Yahudi Mistizmi Kabala ve Islam Tasavvufuna Etkisi

"Tanri kiyafet degistirerek dolasir?? demis bir dinsiz? "Ve tanri Yahve, Musa ve Harun'a konustu:...
Yahudi Mistizmi Kabala ve Islam Tasavvufuna Etkisi
Enes TARIM
Enes TARIM
Eklenme Tarihi : 25.12.2022
Okunma Sayısı : 844

“Tanri kiyafet degistirerek dolasir…” demis bir dinsiz…

“Ve tanri Yahve, Musa ve Harun'a konustu: Bu Yahve'in emrettigi Yasa'nin hükmüdür. Bunu Israel'in çocuklarina söyle! Sana kizil bir düve getirecekler. Özürsüz ve lekesiz olacak ve hiç boyunduruk görmemis olacak. Onu rahip Eleazar'a vereceksin! Kampin disinda ve rahibin oldugu yerde kesilecek. Sonra rahip Eleazar kaninin birazini parmaginin ucuna alacak ve bu kani yedi kere Toplanti Çadiri 'nin girisine dogru serpecek. Düve onun oldugu yerde yakilmali; postu, eti, kani ve diskisi da yakilmali ... Küller Israel'in çocuklarinin arinma suyu yapmak amaciyla törensel kullanimi için saklanmali. O, günah için bir kurbandir…” (Sayilar 19: 1-10)

Musevilerin 2000 yildan beri önünde agladiklari ve adina “aglama duvari” dedikleri bir duvar var. Birkaç yil önce Jerusalem Post gazetesi;”Aglama duvari agliyor” baslikli bir haberle çikmisti. Haberde, Mescid-i Aksa'ya bitisik aglama duvarinin bir süredir islak oldugu anlatiliyordu.

Bu islaklik Musevi mistiklerin olaganüstü ilgisini çekti ve duvarin islakligi “Kiyamet habercisi” olarak görüldü. Sonrasinda yetkililerin islakligin duvara bitisik bir borunun su sizdirmasindan kaynakli oldugunu anlatmasi kolay olmadi, iknaya yetmedi onlari.

Çünkü asirlardir mesih bekliyorlardi…

Mesih gelince MS 70 yilindan beri durmus olan kurban uygulamasini yeniden baslatacak, yikilmis mâbedlerini yeniden insa edecekler.

Kurban törenlerinin vazgeçilmez bir unsuru olan, kizil düve küllerini yeniden savuracaklar…

***

Düve, bilindigi gibi, el degmemis yavru inek anlamina geliyor.

Musevi ve Hiristiyan inanisina göre, Musevilerin mâbedlerinin yikilmasi ve dünyanin dört bir tarafina dagilmalarindan sonra kizil düve nesli de kesildi.

Geçtigimiz yillarda yine bir ara Israil gazeteleri: "Israil'de kizil düve dogdu” mansetleri ile doluydu. Haberde : “Bir ay kadar önce Israil'de kizil bir düve dogdu” müjdesi veriliyordu. Bunun üzerine hahamlar toplanarak düvenin bulundugu çitflige gidip durumu denetlediler ve düveyi onayladilar…

Yahudiler için Kutsal Mâbed'in yeniden insasinda bir önsarttir kizil düve.  

Çünkü bu neslin Mesih'i görecek nesil olmasi anlamina geliyor ve önemli bir isaret...

Israilogullari Mesih'i tanimayip öldürdükten sonra dünyanin dört bir tarafinda yasamaya mahkum edilmislerdi. Mesih'in yeniden ortaya çikisindan önce kendi topraklari saydiklari yerlere dönüp hâkimiyetlerini yeniden kuracaklar.

Ki, 1948 yilinda Israil Devleti'nin kurulmasiyla bu öngörülerinden biri gerçeklesmis oldu.

Tüm alametler tamamlaninca, kizil düve kurban âdetini baslatmak üzere Davud Mâbedi'ni yeniden insa edecekler.

Kizil düve yetistirildiginde, kiyametin gelmesi için tek eksik Kudüs'teki mâbedin yeniden insasi olacak.

Ancak bunun önünde önemli bir engel var.

2000 yil önce yikilan Musevi Mâbedi'nin yerinde bugün Müslümanlar için kutsal Mescid-i Aksa ile Kubbet-üs Sahra câmileri bulunuyor...

