Siyaset Medya Iliskisi -3-

Yazinin bu kisminda iktidar medya iliskileri üzerinde degerlendirmeler yapilacagindan önce iktidar kavrami üzerinde durulacak...
Siyaset Medya Iliskisi -3-
Doç.Dr. Murat SEZIK
Doç.Dr. Murat SEZIK
Eklenme Tarihi : 13.04.2021
Okunma Sayısı : 782

Yazinin bu kisminda iktidar medya iliskileri üzerinde degerlendirmeler yapilacagindan önce iktidar kavrami üzerinde durulacak sonra da medya iktidar iliskileri farkli boyutlari ile ele alinacaktir. Nasip olursa gelecek hafta da medya muhalefet iliskileri ele alinarak bu bahis tamamlanacaktir.

Iktidar, devleti anlayabilmek adina kilit kavramlardan biridir. Isin asli iktidar kavrami, sosyal bilimlerin geneli için çok önemli bir kavramdir da denilebilir.  Bertrand Russel, bu gerçekten hareketle, “fizik bilimlerinde enerji kavrami ne ise, sosyal bilimlerde iktidar kavrami da odur” biçiminde tespitte bulunmustur.

Iktidar kavramini tanimlamak gerekirse, baskalarini etkileme suretiyle onlara istediklerini yaptirma, onlari denetleme, kontrol altinda bulundurma, baskalarinin davranislarini etkileyebilme, kontrol edebilme olanagidir denilebilir. Bir kimse, baskalarini kendi istedigi yönde davranmaya sevk edebiliyorsa onlar üzerinde bir iktidara sahip demektir. Max Weber, bunu daha keskin biçimde ifade eder: “Iktidar, sosyal iliskiler çerçevesi içinde bir iradenin, ona karsi gelinmesi halinde dahi yürütülebilmesi imkânidir”. Devlet baglaminda konuya yaklastigimizda ise  “siyasal iktidar” kavrami karsimiza çikmaktadir. Siyasal iktidar ile kast edilen, devletin ülkesinin tümü ve toplumu üzerinde geçerli olan iktidardir.

Siyaset bilimci ve felsefeci Foucault “ iktidar asil olarak bastirandir” der. Dogayi, içgüdüleri, bir sinifi, bireyleri baski altina alandir ve ayni zamanda iktidar savastir. Bir güç iliskisidir ve siyasal iktidarlar güç iliskisini sürekli olarak, bir tür sessiz savas yoluyla, yeniden kurmak ve hatta bunu insan bedenine varincaya dek, kurumlar, ekonomik esitsizlikler ve dil içerisine yeniden yerlestirmek isini görürler.  Degerlendirmesi önemlidir. Fakat siyasal iktidar sadece maddi güce degil, ayni zamanda yönetilenlerin rizasina da dayanmak zorundadir. Tüm siyasal iktidarlar belli oranda güce dayanirlar ve gerektiginde de bunu kullanabilirler. Ama sadece kuvvete dayanacak olursa sürdürülebilmesi de mümkün degildir. Çiplak kuvvete dayanan bir iktidar siyasal iktidar degil, bir zorbaliktir. Rousseau’nun da dedigi gibi, toplumda en güçlü olan bile, eger kuvveti hak, itaati de görev haline getirmeyi bilmiyorsa, sürekli üstünlük saglayabilmek için yeterince güçlü degildir.

Chomsky’ye göre ise kitle iletisim araçlarinin gündemini siyasi iktidari paylasanlar belirlemektedir. Her ne kadar iktidarla çatismali gibi görünen konulara deginilse de bunlar, sadece iktidarin uzantisi olan iletisim araçlarinda diger olaylar tarafindan bastirilan zayif konulari teskil eder.

Medya araçlari, konusulabilir konularin evrenini sekillendirirken, iktidari memnun edecek sekilde konularin bireylerin zihninde seçilmesi ve degerlendirilmesi için bir söylem düzeni kurgular. Baska bir ifadeyle kitle iletisim araçlarinda yer alacak olaylar bir konulastirma sürecinden sonra aktarilmaktadir. Dolayisiyla bazi konularin haber yapilip yapilmamasi bu araçlarin kontrolündedir.

 Gündemin Yönlendirilmesi : Iktidar kitle iletisim araçlari üzerinden, kamusal tartismalarin çerçevesini ve gündemini belirleyerek, bu konulari kamu gündeminden uzaklastirma yetenegine sahiptir. Çünkü birtakim düsünceler, iktidar tarafindan üzerinde fazla durulmamasi gereken vatan ve milletin bütünlügünü tehlikeye düsürecek tartismalar yaratacagi varsayimiyla hasiralti edilebilir. Örnegin bir bakanin bir uygulamasi hakkinda elestiriler yapiliyorsa bunun hemen yaninda olayla hiçbir ilgisi bulunmayan basliklar, bilinçaltina seslenen propaganda söylemleri, yan anlamlar tasiyan, dikkati baska yöne çekecek söylemler dillendirilir. 

