligin açiga çikisina da yorumlayabileceklerdir…  Bu yorum ile yasaklanan agacin, dallari iç içe geçerek karmasik bir hal almasi misali vahiy disi    karmasik kaynaklardan beslenmesine(nasiplenmesine)  ve kendiliginden sermaye biriktirme çirkinligine de yorumlanabilir…

Bu ayetteki örneklikle insana cazip gelen seyin, bilginin  seceresi (kökleri ileri veya geriye sorgulanabilir bilgi)  ve bilginin kötü yönetilmesi  temelinde olusan mülk, iktidar ve yönetme hirsi( sermeye)  oldugunu anliyoruz. Bilgi, ilim,  belli bir emek esliginde arttirilmasi için Allah’tan duasi edilendir. 

Hak mülkünsahibi olan Allah yücedir. Kur'an sana vahyedilirken, vahiy bitmeden önce tekrarlamakta acele etme ve "Rabbim, ilmimi arttir!" de.(Taha 114)

Buradan   MÜLK’ün  bilgi anlaminda kullanildigini söylemek zorlamali bir iddia ve anlam degildir. Bu ayetteki bir bilgi edinme, Allah indinde  yasal ve kabul edilebilir iken, Seytani bir usulle ve Allah’a ragmen edinilen bilgi, beraberinde Allah korkusu getirmez. Getirdigi nedir? Apaçik bir saskinlik.

Ikisi birden disiplinsiz bilgiye veya Rabbani olmayan   bilgiye dalinca ilk fark ettikleri duygu saskinlik oldu. Çirkinlikleri ortaya çikti.  Varaklarla örtünmeye basladilar.

“Yoksa onlar, Allah'in lütfünden verdigi seyler için insanlara haset mi ediyorlar? Oysa Ibrahim Ailesi’ne  kitabi ve hikmeti verdik ve onlara azim bir mülk verdik” .(Nisa /54)

Kitap ve hikmetle beraber Ibrahim Ailesi’ne verilen büyük mülkün anlasilmasinda kitap, hikmet ve devlet temelli iktidar, hükümranlik verildigi de anlasilabilir ama kanaatimizce kitap ve hikmet paralelinde tamamlayici bir mülk(bilgi)tür.

Bunu su ayetten daha açik anliyoruz:

“Allah, kendisine mülk verdi diye, Rabbi konusunda Ibrahim’le tartismaya gireni görmedin mi? Hani Ibrahim: “Benim Rabbim diriltir ve öldürür” deyince; o da: “Ben de öldürür ve diriltirim ” demisti. (O zaman) Ibrahim: “Süphesiz Allah Günes’i dogudan getirir; (haydi) sen de onu batidan getir (de görelim) ” deyince, o inkârci böylece afallayip kalivermisti. Allah, zalimler toplulugunu hidayete erdirmeyecektir.” (Bakara /258)

Hz. Ibrahim’in kissasina bir bütün baglaminda bakildiginda  buradaki mülkün firavunun sahip olduguna benzer  beseri otorite gücü ve iktidari olmadigi, ordulara dayali bir mülk degil de Rabbani Bilgi temelli bir bilgi oldugu anlasilacaktir.

Birkaç örnek verip ana konuya dönmeliyiz.

 “Rabbim, Sen bana mülkten verdin, hadiselerin  yorumundan ögrettin . Ey göklerin ve yerin yaraticisi, dünyada ve ahirette benim  Velim Sensin. Müslüman olarak benim hayatima son ver ve beni salihlerin arasina kat”  (Yusuf/101)

“Bana mülkten verdin”ve hadiselerin yorumundan  ögrettin… ifadesi onun devlet yönetiminde bir kariyer sahibi olusuna atif da içerse daha dikkatli bir bakis mülk ve bilgi bagini görmeyi saglayabilecektir.

Ademogullari süreçte zihnen gelistiler…

Iptidai akil sürece tabi gelisince Allah Teala’nin   sakinmaya getirdigi boyut kendiliginden artmaktadir. “Ey Ademogullari! Biz sizin çirkinliklerinizi  örtecek bir elbise ve  size süs ve sayginlik kazandiracak bir giyim indirip var ettik. Takva elbisesiyle  ise, iste bu daha hayirlidir. Bu, Allah'in ayetlerindendir. Umulur ki, tezekkür ederler. (A’raf / 26) .