Musevilerin mâbedinin yeniden insa edilebilmesi için önce Islâm'in kutsal mâbedlerinin yikilmasi gerekiyor...

***

Kabala Ibrani geleneginde gizli bir biçimde nesilden nesile aktarilan mistik düsünce ve pratige ait bir terim ve Eski Ahitte on bes yerde geçiyor.

Kelime kökü “qibbel” olup karsilik, zitlik, alma/kabul etmeyi ifade ediyor.

Tevratta Yahudiler için önemli bir kabalistik sembol olan “tasinabilir bir çadirin üzerinde asili islemeli bir örtü” ile ilgili kullanilmakta ve “gelenek” anlamina gelmekte.

Israilogullan'nin çölde geçirdikleri uzun yillar süresince kullandiklari ve adina “toplanti çadiri” dedikleri kutsal çadir Yahudiler için önemli bir ibadet yeri. Ve bu çadirin örtüsü ile ilgili olarak Musa'ya vahyedildigine inanilan ayet söyle: “Bir perde için elli dügüm yapacaksin... Ve onun karsisinda yer alan perde için de elli dügüm yapacaksin… Dügümlerden her biri digerine karsilik gelecek, uygun olacak…”

“Toplanti Çadiri” Tanri'nin sevgili halki ile söylesecegi bulusacagi, kullarini kabul edecegi bir mekan…

***

Yahudi ilahiyatinda Kabala'nin dogusu söyle açiklanir:

“Kabala baslangiçta Tanri tarafindan Cennet'te bir melek grubuna ögretilmisti. Adem ve Havva'nin Cennet'ten kovulmasindan sonra, insanoglunun tekrar eski mutluluklarina kavusabilmeleri için melekler tarafindan bu ögreti Adem, Nuh ve sonradan Ibrahime aktarilmistir.

Ibrahim, Misir'da sirlarin bir kisminin açiga çikmasina izin verdi ve Misirlilar bilginin bir kismina sahip olup, bunlari diger dogu ülkelerinin felsefi sistemlerine aktarabildiler.

Misir bilgeliginin tamamina vakif olan Musa ise dogdugu bu ülkede çölde inzivaya çekildigi süre içinde metathron isimli bir melekten (Metathron: Yahudi ilahiyatinda zamani yöneten bas melege verilen isim) aldigi derslerle bu konudaki melekelerini iyice gelistirmisti. Bu ögreti sayesinde Israilogullari 'nin problemlerini çözümleyebilmisti.

Musa bu gizli doktrinin ilkelerini sifreli bir sekilde kutsal kitapTorah' in ilk dört kitabina yerlestirerek yetmis sadik adamina kabalanin sirlari olarak aktardi ve onlar da nesilden nesile onu aktarageldiler. Vahiy yoluyla teblig edildigine inanilan Kabala bilgileri, sir saklama gelenegine bagli olarak, yüzyillarca disariya sizdirilmadan gelmektedir.

Yahudi inancina göre kusaktan kusaga aktarilisi sirasinda, Davut ve Süleyman Kabala'yi en derin kavrayan ve uygulayanlardi…

***

Eski Ahit Sina Dagi'nda IÖ 1300 lü yillarda kirk yil boyunca Musa ya aktarilirken bu vahiy Yahudi inancina göre iki bölümden olusuyordu: “Yazili ve Sözlü Torah...”

Yazili Torah Musa'nin bes kitabindan olusur: “ Tekvin, Çikis, Levililer, Sayilar ve Tesniye”

Sözlü Torah ise Kabala'dir ve onun kaynagini kimse bilmez.

Çünkü o, son derece gizemli bir ögreti olup Tanri'yi, varolusu, insani ve kainati açiklayan bir bilgi, inanç ve felsefe sistemidir.

Diger bir ifade ile Tevratin yazili olmayan özüdür…

Kabalistler, Kabala’nin melekler araciligiyla cennetten indirildigini kabul eder.

Buna göre gizli Kabala bilgileri, 40 gün boyunca Sina daginda kalan Musa’ya, dogrudan dogruya, Tanri tarafindan verilmistir. Musa da kutsal ruhun bu ödülünü, paylasmak üzere 70 yasli bilgeye iletmis; onlar da kelime kelime ve kulaktan kulaga kendilerinden sonrakilere geçirmislerdir.

