Günes Batidan Mi Dogacak? Son Göç Dalgasinin Dünya Üzerindeki Etkileri (4)

Batinin göç politikalarinda üç hedefi amaçladigi söylenebilir. Bunlar;
Günes Batidan Mi Dogacak? Son Göç Dalgasinin Dünya Üzerindeki Etkileri (4)
Doç.Dr. Murat SEZIK
Doç.Dr. Murat SEZIK
Eklenme Tarihi : 24.09.2022
Okunma Sayısı : 960

Batinin göç politikalarinda üç hedefi amaçladigi söylenebilir. Bunlar;

  1. Yasadisi kanallarla ülkelerine girmeye çalisanlarla mücadele etmek ve ikamet iznine sahip olmayan kisileri sinir disi etmek.
  2. Ülkelerin gelisimine katki saglayacak kalifiye göçmenler için cazibe haline getirmek.
  3. Her yil ülkelerine yasal yollardan gelenleri ve yerlesenleri siyasal sistemlerine uyumlu hale getirmek.

Mültecilerin, basta batili ülkeler olmak üzere  modern ulus devlet düzeni için rahatsizlik verici bir unsur olarak görülmeye devam edecegi anlasilmaktadir. Bunun en temel nedenine bakildiginda, mülteciler insan ile vatandas, dogum ile milliyet arasindaki sürekliligi koparmaktadir. Bu da modern dönem egemenligin orijinal kurgusunu krize sokmaktadir (Altintas, 2014: 267). Mültecilerin umut yolculugunun, vatandaslik ve ulus devlet kurgusunu simgeleyen toprak, düzen ve dogum sacayaginin sinirlarini zorladigi görülmektedir. Bunun bir sonucu olarak da batinin entegrasyon politikasi olarak kabul ettigi uygulamalar özü itibariyla asimilasyon politikasina evrilmistir.

Asimilasyon, çogunlugun kültürünün ve degerlerinin egemen olmasi ve azinligin sosyal kimliginin çogunluk içinde eritilmesidir.  Ingiltere, Hollanda, Almanya ve Fransa’da kültürel tektipliligi ön plana çikaran entegrasyon politikalari, göçmenlerin kültürel özelliklerini entegrasyonun önünde engel olarak görmektedirler. 1970’li yillarda Milton M. Gordon’un Ingiltere üzerinden yaptigi asimilasyon sürecine iliskin tahliller günümüz Avrupa ülkeleri için de geçerliligini korumaktadir.

Gordon’un Asimilasyon Süreci Teorisi

Süreç veya Kosul

Asimilasyon Türü veya Asamasi

Toplumun hâkim kültürel degerlerine yakinlasma, adaptasyon

Kültürel ya da davranissal asimilasyon

Toplumdaki kurumlara giris, sosyal organizasyonlara dâhil olma

Yapisal Asimilasyon

Farkli etnik kimlikler arasi evlilikler

Evlilikle asimilasyon

Yerli topluma dayali birliktelik anlayisinin gelistirilmesi

Tanimaya dayali asimilasyon

 

Önyargilarin yok olmasi

Kabullenilmis durum asimilasyonu

Ayrimciligin ortadan kalkmasi

Kabullenilmis davranis asimilasyonu

Güç ve deger Çatismalarinin Yok olmasi

Yurttaslik asimilasyonu

Kaynak:  (Akt.,Yaman, 2019:104). 

Batili ülkelerin giristigi asimilasyon politikalari daha yakindan incelendiginde sert ve yumusak olmak üzere iki farkli tarzi benimsedigi görülmektedir. Isim degistirilmeye zorlamak, kültürel ve geleneksel giysilerin giyilmesinin yasaklanmasi, kamusal alanlarda yerel dillerin kullanimin engellenmesi ve mezarlarin tahrip edilmesi sert asimilasyon örnekleri olarak belirirken,  Gordon’un yaptigi tespitlerde oldugu gibi süreç içerisinde asimilasyonun hayata geçirilmesi ise yumusak tarzdaki uygulama örnekligidir.

2004 yilinda Avrupa Birligine üye ülkelerin bakanlarinin üzerinde mutabik kaldigi AB Göçmen Entegrasyon Politikasi Ortak Temel Prensipler 11 baslik altinda toplanmis ve bu temel prensiplere göre Entegrasyon dinamik ve göçmenlerle üye ülkelerde yasayan insanlarin karsilikli uyumuna dayanan çift tarafli bir süreç oldugu ifade edilmistir. Göç edilen ülkenin dili, tarihi ve kurumlariyla ilgili temel bilgilere sahip olmak entegrasyonun vazgeçilmez bir parçasi olarak görülmüs göçmenlerin bu temel bilgiyi kazanmalarini saglamak, basarili bir entegrasyon için zorunlu görülmüstür (Sener, 2020:315). AB ülkelerinde Müslüman göçmenlerin adapte olma kabiliyetlerine dair ciddi tartismalar yasanmaktadir. Özellikle yetiskin göçmenler baska ülkelerde sekillendigi için güçlü bir özdeslesme beklenmezken göçmen çocuklarinin durumu daha farkli degerlendirilmekte ve Gordon’un ortaya koydugu üzere süreç ve kosullara göre asimilasyonun gerçeklesmesi umulmaktadir.