 Bunalimin Yayginlastirilmasi: Iletisim araçlarinin, iktidarin çikarlarina zarar verebilecek haber içeriklerine yani kriz ve bunalimlara yer vermesi konunun önemsizlesmesi ve yayginlastirilmasi seklinde gerçeklestirilir. Esasinda medyanin yaklasiminda habere konu olacak olay sonuçlari itibariyla ne kadar olumsuzsa, bir haber konusu olma ihtimali de o kadar yüksektir. Ancak bu sorunlar, söylemler yoluyla yayginlastirildikça toplumsal riza için uygun ortamlar hazirlanmaktadir. Iktidar ve medyanin birlikteligi ile yaratilan asinalik, sorgulama ve elestiri psikolojisini ortadan kaldirmaktadir.

Siyasetsizlestirme ve Bilgisizlestirme: Iktidarlar, otoritesini zedelemeyecek bilgileri vermekte cömert davranirken otoritesi ve iktidarina yönelik bilgileri ya siyasal alan disina tasiyarak etkisizlestirme ya da toplumu bilgilendirmeme yolunu tercih etmektedirler.

Siyasetsizlestirme, siyasal konularin kitle iletisim araçlari tarafindan sinirlandirilmasi ve insanlarin siyasal konulara ilgisinin azalmasidir. Bu süreçte bireyler kamusal konulara tepki verme dürtüsünden yoksunlasmis, politik dürtüler yerini siyasal konular iliskin tiksintiye birakmistir. Böylece toplumdaki bireyler siyasal konularda giderek inisiyatifini kaybetmekte, siyasi ve ekonomik konulara iliskin kamusal alanin arkasindaki gerçeklikten de uzak durmaya çalismaktadir. Bu süreç ile birlikte isleyen bir diger adim bilgisizlestirmedir. Bu süreçte statükonun korunmasi ve rizanin olusturulmasi için bilgi yok edilmektedir. Fakat günümüz medya çesitliligi nedeniyle bilginin tamamen yok edilmesi düsük bir ihtimaldir. Dolayisiyla burada asil önemsenen sey bilginin nasil, hangi içerikle, hangi söylemle verildigidir. Chomsky kitle iletisim araçlari vasitasiyla haber görüntüsü altinda bilgisizlestirici hikâyeler üretildigini ifade etmektedir.

Seysellestirme (Normallestirme): Iktidarin, kitle iletisim araçlarini devlet -vatandas arasindaki iliskileri, bireyin mevcut durumu kaderiymis gibi algilamasini saglamak üzere kullanmasidir. Bu durumda bireyler mevcut statükonun kendi aleyhlerinde oldugunu bilse bile bunu kaderci bir yaklasim içerisinde kabul etme egilimine girerler. Iktidarin basarisizligi irade disi bir sey olarak algilanir ve kaçinilmaz varolussal bir durum gibi görülür.  

Umut Gelistirme-Umut Kirma : Insani bir sey yapmaya ya da razi etmeye hazir hale getirmenin en uygun psikolojik sarti, bu davranis sürecinden memnun kalacagi umudunu vermektir. Iktidarin, medya ile birlikte, uygulanan ya da uygulamaya sokulmasi düsünülen politikalar hakkinda umut verici yaklasimlar sergileyerek, kisilerin kendilerine zorla dayatilan seyleri yapmaktan dahi zevk alir hale getirmesi mümkün olmaktadir. Medya, kamuoylarini umut vererek ya da umutlari kirilarak riza üretmektedir.

Alternatifsizlestirme : Siyasal iktidarin medyanin çesitli organlarini kullanarak statükoya alternatif olabilecek her türlü yapilanmanin önünü kesmesi sürecidir. Medya üzerinden gerçeklestirilen çesitli etkinliklerle alternatif söylemler ve politikalar görmezden gelinerek dislanmaktadir. Günümüzde hükümetleri ayakta tutan sey alternatiflerinin olmamasi ya da öyle gösterilmesidir. Bu sekliyle halk bu durumun kendileri için kaçinilmaz sonuç ya da yarali bir durum oldugu yolunda ikna edilmis olmaktadir. (Devam Edecek).

(Bu yazida yer alan fikirler yazara aittir. Hikmet Akademisi’nin bakis açisini yansitmayabilir.)

YORUMLAR
YENİ YORUM YAP
güvenlik Kodu
EDİTÖRDEN
Bizimle sosyal ağlarda bağlantı kurun!