Yani Kabala, Tevrat ile ayni zamanda verilmis, Tevrat topluma yönelik açik mesajlar içerdigi halde, Kabala sadece seçilmis kullara, azizlere açiklanmistir.

Onlar da bu gelenegi nesilden nesile aktarak sürdürmüslerdir…

***

Kabala Tanri ile insan arasinda dogrudan bir bag kurmaya çalisan ezoterik bir sistem… Muhtevasinda büyüye yönelik kismlar da var ve ruhsal güçleri çagirmak için büyü ile özel hazirlanmis muskalar dahi ihtiva ediyor. Bu muskalar ve büyü hem iyi hem de kötü amaçlarla kullanilabilmekte.

Tevrata göre Musa bile firavunu yenebilmek ya da Israil ogullarini Kizil Deniz' den geçirebilmek için Kabala'nin bu pratik uygulamasini ancak “Tanri'nin izni ve iradesi ile” kullanabilmistir.

O'na verilen ve gizemli güçlere sahip oldugu söylenen asasi, onu kendi istegi dogrultusunda kullanmak istedigi anda bir yilana dönüsmüs ve gücünü yitirmistir.

Eski Ahite göre Tanri susuzluktan zor durumda olan Musa'ya su çikarmasi için bir tasa konusmasini ister. Ama Musa uygunsuz bir öfke ve inanç eksikligi ile tasa asasiyla birkaç defa vurur. Bu nedenle asasinin güçleri kendisinden alinmistir…(1)

***

Islam tasavvufu ile Kabala çok benzerlikler tasir.

Bunun en büyük nedeni iki kültür arasindaki yakin iliskilerdir.

Genel kani, Islamin erken dönemlerinde gerek Mekke ve Medinede gerekse sonrasinda yeni fethedilen beldelerde Müslümanlarin karsilastiklari Yahudi mistiklerden etkilendigidir.

Yahudi mühtedilerin Islamla karismasi ve onlarin dini metinlerinin Arapçaya çevirisi bu süreci hizlandirmis, etki alanini genisletmis, Islami metinler içerisindeki payini farkinda olmaksizin artirmistir.

Bunda belki her iki dinin de semavi sayilisi ve benzer kissalara temas edisi etken olsa gerek.

Islam tasavvufunun olusumunda Yahudi mistik inancinin rolü büyüktür.

Her iki tasavvuf sisteminde de mistizmin temel konulari olan yaratilisin sirri, tanrisal sudur, tanriyla birlesme tecrübesi, miraca yükselis, tanrinin mahiyeti, inziva hayati, hurufilik, tanrisal sirlarin bilinmesi gibi fenomenler öne çikmistir.

***

Tevrat ile beraberinde mistik kabala ögretisi sürgünler boyunca yayildi ve onlara eslik etti.

Ancak gelisimi uzun yüzyillara yayildigi için basindan sonuna kadar tek biçimli bir Yahudi mistisizminin oldugunu söylemek zordur.

Islam tasavvufunda oldugu gibi içerisinde çok farkli inanç ve ritüeller barindirir.

Ancak hepsinde de ortak nokta gizem, batinilik ve zühttür.

Bu mistiklerin temel dayanaklari ve izledikleri zühd yolu söyledir: “ Ekmegini tuz ile ye, suyunu azar-azar iç, yerde yat, inzivaya çekil, her an tanriya ulasmaya miraca yükselmeye çalis…”

Öyle ki bazi tarikatlar günün önemli bir kismini ruhi egitimle geçirirler ve hemen her gün oruçturlar ve hem kabala hem de tasavvufta rabitaya benzeyen ritüeller ön plandadir.

Beraberinde kutsal kitaplarin batini tefsiri, büyü, sihir, hurufilik, zikir, halvet gibi ritüellerin yayginlasmasi ve münzevi hayatin sistemlestirilmesi gibi esaslar temeldir.

Mistik birtakim yollarla tanridan özel mesajlar alma gelenegi yaygindir.

Yahudilerin bu mistik çabalari mesihin gelmesini kolaylastiracak ve kutsal topraklara dönülerek Süleyman Mabedi yeniden insa edilecektir.

