Sermaye ve Çevre Etigi

Yaklasik 10 gündür Çanakkale Gökçeada'dayim. Burada tecrübe ettigim, farkina vardigim ve gözlemleme firsati buldugum bazi durumlardan bahsetmek istiyorum...
Sermaye ve Çevre Etigi
Süleyman Arif BEYAZKAYA
Süleyman Arif BEYAZKAYA
Eklenme Tarihi : 25.08.2022
Okunma Sayısı : 924

Yaklasik 10 gündür Çanakkale Gökçeada'dayim. Burada tecrübe ettigim, farkina vardigim ve gözlemleme firsati buldugum bazi durumlardan bahsetmek istiyorum. Öncelikle adaya gelir gelmez muazzam bir kekik kokusu burnunuzda tütmeye basliyor. Adaya gelmeden evvel olusturdugum en büyük ön yargi adanin nemli ve sicak olacagiymis meger. Oysaki ada iliman bir iklime sahip çogu zaman serin ve nemden eser yok denebilir. Ön yargi konusunda haksiz da sayilmam yani bize ögretilen suya ve denize kiyi olan yerlerin nemli olacagiydi. Gökçeada da Ege Denizi ortasinda parlayan bir yildiz hani... Bunun yani sira adanin konumu ege denizinin incisi diyebilecegimiz sekilde. Mükemmel manzaralar barindiran ada birbirinden farkli onlarca sahili ile adeta rüya gibi bir yer. Ada dedigime bakmayin Gökçeada aslinda bir ilçe ve bu ilçenin Türkiye'nin geri kalanindan farkli birtakim kurallari var. Örnegin adada bulunan marketlerde plastik poset satisi yasak. Birden fazla kullanilabilir sekilde ve geri dönüstürülebilir sekilde tasarlanmis posetler mevcut ve halk da bu kültürü benimsemis durumda. Ada genelinde dikkatimi çeken seylerden biri de burada bulunan insanlarin ada ve çevresinin temizligine verdigi önem. Böyle olunca tabii tatil ve turistik amaçli gelen ziyaretçiler için de bu kural geçerli olmus oluyor. Bir kuralin kolektif bir sekilde uygulanmasi ve benimsenmesi açisindan çok güzel bir örnek benim için. Ilçeyi daha önce görmemis olsam da son yillarda daha dogrusu geçtigimiz yildan itibaren hizli bir sekilde konut sayisinin arttigini görmek mümkün. Dilegim odur ki buraya yerlesen ve yerlesmeyi düsünen kimselerin buraya ve buranin kurallarina riayet edip süre gelen dogal düzeni bozmamalaridir. Gerçi gözlemledigim ve inceledigim kadariyla ilçe belediyesi ve diger idari kurumlar bu konuda biraz özverili çalisiyorlar. Aslinda bu durum olmasi gereken bir sey fakat simdilerde dogaya, dogal yasama, yesile ve çevremize idari anlamda büyük ölçüde kayitsiz kaliniyor. Elbette bu üzücü bir durum. Ulusal bir mübadele araci oldugundan para hirsi zamanla araç haline geldi. Dolayisiyla insanlar artik parayi ve paranin elde edebilme potansiyeli ugruna her seyden vazgeçebilir duruma geldiler. Haddinden fazla açgözlü canlilariz ne yazik ki... Ada için kaleme aldigim bu yazida elbette sermayeden ve sermayenin insani getirmis oldugu bu durumdan bahsetmem yanlis ama farkina varmamiz gereken bir sey var o da üzerine bastigimiz topraklara borcumuz var. Insanlar olarak çevremize, birbirimize, çevremizdeki canlilara ve yaraticimiza sorumluluklarimiz var. Örnegin 2022 yilinin kaynaklarini yil bitmeden 156 gün önce tüketmisiz. Bu ne demek oluyor?   Bugünden itibaren aslinda gelecek yil tüketmemiz gereken seyleri tüketecegiz. Gelecekten yemek, bindigi dali kesmek olsa gerek... Iktisat biliminin tanimi açacaginiz bütün iktisat kitaplarinda; "insanin sinirsiz ihtiyaçlari karsisinda sinirli kaynaklari dogru ve optimum kullanmanin sanati. " vb. cümleler çevresinde degisecektir. Insanin ortaya koydugu bu bilim daha basindan itibaren insanin tüketim aliskanliklari üzerindeki sinirlari kaldiriyor. Insan kim ki sinirsiz ihtiyaçlari olsun? Bilim dünyasinin çevre etigi anlayisini anlamis degilim. Herkes her seyin farkinda fakat ortada büyük bir güç var: sermaye. Çogu zaman sermayenin büyümeye mahkûm oldugundan bahseder bilim insanlari. Çünkü sermaye gaddardir, sermaye aç gözlüdür diye de eklerler. Aç gözlü olan sermaye mi insan mi? Bilim dünyasi da çaresiz bir sekilde sermayenin çevre üzerine ürettigi politikalari seyrediyor. Sürekli büyümeye mahkûm olan ve bu yolda önüne çikan dogal ya da beserî bütün engelleri ortadan kaldirmak üzere programlanmis bir kuramdan çevreci olmasini beklemek komik dogrusu. Bir taraftan dogayi hammadde kaynagi olarak görürken öte yandan da atik havuzu olarak gören bir seyden bahsediyoruz. Büyümesi önünde tehlike arz ettigi için çevre üzerine politika üreten bir sey… Bu konu üzerine bir arastirma yapacaginiz zaman Google’da karsiniza çikacak ilk olay zaten basindan bunun büyük bir kisir döngü oldugunu ortaya koyuyor. Piyasa ve Çevre üzerine yapacaginiz ilk arama da karsiniza "çevre sorunlarinin ekonomik maliyeti" basliklari çikacaktir. Bu konu üzerine konusmak, yazmak, çizmek ya da bir çikar yolu, bir çözüm yolu üretmeye kalkismak elbette zordur ve ne kadar faydali olur bilinmez ama yine de Çanakkale basligi ile aldigim bu yazinin devaminda sermaye ve piyasa ile olan muhabbetimi(!) sizlerle de paylasmis olacagim.

Süleyman Arif BEYAZKAYA

Bu yazida yer alan fikirler yazara aittir. Hikmet Akademisi’nin bakis açisini yansitmayabilir.

YORUMLAR
Ayser çeri
27.8.2022 19:52

Yazarimizin öncelikle emegine saglik ,oralari o kadar güzel anlatilmis ki orda oldugumu hissi bende uyandirdi. Bide olaylari birbirine baglama konuunda iyi baglamis birbirine kalemine saglik olsun.

Hasan Basri EREN
26.8.2022 01:51

Umarim bu bahsettigim sorun herkes tarafindan fark edilip çözüm odakli bir seyler yaparlar... Kalemine saglik güzel yazi olmus...

YENİ YORUM YAP
güvenlik Kodu
EDİTÖRDEN
Bizimle sosyal ağlarda bağlantı kurun!