Aile ve Egitim

Insan ailede dogar, büyür ve temel bilgilerini orada alir. Bu nedenle toplumlarin temeli ailedir...
Aile ve Egitim
Hüseyin KUBAT
Hüseyin KUBAT
Eklenme Tarihi : 24.02.2021
Okunma Sayısı : 1200

Insan ailede dogar, büyür ve temel bilgilerini orada alir. Bu nedenle toplumlarin temeli ailedir. Eger aile güçlü ise toplumda güçlü olur ve varligini sürekli olarak ve saglam bir sekilde devam ettirir. Aksi halde toplumlarin yasamasi da mümkün degildir. Bugün insanligin en büyük çikmazi budur. Ailenin parçalanmasi ve yok edilmesi bizi çok büyük problemlerle karsi karsiya getirdi. Sevgisiz, sefkatsiz büyüyen çocuklar canavarlasiyor ve etrafina sürekli zarar verebiliyor. Bundan dolayi aile önemlidir ve aileden ögrenilen ilk bilgiler çok önemlidir. Zira burada ögrenilen bilgiler insanda huy ve karakter halini aliyor. Kisinin ahlaki oluyor. Sonradan okul veya baska yerlerde ögrenilen bilgiler bu kadar etkili olmuyor, genel olarak bilgiden öteye geçemiyor. Böyle oldugu zaman iyi insan yetistirmek, kendine ve baskalarina faydali insanlar yetistirmek zor oluyor. Ancak aile saglam olursa orada yetisen insanlar da saglam oluyor, kendine ve baskalarina faydali oluyor. Dolayisiyla toplumda saglam ve saglikli oluyor.

 Bütün dinler aileyi önemsemistir. Özellikle Islam dini aileyi çok önemsemis ve kutsal oldugunu belirtmistir. Anne babaya itaatin farz oldugunu belirtmis, onlara öf demeyi bile yasaklamistir. (Isra, 17/23). Anne-babadan da çocuklarini egitmeleri, onlari güzel ahlak sahibi yapmalari ve bir meslek sahibi yapmalari istenmistir. 

 Çocuk egitimi, Islam’in önem verdigi ve önem vermemizi istedigi en öncelikli konularin basinda gelmektedir; çünkü saglikli bir Islam neslinin yetismesi ancak bu yolla mümkün olabilmektedir. Islam’da bir farzin yerine gelebilmesi için onun tamamlayici unsurlari da farz kabul edilmistir. Dolayisiyla saglikli bir Islam nesli yetistirebilmek için gerekli olan bilgi ve donanima sahip olmak da önemli görevlerimizden birisidir.

Çocuk egitiminde dikkat edilmesi gereken birçok husus vardir. Bunlarin basinda tertemiz olarak bize emanet edilen çocuklarimizin fitratlarini ve ahlaklarini korumak ve “bozucu” her türlü etkenden onlari muhafaza etmektir. Rasûlullah (sav) söyle buyurur: “Dogan her çocuk fitrat üzere dogar. Neticede anne babasi onu ya Yahudi, ya Hiristiyan ya da Mecusi yapar…”  (Buhârî, Cenâiz 92; Ebû Dâvut, Sünne 17; Tirmizî, Kader 5.)

Rabbimiz, kendimizi ve sorumlu oldugumuz insanlari atesin azabindan korumamiz noktasinda bizleri uyararak söyle buyurur: “Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi, yakiti insanlar ve taslar olan atesten koruyun. O atesin basinda gayet kati, çetin, Allah’in kendilerine verdigi emirlere karsi gelmeyen ve kendilerine emredilen seyi yapan melekler vardir.” (Tahrîm, 66/6) Çagimizin meshur âlimlerinden birisi olan Mevdudî bu ayet hakkinda söyle der: “Bu ayette, kisinin, sadece kendisini Allah’in azabindan kurtarmasinin yeterli olmayacagi, gücü yettigince ailesini Allah’in sevdigi kullar olacaklari sekilde yetistirmesinin de kendi sorumlulugu içinde oldugu bildirilmistir. Sayet onlar cehennem yolunu tutmuslarsa, gücü nispetinde onlara engel olmaya çalismalidir. Sadece onlarin bu dünyadaki refahlarini degil, ahirette cehennemin yakiti olmamalarini da düsünmelidir. Buhari’de Ibn-i Ömer’den rivayet olunduguna göre, Hz. Peygamber (sav) söyle buyurmustur:Hepiniz yöneticisiniz ve yönettiklerinizden sorumlusunuz. Hükümdar halkindan, erkek ailesinden, kadin kocasinin evinden ve çocuklarindan sorumludur.” (Bkz. Tefhîmu’l-Kur’an, ilgili ayetin tefsiri.)

Iyi bir insan ve müslüman olmaya çalisarak çocugumuza örnek olmazsak, ona bu noktada zaman ayirarak egitmeye çalismazsak, onun egiticisi televizyonlar, sokaklar, arkadaslar, okul vb. olacaktir. Küçük yastaki çocuk bos bir kaset gibidir. Çevresinden ne görürse, ne duyarsa hemen onu kaydedecektir. Onu biz doldurmazsak baskalarinin dolduracagi kesindir. Model olarak ona kim sunulursa onu benimseyecek, örnek alacak ve sahsiyetinin olusumunda onun büyük bir etkisi olacaktir. Nitekim Arapça da söyle bir söz vardir: “Küçükken ögretilen bilgiler tas üzerine yazilan gibidir.