Islam  mutasavvuflarinin iddia ettikleri gibi kabalist mistikler de kutsal kitabin zahiri anlamindan baska gizli bir anlama sahip oldugunu ve bu mananin ancak özel bir egitim yoluyla kavranabilecegini savunur.

Batinilik zaten genel anlamda, naslari zahir ve batin ayrimina tabi tutarak bir takim teviller

yaparak dinin temel hükümlerini farkli bir biçimde yorumlamaya çalisma çabasidir.

Ve süphesiz kabalanin Islam tasavvufunu etkileyen en önemli düsüncesi, kainatin kendilerinin bereketi sayesinde ayakta durdugu gizli veliler hiyerarsisidir.

Ve her iki dindeki mistik açidan en çarpici diger benzerliklerden biri “harfler ilmi” dir. Hurufilik denilen bu benzerlik tasavvuf tarihinin baslangicinda Yahudiligin müslümanlar üzerindeki tesirini süpheye mahal birakmayacak sekilde ortaya koymaktadir.

Islam Hurufiligi, Kur’an’nin zahiri anlamindan baska batini anlamlari oldugunu iddia ederken Yahudi Kabalasi da Tevrat’in batini anlamlari oldugunu iddia eder.

Islam hurufiligi 28 Arap harfini kutsal kabul ederken Yahudi kabalizmi de ibrani alfabesindeki 22 harfin derin, mistik anlamlari üzerine kuruludur.

Yine benzerliklerden biri de eski Israil peygamberlerinin kiyafetlerinin, süfilerin giydigi giysilere benzeyisidir. Yanisira, süfilerdeki seyhin hirka giydirmesi de esasen Israil mistiklerin bir uygulamasidir. Kadim Israil evliyasinda da üstad müride hirkasini bagislar ve böylece mürid mistik yola girmis olurdu.

Yine bir baska benzerlik genel ibadetlere ilaveten, gece ibadet edip, gündüz de oruç tutmanin ehemmiyetidir. Bununla birlikte kabalaci zahidlerin benimsedigi en etkili ibadet yalniz basina gerçeklestirilen tefekkürdür ki, islam süfilerinde de “halvet” denilen önemli uygulamalardan biridir. Beraberinde her iki dinin tasavvuf  boyutunda gökte ve yerde birtakim gizli varlik ve kuvvetlerden istifade yollarina ulasma istegi vardir.

Diger yandan süfiler de bazi kabalistler gibi bekarligi savunmuslar ve evlilikle aile mesuliyetlerinin manevi muvaffakiyet için bir engel oldugunu düsünmüslerdir.

Her iki mistik düsünce dekutsal kitabin görünür anlamindan baska daha derin manalar tasidigini savunur. Bu konuda çok hadis uydurulmustur. Hz. Ali’den: “ Kuranin zahiri, kullara emredilen ameldir… Batini ise gizli ilimdir… (2) rivayeti yüzlerce uyduruk rivayetten sadece biridir… 

 

***

Islam ve Yahudi mistizminin belki en önemli ortak argümani vazifeleri kainati dengede tutmak, korumak muhafaza etmek olan velîler kültüdür.

Yahudilikte Saddik, Islam tasavvufunda da veli denilen bu kisiler her asirda var olan bir manevi seçilmisler toplulugudur.

Yahudi gelenegine göre, her dönem kainatta kmsenin bilmedigi tanimadigi gizli kendini belli etmeyen 36 saddîk vardir.(3)

“Dünya ne üzerinde durmaktadir? Tek bir direk üzerinde ve su sözde geçtigi gibi onun adi saddîktir: ‘Bu erdemli kisi dünyanin dayanagidir”  (4)

Talmud’da yer alan çok sayidaki kissa, her seyi bilmeleri, ayni anda birden fazla yerde bulunabilmeleri, felaketleri önleyebilmeleri ve özellikle de yagmur yagdirma gibi hususlarla alakali durumlarda kerâmet gösterme v.b. bizim kültürdeki velîlere lütfedilen özelliklere dair örnekleri barindirmaktadir.

Yaygin bir Talmudik gelenege göre tarih boyu tüm yasayan tüm nesillerde Ibrahim’e benzer en az otuz erdemli kimse mevcut bulunur: “Babamiz Ibrahim’e benzeyen 30 saddik olmaksizin dünya var olamaz…” (5)

Ayni inanç islam sufizminde de vardir ve “Velî” denilen bu olaganüstü kisilere zor zamanlarda tevessül edilir, onlar uzun bir ömür sürerler, kerâmet gösterirler, zaman ve mekân sinirlarini asarlar.