Bu konuda en öne çikan Avrupa ülkesi süphesiz Fransa’dir. Fransa entegrasyon politikalari adi altinda uygulamaya koydugu çalismalar asimilasyondan baska bir sey degildir. Fransiz ihtilalinden 1970’li yillara kadar Cumhuriyetçiler ve Katolikler iki zit millet anlayisi ortaya koymuslardir. Bunlar, Cumhuriyetçilerin Insan Haklari ve Yurttaslik üzerine kurulmus Jakoben anlayis ile Hristiyan dindar cemaat anlayisidir. Her iki görüsün birlestigi ortak nokta ve ortak algi,  “göçmen ulus topraklarinda yasayan bir yabancidir.” Bu algi günümüzde de aynen devam etmekle beraber Irkçilik ve ayrimcilik kurbanlari arasinda ilk sirada Müslüman kadinlar gelmektedir. 2004 yilinda basörtüsünü yasaklayan Fransa bununla da yetinmemis ve  Iç isleri bakani Brice Hortwfeux, basörtüsü takmamayi ulusal entegrasyonun bir kriteri olarak görmüs, basörtüsü takan bir kisi ve kocasina oturum kartina erisimi reddetmeyi normal bir sey olarak görmüstür ( Benli, 2011: 185).      

Avrupa da yükselen asiri sag Islam dini ve Müslümanlari gündemde tutarken ayni zamanda Müslümanlari gerici, tutucu, radikal, çagdisi sifatlariyla konu ediniyor, olumsuz, ilkel ve Bati medeniyetini tehdit eden bir Islam imaji çiziliyor. Bu durum 1990-2020 yillari arasinda sadece Almanya’da irkçi saldirilar sonucu 213 kisi hayatini kaybetmesi sonucunu dogurmustur (Yalçin, 2021:173). Burada göçmenlere verilen asil mesaj, asimile olduklarinda ötekilestirmelere, ayrimciliga ve düsmanca tutumlara maruz kalmayacaklaridir.

ABD’nin asimilasyon uygulamalarina iliskin olarak Huntington’un açiklamalari oldukça anlamlidir. “ Genelde tarihsel olarak asimilasyon, özellikle kültürel asimilasyon büyük ve hatta en büyük Amerikan basari öyküsüdür. Bu ona nüfusunu genisletme, bir kitayi isgal etme ve ekonomisini, büyük ölçüde Amerika’nin Anglo-protestan kültürüne ve Amerikan inancinin degerlerine bagli ve Amerika’yi küresel meselelerde büyük bir güç yapmaya destek olan milyonlarca adanmis, enerjik, yetenekli, hirsli insanla beraber gelistirme imkânini saglamistir.” (Huntington, 2004: 330). ABD ve Batinin gelistirdigi asimilasyon politikalarinin basarili oldugundan süphe yok. Batinin adaletsiz düzeninin devamini arzu eden milyonlarca adanmis ve kandirilmis insanin zihinsel ve fiziksel umut yolculugu hala batiya dogru.

Asimilasyon uygulamalarinin her zaman basarili sonuçlar verdigini iddia etmek yanilgi olacaktir. Zira göç etmis olan azinlik gruplar ayrilma ve marjinallesme tarzlarindaki egilimleri de benimseyebilmektedirler. Ayrilma, asimilasyonun tam tersi olarak düsünülebilir. Baska bir ifade ile ayrilma, azinlik toplumun kendi kültürel özelliklerini devam ettirip ana akim toplumla etkilesime girmekten kaçinmasidir. Marjinallik ise azinlik toplumu üyelerinin kendilerini ne kendi öz kültürel gruplariyla ne de ana akim toplumla özdeslestiremedikleri durumlarda ortaya çikan yönelimidir (Saygin ve Hasta,2018.316). Ayrilma ve marjinallesme yönelimlerinden her birisi göçmenlere ev sahipligi yapan batili ülkeler tarafindan arzu edilmeyen durumlardir. Fakat sosyopolitik süreçler içerisinde etniklestirilen ( esitsiz ve asimetrik uygulamalar neticesinde bir grubu etnik kökenine göre tanimlayarak bu gruplar üzerinde hegomonya kurmak), ayrimciliga ugrayan ve azinliklastirilan gruplarin baska çaresi yok gibidir.

