Ritüel

"?Bize ritüellerimizi göster, tövbemizi kabul et?? Bakara 128 Ibadet, bizi var eden yüce yaraticiya saygi ve tazim göstermektir...
Ritüel
Enes TARIM
Enes TARIM
Eklenme Tarihi : 23.05.2022
Okunma Sayısı : 639

 “…Bize ritüellerimizi göster, tövbemizi kabul et…”    Bakara 128                                               

Ibadet, bizi var eden yüce yaraticiya saygi ve tazim göstermektir.

O’nun verdigi nimetlere sükretmektir.

Kulu oldugumuzu/ olarak yasadigimizi, yasamaya devam edecegimizi beyan etmek…

Onunla irtibatta kalmak, onu hatirlamak, karsisinda aczini göstermek ve taata devam etmek…

Ritüel ise, özel durum ve zamanlarda yinelenen, rutin haline gelmis, aliskanlik kazanilmis davranislar, ayinler, törenler, belirli harekeler bütünüdür.

Inanç derecesinde benimsenmis aliskanliklar, kutsal addedilen davranis biçimleri…

Bir ibadetin önceden tanimlanmis, tanzim edilmis, sürekli ayni sekilde tekrar edile gelen hareketler toplami...

Hülasa ibadet, hayatin belirli merhalelerinde Allah için yaptigimiz eylemler iken; ritüel, bu eylemi kimin adina yaptigimizi ilan etme durumudur.

***

Ritüelin en önemli islevi; dini pekistirmek, süreklilik saglamaktir. 

Onsuz din zamanla yozlasir ve sonraki kusaklar için gücünü yitirir.

Çünkü dinlerin var olmasinin en büyük sebebi ritüellerin devamliligidir.

O yüzden zaten dünyanin en modern toplumlarindan ilkel kabilelerine kadar hemen her toplumunun sayisiz ritüeli var.

Bu ritüeller biz Müslüman'lar için ezan, namaz, camide toplanmak, cuma namazi için bir araya gelmek, kurban, oruç ve hac benzeri ibadetler iken; örnegin bir Hindu için ölülerini belirli kurallarla yakarak külünü suya savurmak, yilin belirli dönemlerinde Ganj nehrinde yikanmaktir.

Bir Hiristiyan için her pazar kilisede toplanmak ya da dogan çocugunu vaftiz etmek…

Burada ritüelin yapilmasindan maksat sirf ayni seyleri tekrar edip durmak degil süphesiz.

Manasiz tekrarlar ibadet degeri kazanmaz.

Çünkü niyet ve amaç ibadet için olmalidir.

Hayatin içinde olmasi, bir is ve deger üretmesi gerekir ki ibadet olabilsin…

***
Kuran ritüeli tanimlarken söyle der:
“Onlarin etleri de kanlari da Allah'a asla ulasmaz; fakat sizin takvaniz O'na ulasir…” (Hac 37)
O halde, ritüellerin bir degeri var ve
rizadan uzak bir yasamin içerisinde ibadet olarak yapilan ritüellerin hiçbir ehemmiyeti yoktur.

Örnegin, kesilen hayvanlar her yil tekrarlanan bir ritüel olsa da eger gösteris içinse “kurban” degildir. Kurbanin ritüeli, kisinin yasamini gözden geçirmesi, Allah’a yaklasmak için eylem üretmesi, çaba göstermesi halidir.

Habil ile Kabil kissasinda da görüldügü gibi hayvan ne kadar büyük ve pahali olursa olsun Allah katinda bir deger ifade etmez. Sadece ve sadece Onun rizasi için kesilen kurbanlar ibadet degeri görmektedir...

 “Onlara Âdem'in iki oglunun haberini de gerçek olarak oku. Hani, ikisi birer kurban sunmuslardi da birinden kabul edilmisti, ötekinden kabul edilmemisti. "Seni mutlaka öldürecegim." dedi. Öteki: "Allah sadece takva sahiplerinden kabul eder." dedi…”(Maide 27)

O halde Habil dogru bir ritüel yapmis, ritüeli ibadet üretmis, onu Allah’a yaklasmistir.

Kabil ise ayni ritüeli yapmis olsa da ritüeli ibadet üretememis; ibadeti kabul görmemistir.

Çünkü ibadet kastindan uzak eylemler, takvadan uzak davranislar Allah katinda bir deger ifade etmez…

*** 

Yine eger kilinan namaz, kötülükten alikoymuyorsa namaz degildir.

Ibadetsiz bir ritüeldir.

Namazin ritüeli mescitte, ibadeti ise mescitten disari çikildiginda baslar.
Eger kisinin namazi, kötülüklerden alikoymuyor ise sadece ritüel olarak vardir ve ibadet zayi olmustur.

Tipki Maun suresi örnegindeki namaz gibi...

