Kabilin Soyu

Içimizdeki nefret ve her seye sahip olma duygusu Kabilin genlerini tasimaktan mi geliyor...
Kabilin Soyu
Enes TARIM
Enes TARIM
Eklenme Tarihi : 30.05.2021
Okunma Sayısı : 1377

“Cani cehenneme rahat uyuyanin kapisini örtenin perdesini çekenin
Yüregi yalniz kendiyle dolu olanin duvarlari ancak çarpinca görenin
Cani cehenneme baskasinin yanginiyla evini isitip, yemegini pisirenin…”
                                                                                               (S. Erbas)

Içimizdeki nefret ve her seye sahip olma duygusu Kabilin genlerini tasimaktan mi geliyor bilmiyorum ama galiba onun soyuyuz biz.
Yüregimiz kiskançlik, kibir, öfke ve haset dolu. 
Ilk cinayetin faili öz kardesimizin katiliyiz biz.
Adagi kabul olmayinca asirlar boyu öldürerek hayat bulduk.
O yüzden yeryüzünde islenen her cinayette payimiz var bizim.
Yüzyillar boyu kin ve nefretimizle yasayip putlara taparken,
O, Efendimiz, önce Mekke de sonra Medine de
Bize sevgiyi, adaleti ve hikmeti ögretti…
Kitabi takvayi kardesligi ve yoksullara ikram etmeyi ondan ögrendik biz.
Onun yasadigi çaga “Asrisaadet” dedik.
Arindik temizlendik kemalatin zirvesine eristik. 
Ama O gidince yine içimizdeki kin ve sahip olma duygusu yeserdi çölün susuz ve çorak vahalarinda.
Ve önce en yakinlarindan, sevdiklerinden, ehlibeytinden basladik yok etmeye.
Içimizdeki kin disimiza tasarak sel misali kusatti Arabistan yarimadasini.
Zulüm olup kapladi her yeri.
Önüne gelen her seyi sürükleyip yutarak büyüdü, büyüdü…
Gözümüz o kadar dönmüstü ki, muhaliflerimizin mezarlarini açip cesetlerini yeniden asmaya, naaslarini tekrar kirbaçlamaya kadar götürdü bizi emellerimiz.
Isgal ettigimiz beldelerde Yesil saraylar insa ettik; süslemeleri kiymetli madenlerden.
Büyük ve göz alici mescitler yaptik, isiltilarla dolu olup, içimizin kirini gizleyecek mabetler…
Yakin akraba ve çocuklarimizi iktidara getirdik “akrabalara yardimci olun “hadisleri uydurarak.
Zenginligin kaynagina, çöreklendik; nüfuzlu ve verimli makamlara…
Isgalden isgale kosarken talan ve ganimet fetihleri yasadik.
Gözümüz kara, gönlümüz kara, sariklarimiz kara idi bizim…
Allah’in evini manciniklarla harap etmeye dahi götürdü istihamiz bizi.
Sorunu hep karsidakilerde aradik.
Bencillik enaniyet açgözlülük ve ihtirasimizi disimizdakilerle ifade ettik hep.
Oysa içimiz karaydi bizim; beynimiz, zihnimiz, gönlümüz kara…
Birbirimize tahammülümüz yoktu; farkliliklara, elestiriye, hosgörüye…
Farkli kabile ve irklara, farkli dil ve tenlere, farkli mezhep ve düsüncelere tahammülümüz olmadi hiç.
Yeniye ve iyiye hep karsi olduk biz.
Biz yönetmeliydik her yeri ve her seyi.
Bizim gibi düsünmeli, bizim gibi bakmali ve görmeli ve bizim gibi olmaliydi her sey.
Kitabimiz güzellikleri anlatiyordu ve elçimiz sevgi, adalet ve iyiligi fisildamisti zihinlerimize…
Ama ne yapabiliriz ki?
Gözümüz kara, gönlümüz kara, sariklarimiz kara idi bizim…
Hep güçlü ve zalim olmaya çalistik.
Hakikati ve iyiligi temsil etme gibi bir gündemiz olmadi hiç.
Hep bencillik, kayitsizlik ve korkaklik üçgenlerinde gezindik.
Kendimiz disindakilerin maruz kaldigi zulümler, isgaller, katliamlar, istilalar, sömürüler umurumuzda olmadi hiç.
Kendi çikarlarimiza dokunulmadikça krallarin tagutlarin firavunlarin hizmetini görmekte bir sakinca görmedik hiçbir zaman.
Ümmeti, kardesligi, uhuvveti ve adaleti düsünmedik hiç.
O yüzden bölüne bölüne ufalanarak bu günlere kadar geldik.
Kimse bizi aldatmadi uyutmadi ve avutmadi.
Her sey gözlerimizin önünde cereyan etti.
Zihnimiz, algimiz güce meyyal oldugu için, gücü ve güçlüyü sevdigimiz için kendi irademizle kullanisliyiz biz.
Allah’in sünnetullahi geregi zulümler denizinde yüzüyor ve hak ediyoruz aslinda biz bu asagilanmayi.
Içimizdeki milliyetçi, mezhepçi, hizipçi ve hurafeci bagnazliklar bu hale getirdi bizi.
Allah’tan kitaptan ve sevgiliden günden güne uzaklasmak kalplerimizi katilastirip tevhidi bilinçten uzaklastirarak dünyayi sevdirdi bize.
Teslimiyetçi olmayi yasayarak ögrendik biz…
Selam ve dua ile…

 

YORUMLAR
YENİ YORUM YAP
güvenlik Kodu
EDİTÖRDEN
Bizimle sosyal ağlarda bağlantı kurun!