5.Sonuç

Dünya siyasetini etkileyen olaylar sayildiginda birinci sirada Fransiz ihtilali yer alir. Bu ihtilal milyonlarca insani ve devletleri etkileyerek yeni siyasal akimlari ortaya çikarmistir. Ikinci sirada Sanayi devrimi sayilmalidir, zira gelismis batili kapitalist ülkelerin ortaya çikaran önemli bir olaydir. Zira yeni toplumsal siniflar ortaya çikmis, kalici yoksul siniflar türemistir. Dünya siyasetini etkileyen ve etkisinin uzun sürecegi görülen bir diger olay küresellesme ile baslayan göç dalgasidir. Bu göç dalgasi birçoklari tarafindan siginmaci devrimi olarak isimlendirilmektedir.

Yasadiklari yerlerden savas, iç savas, kaos, yokluk ve yoksulluk nedeniyle gelismis ülkelere gitmek isteyen insanlardan çok azi bunu basarabilmekte. Gerisinde biraktigi evi, topragi, ailenin diger fertleri yaninda tarihini, kültürünü, inancini da birakmasi istenilen bu az sayidaki insana çogunlukla öteki olarak bakilmakta, tehdit olarak görülmektedir. Siginmacilarin Öteki olarak görülmesinde ve tehdit olarak algilanmasinda en önemli meselenin din oldugu Ukrayna’da baslayan savas sonrasinda yasanilan olaylar net bir sekilde göstermistir. Fakat yasanilan olaylar göç etmek zorunda kalan insanlarin istikametini degistirmesine yetmemistir. Bunu,  batinin bütün olumsuz uygulamalarina ragmen gidilecek tek istikamet görülmesinde Islam medeniyeti ve diger  bati disi unsurlarin bu insanlara bir sey vermekten uzak oldugu seklinde okuyabiliriz.    

Batidan medeniyet günesi dogmayacagi gibi, basta Suriye olmak üzere Afganistan, Pakistan, Irak, Eritre, Nijerya ve Somali’den batili ülkelere giden insanlarin üzerine de günes dogmayacagi söylenebilir.  

Kaynakça

Akin, Mahmut Hakki (2021), Bir Müslüman Bati Medeniyetine Nasil Bakmali, Beyan Yayinlari, Istanbul.

Almali, Arda (2018), “Almanya’da Yükselen Islamofobi Ve Dergilerdeki Islam Karsiti Yayinlar”, TOBIDER, International Journal of Social Sciences, s. 4(9), s.129-145.

Altintas, Safiye (2014), “Devetsiz Misafirler: Türkiye’deki Mültecilerin Maduniyet Görünümleri”, Ideal Kent Yayinlari, Kent Arastirmalari dergisi, S.14, s.252-276.  

Baskaya, Fikret (1997), Sömürgecilik, Emperyalizm, Küresellesme, Öteki Yayinevi, Ankara.

Bayir, Mehmet (2019), “Nietzsche Felsefesinde Insan ve Ahlak Sorunu”, Nosyon,  Uluslararasi Toplum ve Kültür Çalismalari Dergisi, S.3 s.21-36.

Benli Fatma (2011), 1964-2011Türkiye’de ve Dünyada Basörtüsü Yasagi Kronolojisi, Mazlumder Rapor.

Castles.S., M.J Miller (1993), The Age Of Migration, International Population Movements in The Modern World, Guilford Press.

Çelik, Zeynep (2020), Avrupa Sarki Bilmez, Koç Üniversitesi Yayinlari, Istanbul.

Çuhadar, Pinar (2019), “Kirilgan Devlet ve Zorunlu Göç Iliskisini Suriye Üzerinden Okumak”, Göç Arastirmalari Dergisi, s. 5(1), s.28-49. 

Deniz, Orhan (2015), “Ortadogu ve Asya Kökenli Göçmenlerin Göç Güzergahinda Türkiye Opsiyonu”, Sosyoloji Divani, Sosyoloji Dergisi, S.3(6), s.209-232.

Dogan Atila (2021), Bir Müslüman Evrim ve Sosyal Darvinizm’e Nasil Bakmali, Beyan Yayinlari, Istanbul.

EASO (European Asylum Support Office), Avrupa Birliginde Siginma Durumuna Iliskin Yillik Rapor, 2020.

Eco, Umberto (2020), Bes Ahlak Yazisi, 12. Baski Can Yayinlari, Istanbul.

Fanon, Frantz (2007), Yeryüzünün Lanetlileri, Versus Yayinlari, Istanbul.