Ister insanin avret yerlerini salt giysi manasinda olsun, isterse daha genis boyutlariyla yani “Takva Elbisesi” adlandirmasiyla   insani çirkinlesmeye iten bilgi teorilerine karsi nüzul edilen “Rabbani Bilgi “ seklinde olsun Adem örnekliginden Beni Adem örnekligine geçis ve  gelisime ciddi atiflar yapilmaktadir. ( Konu bu site için uzadi)

 Insanin cennetten indirilis konusu -2- yazimiz  ile devam edecektir…

 

YORUMLAR
Tabii esas itibariyla, bir müslüman olarak rivayetteki kus pozisyonunda olmamak için, topyekün Allah'in ipine sikica sarilmak lazim. Bunun için de vahye ta'bi olmak gerekiyor.
9.3.2021 12:45
Muhterem Yalçin, içinde olmak, disinda olmak gibi kavramlar, 3 boyutlu fiziki aleme ait kavramlardir. Seytani ve içinde diye nitelendirdiginiz Cennet'i bu kavramlarla degerlendirmek zaten baslica bir hata olur. Hadisenin boyutlari farklidir. Hatta boyut kelimesi dahi müsahhas olup, tanimlamaya çalistiginiz alem için yeterli degildir. Konu ve izahi çok uzun oldugu için fazla uzatmak istemiyorum. Ancak, mülk ve ilm kavra kavramlarinin çok farkli oldugunu, bu vesileyle bir kez daha belirtmek isterim.

Enis ERGIN
27.2.2021 11:00
Peki Allah Adem as.isimleri ögretip meleklere ögretmedigi bir konuda imtihan etmesini nasil izah edeceksiniz Yalçin bey

Hakan Tek
25.2.2021 23:31
Sn. Yalcin, bilgi-vahiy ikilemini anlatmak için yaptigin kurgunun icinden nasil cikacagini merakla bekliyorum. Umarim, merakimi mazur gorursu. Bir kaç soru yada onerim olacak.1- Rab, ilk yaratma fikrini meleklere anlatirken,, meleklerin bu yaratma ile ilglili olarak kendilerindeki bilgiyi kullanma sekli, 2- Rab, halifeyi (yetkili-iradeli) yaratiktan sonra (yetkilinin adi adem olarak aniliyor) secde emri karsisinda meleklerin secde etmesi (buradan bilgi konusunda melekler devre disii) ve cinlerden iblisin secde etmemesi ile birlikte Rabbi ile giristigi mucadele sirasinda Iblisin kendi kendisini seytanlastirmaya goturen bilgiyi kullanma sekli. 3-Rab tarafinda kurallar ve düsman tanimi açik ve net olarak Ademe bildirildikten sonra Ademin yaptigi tercih nedeniyle kendisindeki var olan veya turettigi bilgi içinde buldugu en iyi kelime olan tevbe kelimesini kullanarak Rabbinin Ademin tevbesine kabul etmesine götüren bilginin kullanma sekli. Bu üç farklii varlik bilgiyi üç farkli sekilde kullaniyor. O halde bu üç varligin elde ettikleri konumun sebebi ne olabilir? Bu üç bilgiyi kullanma seklin bu üç varligin elde ettigi konumu tersinden okursak ne gbi bir ölçu ortaya çikar? Kisaca yine de fikrimi ifade edecek olursam, burada hak ve hukuk ihlali. Sn.Dündarin daha once belittigi "ben" ve "öteki" uzerindeki sikintili bakis açisi oldugunu görüyorum. Sn.Yalçin, Iblis ve Adem gibi iki varligin bulundugu yerin yeryuzundeki bir yere yavas yavas getireceksin galiba. Eger Ademin emeksiz yasadigi yeryuzunun mamur bir yerinden emegi ile yasama geçisin getirecegi sikintili yasam yerinin yeryuzundeki bir baska yere indirilmesi bana daha uygun geliyor. En azinda muminlere vaad edilen esas cenntten çikardin. Sadece bu manevra için bile tesekkürü hak edlyorsun. Genel bir elestiri: makalendeki anlatim biçimi oldukça sikintili. Ancak, makalenle ilgili yorum bölümune verdigin cavabi yazin oldukça daha akici. Nedenlnl anlayamdim. Tesekkurler.