Yetimi gözetmeyen, yoksulu doyurmayan, fakiri düsünmeyenin namazi olmaz ki... 

Putlari reddetmeyen, sadece bir ritüel olarak mescitlerde kol baglayanlarin namazi ibadet degildir ki…

Ritüel ibadetin seklidir kendisi degil…

Onu besleyen, maneviyatini artiran, dinamik olarak diri ve canli tutandir.

Namazda rüku ve secde ritüeldir ama sadece O’nun önünde egilmek, hayatta baska hiç kimsenin önünde egilmemek kararliligi varsa ibadettir...

Mekke’de Kabe etrafinda toplanmak, ihrama girmek, Arafat’ta vakfeye durmak haccin ritüellerindendir.

Rütbe ve kastlardan arinmis ihramlarimizla esit, sinif gözetmeyen bir hac sadece ibadettir.

En degerlimizin en takvalimiz oldugu bir sinifsiz topluma yönelisi sagliyorsa hac ibadettir.

Hac dönüsü, yeryüzüne dagildigimizda vardigimiz toplumlarda bunu saglamak için çaba ve gayret etmeyi doguruyorsa yaptigimiz hac bir ibadettir.

Yani ibadet budur, digerleri bunu ögretmeye yönelik sekillerdir. 

Hacilar bunlari ögrenmis olarak memleketlerine dönerler ve asil ibadet, döndükten sonra baslar…
Namazin ritüelleri ise; günün belirli vakitlerinde kiyam, rüku ve secde yapmaktir.

Yasam boyu O’ndan baska hiç kimsenin önünde egilmemek (ruku), mütevazi olmak (secde) ve onun dini için kiyam etmek, saf durmaksa ibadettir. 

Öksüzü korumayan ve yoksulu doyurmayanlarin namazi yoktur.

Bunlarin yaptiklari sadece ritüel olarak kalir, ibadet olmus olmaz.

Keza Orucun ritüeli de gündüzleri yemek içmekten ve cinsel iliskiden uzak durmaktir. Yeryüzünde bir milyar aç varken, onlari düsünmek, doyurmaya çalismak,  hayatin ve ölümün sadece O’nun için oldugunu bilmek orucun ibadetidir.

 Iftar gösterileri yapanlar ibadet yapmis olmazlar.

 Iftar ve sahur sofralari oruç degildir; onun ritüelidir.

Orucun ibadeti öksüzü korumak ve yoksulun yaninda olmaktir…

***

O halde ritüel bilinçli bir eylem ise bir anlam ifade eder.

Mabet disina çikmasi, tasmasi, is ve deger üretmesi gerekir.

Aksi halde ibadet zanniyla yapilan zikir ve ritüeller sadece bir kültür olarak kalir.

Ibadet ile ritüel bugün için bir birine karistirilmis, Islam’in sartlari olarak kabul edilen ritüellere isim olmustur.

Hâlbuki din adina tekrarlanan bütün hareketler ritüeldir.

Din, ritüel ve sembolik hareketlerle yasar ve yürür.

Bugün din adeta sadece ritüellerden ibaret bir kültür yigini olarak algilaniyor ve yasatilmaya çalisiliyor.

Oysa ibadet kasti olmaksizin sadece bir ritüel olarak ögrenilen din din degildir.

Müslümanlar camiden çiktiktan ve hacdan döndükten sonra da dini hayatin ve ibadetin kesintisiz bir sekilde devam ettiginden habersizler.

Tevhitten, adaletten ve özgürlükten uzak bir din söylemi Firavuni bir dinin söylemidir; ritüeli ne olursa olsun…

Ister sabahlara kadar gece namazi kildiran bir ritüeli olsun, ister günlerce aylarca oruç tutturan, isterse de her gün Kitabi hatim olarak indirten bir ritüel…

Bostur!

Allah’in dini degildir ve yapilanlar ibadet degil sadece yorgunluktan ibarettir…

Hele hele gayri Islami düzenlerle uyum içerinde bir dindarlik nasihat eden; tagutlara, firavunlara ve kendini müstagni görerek Allah yerine koyanlara ve putlara itaati emreden her din batildir;  ritüeli ne kadar çok olursa olsun…

Allaha degil kullara, prenslere, hükümdarlara, krallara itaati emreden her din seytanin ritüelleri ile beslenmistir Allah’in degil... 

Dini kurumlari ne kadar kalabalik, bu kurumlarin basindakilerin isimleri ne kadar satafatli, ibadetgâhlari ne kadar görkemli olursa olsun batildir…

Bostur…

Sadece ritüeldir, ibadet degil…

Selam ve dua ile...

YORUMLAR
YENİ YORUM YAP
güvenlik Kodu
EDİTÖRDEN
Bizimle sosyal ağlarda bağlantı kurun!