Fanon, Frantz (2019), Siyah Deri Beyaz Maskeler, Metis Yayinlari, Istanbul

Garaudy, Roger (2020), Medeniyetler Diyalogu, 4. Baski, Timas Yayinlari, Istanbul.

Gazi, M.Ali, Çaki Caner (2019), “Sili Ulusal Insan Haklari Örgütü’nün Göçmen Ayrimciligina Karsi Hazirlanan Kamu Spotu Reklamlari Üzerine Inceleme “, Göç Arastirmalari Dergisi, S.5(1), s.50-77  

Göksu, Turgut (2016), “Göç Politikasi”,  Kamu Politikalari Ansiklopedisi, (Ed. Hatice       

Altunok, FatmaGül Gedikkaya), Nobel Yayinlari, Ankara

Günay, Ünver (2012), Din Sosyolojisi, Insan Yayinlari, Istanbul.

Huntington, P. S. (2004) Who We Are? The Challenges to American’s National    Identity, Simon& Schuster, New York.

Hasim, Ahmet (2014), “Bir Seyahatin Notlari”, Üç eser Içinde ( Haz. Mehmet Kaplan), MEB Yayinlari, Ankara

Izci, Ferit ve Yilmaz Vedat  (2019), Kentlerin Kalkinmasi Sürecinde Göçün Etkileri: Van Ili Örnegi, (Ed., Ismet Yilmaz vd. ) Malatya Turgut Özal Üniversitesi 5. Uluslararasi Bölgesel Kalkinma Konferansi, s. 209-220.  

Kalin, Ibrahim (2013), Islam ve Bati, 4. Baski, ISAM Yayinlari, Istanbul.           

Kizilçelik, Sezgin (2011), Bati Barbarligi 1, 2. Baski,  Ani Yayinlari, Ankara

Koçak, Orhan ve Gündüz R. Demet (2016), “Avrupa Birligi Göç Politikalari ve Göçmenlerin Sosyal Olarak Içerilmelerine Etkisi”, Yalova Sosyal Bilimler Dergisi, S.6(12), s.66-91.

Özdal, Baris (2018), Uluslararasi Göç ve Nüfus Hareketleri Baglaminda Türkiye, Dora Yayinlari, Bursa. 

Said, Boumama (2016), Afrika devriminin Figürleri, Notabene Yayinlari, Istanbul

Said, Edward (2013), Sarkiyatçilik: Batinin Sark Anlayislari, Metis Yayinlari, Istanbul.

Saygin, Sezel ve Hasta Derya (2018), “Göç, Kültürlesme ve Uyum”, Psikiyatride Güncel Yaklasimlar, S.10(3),s.312-333.              

Sert, Deniz Senol (2015), “Uluslararasi Göç Yazininda Bütünleyici Bir Kurama Dogru”, Küresellsem çaginda Göç, (Ed:G. Gülfer vd.), Iletisim Yayinlari, Istanbul.

Simmel, George (2009). Bireysellik ve Kültür. Tuncay Birkan (Çev.). Istanbul: Metis.

Sener, Meltem Yilmaz (2020), “Avrupa’da Sivil Entegrasyon Kavraminin Sinirlari: Norveç Örnegi”, Pasajlar, Sosyal Bilimler Dergisi, S.2(5), s.311-329.

Tekeli, Ilhan (2014), Göç ve Ötesi, Tarih Vakfi Yurt Yayinlari, Istanbul

Yalçin, Cem Serkan (2012), “Radikal Sag ve Islam Düsmanligi”, Misafir Göçmen Yerli, Istanbul Büyüksehir Belediyesi Yayinlari

Yaman, Fatih (2015), Göç ve Toplum, Ketebe Yayinlari, Istanbul

Yardim, Müserref (2017), “ Göç Entegrasyon Politikalari Isiginda Fransa’da toplumsal Kabul”, Göç Arastirmalari Dergisi, S.3(2),s.100-136.

Internet Kaynaklari

Anadolu Ajansi  https://www.aa.com.tr/tr/dunya/uluslararasi-kuruluslara-gore-2020-de-avrupa-da-islamofobi-artis-gosterdi/2463174, Erisim Tarihi, 30.03.2022. BBC, Türk.e https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-43392262 Erisim  Tarihi:11.04.2022

Yeni Safak,  https://www.yenisafak.com/dunya/polonyali-politikaci-tarczyski- Erisim Tarihi 12.04.2022.

Bu yazida yer alan fikirler yazara aittir. Hikmet Akademisi’nin bakis açisini yansitmayabilir.

 

YORUMLAR
YENİ YORUM YAP
güvenlik Kodu
EDİTÖRDEN
Bizimle sosyal ağlarda bağlantı kurun!