ALS YALÇIN
23.2.2021 13:38
M. Kamuran TÜRKER 'e öncelikle tesekkür ederim. Yazimiza bir yorum yapmasi memnuniyet verici. Cennet konusunda Kur'ani dayanak zaten kuranin kendisidir: Müminlere vaad edilen cennetin nasil oldugunu lütfen bir bütün halinde degerlendiriniz. Biz kismen tekrar da olsa bazi izahlarimizi yapalim: 1- Adem ve Havva eger müminlere vaad edilen cennete idilerse orada seytan ne geziyordu? Yani seytan ne tür bir amel isledi de cennete girdi? Cennete girmenin seytanca bir yolu var midir? 2- Müminlere vaad edilen cennette yasak olduguna dair ben hiç bir ayet görmedim. Hele en basit akil zemininde baksak bile yani o agacin bir meyve veren, yani elma ,armut. vb. bir meyve olsa bunlar yasaklanmis degil kaldi ki adi konmus bir meyveli agaç olduguna dair bir ifade de yok. "Su agaca yaklasmayin " diye derinlikli bir ifade var. Yani müminlere vaad edilen cennette meyvesi haram bir agaç zaten olmaz. 3- Cennet 'in kelime ve kavram düzeyinde Arapça dil temelinde de yorumlar yapilabilir. Lakin surasi kesindir ?Dünya? kelimesinin kökeni ?dünüvv? kelimesi dünya(çogul) buradan gelmekte. Dünya için bazen de ard (arz) kullanilir. Bu anlatimin karsiligi" tasrif"tir yani açiklamada farkli kelimeler kullanilabilir. Yerleskeler için karye, belde, medine kullanimlari gibi... Neden farkli kelimelerin kullanildigi derinlikli arastirmalar açisindan önemlidir. Diyecegimiz o ki bir mekan var orasi cennet diye adlandiriliyor ve oradan konumca daha asagida olan arz veya dünyaya gönderiliyorlar... Biz buna kesin bilgi derken birileri çikip da sizin gibi bu cennet müminlere vaad cennettir der ve Kur'an'i dayanagi yok derse o zaman denir ki bir konuda bir iddia eönce Kur'an'dan temellendirilmelidir. Misal biz mülkün Allah tarafindan verilen bilgi veya ilim oldugunu söylerken en azindan bazi ayetler temelinden veri /delil sunuyoruz... Siz zaten "Ilm, bilinen ve bilinmeyen tüm alemlerin künhüdür." derken bir hakikate yer vermis oluyorsunuz. 4- Allah Teala bir çok ayette insanin ammeleri neticesinde cennete veya cehenneme gidecegini söylemekte. Cehennem ehlinden bazilari için ve cennet ehlinin de tamami için خَالِدِينَ فِيهَا أَبَدًا (orada ebedi kalacaklardir) diyor yani biraz kalacaklar sonra seytan oraya sizacak ve fitne verecek derken oranin ehli tekrar cezalandirilarak dünyaya gelecek diye bir yaklasim hem bilgi noksanligi hem de tutarsizlik olur... Hatta suçlulardan bazilari diyecek "keske bir firsat olsa da dünyaya dönüp iyi seyler yapsak..." mümkün degil... Içinde seytanin da bulundugu bir cennetin müminlere vaad edilen cennet olmadigini yine tekrar edelim... 5- Mülk kelimesi bir çok yerde geçmekte ve farkli anlamlari da zaten var (TASRIF BAHSINDE DEDIK) ama Sad suresi 18-20 arasi dikkatle okunursa Davut as verilen mülk maddi bir otorite ile es anlamlidir.. Ancak bizim konumuz geregi getirdigimiz ayetler daha açik bilgi, ilim anlamindadir... 6- Bilginin mülk olmasi günümüz literatürüne de uygundur. Bilgi güçtür...Bilgiyi kim iyi yönetirse daha etkindir... Ayette örnegini aldigimiz üzere Allah Hak mülkün sahibidir. (Taha/114) Burada Allah'in zaten göklerin ve yerin sahibi olduguna dair ayrica bir alt madde açmaya gerek yok. Konu vahiy temelli bir durum için Peygambere bir hatirlatma seklindedir. "Deki Rabbim ilmimi" arttir. Konumuzda (Yazimizda) bilgi temelli bir kopusu anlatiyoruz. Tevhidi Bilgi dedigimizde bunun disinda bir bilgi kaynagi/kaynaklari olabilecegini söylüyoruz ve farkli bilgi teoremlerine dikkat çekiyoruz. Bilgi...Ilim vs bir yönüyle de insanidir. Yani Allah Yaratanlarin en iyisidir( Müminun 14) ve öncülü olmadan yaratandir. Allah yaratma fiilini insan için de kullanmaktadir ve insan temelli bilgi,ilim de onun yarattiklarina dahildir. Bu yüzden hadislerde "faydasiz ilimden Allah'a siginan"Peygamber efendimizin ifadeleri var. Diyecegimiz o dur ki Seytan bilginin kaynaklari açisindan tükenmeyecek mülk ifadesini kullanirken bu bilgi, ilim anlamlidir ve zaten ayetlerle de bunu açikladik. 7- M. Kamuran Türker 'e yine de tesekkür ederiz . Umariz ki "fazlaca iddiali" buldugu konularda kendisinin dedigi gibi "daha fazla düsünülmesi gerek" kismi ile sorumluluk alir... Belki de dediklerimizin öyle dedigi gibi çok iddali seyler degil de normal seyler, yorumlar vs oldugunu fark eder...Selam dua...

M. Kamuran TÜRKER
23.2.2021 09:39
Hz. Adem'in indirildigi cennetin, bilinen manadaki cennet olmadigi tezi, oldukça iddiali ve hiç bir Kur'ani dayanagi yok. Bu konuda, daha fazla düsünülmesi gerek. Ayrica, mülk ve ilm farkli kavramlar ve konu basliklaridir. Bu meyanda, bilginin mülk oldugu ya da, tüm kozmik alemin en degerli mülkü oldugu söylemi de, fazlaca iddialidir. Ilm, bilinen ve bilinmeyen tüm alemlerin künhüdür.

YENİ YORUM YAP
güvenlik Kodu
EDİTÖRDEN
Bizimle sosyal ağlarda bağlantı kurun!