Mâlik b. Enes e atfedilen bir hadiste sunlari okumaktayiz: “Benim ümmetimin velîlerinin sayisi kirktir…Her ne zaman bunlardan biri vefat edecek olsa bir baskasi onun yerini doldurur.” (6)

Mutasavviflarin delil aldiklari baska bir hadiste hakim Tirmizî söyle demektedir: “Allah nebîsinin ruhunu kabzettiginde, onun ümmetinden kirk siddik ortaya çikar… Onlardan

biri öldügünde yerini bir baskasi alir. Onlarin sayilari tükenip dünyanin sonu geldiginde Allah bir velî gönderir… yeryüzü onlarla ayakta durmakta ve yagmur onlar sayesinde yagmaktadir.” (7)

Hadislerde isaret edilen bu kisiler, ayni zamanda gavs olarak da isimlendirilen kutublardir.

Fütuhâtü’l-Mekkiyye’ de Ibnü’l-Arabî, yaklasik 80 kisilik bir manevî seçkinler (havâs) sinifindan söz ederek: “ Her nesilde, Peygamber’in temsilcisi olan ve Kutub olarak bilinen sahislar mevcut olmaksizin dünyanin ayakta durmasi mümkün degildir...” der. (8)

Tasavvufi metinler “Velîler Meclisi” olarak da bilinen bir yapidan bahsederken ayni meclis Yahudi geleneginde de “Habûrat ha-saddikîm” olarak geçmektedir.

***

Hülasa, ”Batini mutasavviflar Islamin Kabalistleridir” diyebiliriz.

Islam tasavvufu ile Yahudi mistisizmi arasinda karsilikli bir etkilesim söz konusudur ve Yahudi mistizmi olan kabaladan Islam sufileri büyük oranda etkilenmislerdir.

O yüzden Islam tasavvufu Kabaladan derin izler ve büyük benzerlikler tasir.

Islam mizstizmindeki büyü ve tilsimdan tutun da hurifilige kadar, keramet ve mucizeden tutun da ilhama kadar, gelecekten haber almadan tutun da kainati ayakta tutan veli inancina kadar daha yüzlerce hurafenin, batil bilgi ve inancin, tahrifin, saçmaligin kaynagi Kabala mistizmidir.

Bunun dinler arasi iliski ya da Yahudi kökenli mühtediler araciligi ile Islam'a girmis olmasi yüksek olasilik. Müslüman mutasavviflar semavi din olma kardesligi üzerinden olsa gerek Yahudi mistik metinlerden beslenmeyi ve  yayginlastirmayi mahzurlu görmediler…

Öyle yada böyle dine katilan her bir hurafe ve bidat sahih tevhid dininin bir gerçeklik tanimini kapatmakta, örtmekte ve tahrif etmektedir.

Din adina beyni Kabala ögretileri ile sulanmis mistik meczup dindarlar ele avuca gelmez iddia ve ritüellerle dindarlik adina ortalikta dolasmakta, saçma sapan hikaye ve anlatilarla zihinleri bulandirip durmakta…

Islam dünyasi yüzyillardir bu uyduruk sufi menkibe, keramet ve mucize masallari ile uyutuldugundan hayatin gerçekliginden ve dinin akletmeyi emreden gerçekliginden çok uzak bir yasama mahkum edilmistir…

Selam ve dua ile…

Notlar:

(1) (Bamidbar- Sayilar, 20:7-1 3)

(2) (Sehristani, Mefatihul Esrar)

(3) (Yusuf Basalel, Yahudilik Ansiklopedisi, III, s. 746-747)

(4) (Proverbs-Süleyman’in meselleri-, 10, 26)

(5) (Gen. Rabb. 35:2)

(6) (Yafii, Ravzur Reyahin)

(7) (Hakim Tirmizi, Kitabu Hatmil Evliya)

(8) (Muhyiddîn Ibnü’l-Arabî, el-Fütuhâtü’l-Mekkiyye)

YORUMLAR
YENİ YORUM YAP
güvenlik Kodu
EDİTÖRDEN
Bizimle sosyal ağlarda bağlantı kurun!