Islam’da ögretim ve egitim karsiligi olarak yaygin biçimde kullanilanlar tâlim ve terbiye kavramlaridir. Ögretim bilgi kazandirma, insanligin sahip oldugu bilgileri yetismekte olan nesillere aktarma faaliyetidir. Egitim ise daha ziyade davranis ve karaktere esas teskil eden beceri ve degerler kazandirmayla ilgili çalismalari anlatir. Tâlimden yalniz bilgi kazandirma, bunu hâfizada saklama ve yeri geldiginde hatirlama anlasilmaktadir. Terbiye ise insanda mevcut bütün kabiliyetlerin dikkate alinarak bunlarin gelistirilmesi ve yönlendirilmesidir. Buna göre terbiye kavrami tâlimden daha kapsamli olup ögretim alanina giren bütün konulari içine almakta ve genellikle tek basina kullanildiginda ögretimi de ifade etmektedir. Ögretim insana esya ve olaylar hakkinda dogru bilgiler kazandirmayi amaçlar. Insanin ögrenimi gelisip bilgi seviyesi yükseldikçe daha tutarli davranislarda bulunmasi, tutarli bir kisilige kavusmasi beklenirse de egitim yönü dikkate alinmadan yürütülecek bir ögretimle bu hedefe ulasilamaz. Ögretim sayesinde zekâ ve bilgi gelisirken egitim iradenin güçlü olmasini, akil ve irade arasinda denge kurulmasini saglar. Bu sebeple kisilerin ögrenim seviyelerine paralel sekilde ahlâk ve karakter egitiminin de yapilmasi gerekir. Islâm kaynaklarindaki ortak anlayisa göre egitim ve ögretim bütün hayat boyunca devam etmesi gereken bir süreç olup amaci bireyleri ve toplumlari gerçek inanca, dogru bilgiye ve erdemli yasayisa ulastirmaktir. Bu sebeple egitimciler her çocugu ebeveynine, egitimciye ve topluma emanet edilmis, korunmasi ve gelistirilmesi gereken bir varlik olarak görmüstür. Islâm’da çocuklarin egitim ve ögretimi için -birçogu günümüz pedagoji biliminde de önemini koruyan- ilkeler ve kurallar konmustur. Meselâ zihin ve davranis egitimine esit derecede önem verilmesi, egitimde firsat esitligi saglanmasi, çocugun egitim yasinin dikkate alinarak zihinsel yetenegine göre bilgi ve davranis egitimi verilmesi, çocugun arsizlasmasina, dolayisiyla sahsiyetinin asinmasina yol açacak tutumlardan sakinilmasi, basarinin ödüllendirilmesi, basarisizlik ve yanlisliklarin pedagojik esaslara göre düzeltilmesi, cezalandirmada acele edilmemesi Islâm egitimi kaynaklarindaki ortak ilke ve yöntemlerden bazilaridir. Müslüman egitimciler özellikle hosgörü, sevgi ve sefkatin egitimde degismez ilkeler olarak benimsenmesi, zorunlu olmadigi sürece ögrenciye sert muamele yapilmamasi hususunda görüs birligine varmis, basarisizligin sürmesi durumunda uyaridan baslayip giderek sertlesen bir ceza yöntemi uygulanmasini faydali görmüstür. (Bkz. Diyanet Islam Ansiklopedisi Talim ve Terbiye)

Herkesin bildigi bir söz vardir: “Egitim ailede baslar”. Her aile basarili çocuklar yetistirmek ister. Bunu gerçeklestirmek için çocuguna her türlü imkâni hazirlar. Ancak unutulmamasi gereken bir konu daha vardir ki, o da çocugun kimlik gelisimidir. Çocugun içinde bulundugu dönemi nasil atlattigi çocugun hayatta kazanacagi basarilari kadar önemlidir. Çocuk gerçekten de aileyi yansitir. Ailedeki bireylerin kisilik yapisi çocugun kisilik yapisini sekillendirir. Ailenin çocuga verdigi egitimle çocugun kisilik yapisi sekillenecekse aile çocuga nasil bir egitim vermeli?... Öncelikle her aile çocuklarini ayri bir birey olarak görüp kisiliklerine, bagimsizliklarina saygi duymalidir. Bunu yapmak için iletisim çok önemlidir. Her seyden önce etkin dinlemenin bilinmesi gerekmektedir. "Egitimin en iyi gerçeklestirilecegi yer ailedir. Insanlar¸ temel degerlerini yeni nesillere aile araciligi ile aktarir. Birey¸ ilk dinî ve ahlâkî bilgi ve tutumlari ailesinden ögrenir." (Mehmet Zeki Aydin, Kategoriler, 168. sayi)

Gençlik dönemi; insan hayatinin en önemli, en kritik ve en sorunlu dönemidir. Çünkü genç insan; fizyolojik, ruhsal, duygusal, egitim ve ögretim, edep ve ahlâk, kültür ve aliskanlik bakimindan gelisim, degisim ve etkilesim sürecindedir. Insan gelecegini bu dönemde kazanir, egitimini bu dönemde alir, isine ve meslegine bu dönemde sahip olur. Kimligini, karakterini ve kisiligini bu dönemde elde eder, iyi veya kötü aliskanliklari, faydali veya zararli bilgileri bu dönemde edinir, yuvasini bu dönemde kurar. Temizlik, disiplinli ve düzenli çalisma, anne-babaya, büyüklere ve çevreye saygi, hosgörü, sabir ve yardimlasma, insan, Peygamber ve Allah sevgisi, kurallara uyma, dogruluk, haktan yana olma ve Allah'a saygili olma bilinci gibi güzel erdemler bu dönemde kazanilir ve sonraki dönemlere tasinir. Eger genç temel egitimini aileden iyi ve güzel bir sekilde almissa bu dönemini daha faydali ve yararli bir sekilde geçirecektir. Aksi halde bu dönemi de problemli geçecek, kendisine ve topluma zarar verecektir.

Gençleri olumsuz yönde etkileyen faktörlerin disinda onlara dogrudan zarar veren, alismalari hâlinde kurtulmasi çok zor olan ve tedavi gerektiren zararli aliskanliklar da vardir. Bunlarin en yaygin olanlarini; alkol, uyusturucu, kumar, fuhus ve sigara olarak siralayabiliriz. Gençlere sahip olma, onlara iyi bir egitim ve terbiye verme, onlari kötü aliskanliklardan koruma bakimindan anne-babalara, egitim ve ögretim kurumlarindan daha fazla görevler düsmektedir. Özellikle ailenin buradaki rolü ve etkisi çok önemlidir. Kisinin aileden aldigi egitim onun karakterini olusturur ve huy halini alir.

Islâm’da aile Hristiyanlikta oldugu gibi tamamen dinî bir kurum olmasa bile yine de bu birlige büyük önem verilmis ve insanlarin aile kurmalari birçok âyet ve hadislerle tesvik edilmistir. Aile hem kisinin huzur buldugu bir ortam, hem neslin devami için bir vesile, hem de kisiyi dince günah sayilan çesitli kötülüklerden alikoyan bir vasitadir. “Kaynasmaniz için size kendi (cinsi) nizden esler yaratip aranizda sevgi ve merhamet var etmesi de O'nun (varliginin) delillerindendir. Dogrusu bunda, iyi düsünen bir kavim için ibretler vardir”.        (Rum, 30/21) “Allah size kendi nefislerinizden esler yaratti, eslerinizden de sizin için ogullar ve torunlar yaratti ve sizi temiz gidalarla riziklandirdi…” (Nahl, 16/72) “Nikâh benim sünnetimdendir. Kim benim sünnetimi uygulamazsa benden degildir. Evleniniz, ben diger ümmetlere karsi sizin çoklugunuzla iftihar ederim...” (Ibn Mâce, “Nikâḥ”,1) Islâm hukukçulari evlenmenin dinî hükmünün çesitli durumlara göre farz, sünnet, mubah, mekruh ve haram oldugunu belirtmislerdir.

Islâm hukuku bakimindan kadin ve erkek esas itibariyle esittir. Ayni sekilde, kadin olma kisinin ehliyeti üzerinde de olumsuz bir etki yapmaz; tam ehliyetli sayilmak için kiside bulunmasi gereken nitelikler bakimindan kadin ve erkek ayni durumdadir. Ailede her ikisine düsen görevlerde biraz farklilik vardir. Anne genel olarak ev ve çocuklarla, baba daha çok ailenin nafakasini teminle sorumludur. Çocuk egitiminde ikisine de görev düsmektedir. Ancak, annenin rolü daha büyüktür ve dolayisiyla önemlidir. Çünkü çocugu doguran, emziren ve onunla en çok zaman geçiren annedir. Dolayisiyla annenin kültürlü, bilinçli olmasi çok önemlidir. Zira gelecegin neslini yetistirecek olan onlardir. Burada babanin rolü de önemlidir. Babanin da üzerine düseni yapmasi gerekir.

Ailede ögrenilen bilgiler kiside huy ve ahlak halini almakta ve gelecek hayatinda çok etkili olmaktadir demistik. Ailenin disindaki kurumlarda ögrenilen bilgiler genel olarak bilgiden öteye geçememektedir. Kisi elbette ki baska yerlerde de birçok bilgi sahibi olacaktir, olmaktadir. Bu bilgiler ailede ilk ögrenilen bilgiler gibi kalici ve sürekli olmamaktadir. Okulda ögrenci birçok bilgiyi ögreniyor ama birçogunu uygulamiyor, hatta tam tersi hareketlerde bulunabiliyor. Bu nedenle ailede ögrenilen bilgiler çok önemli ve kalicidir. Aile kuracak insanlarin egitimi çok önemlidir. Millet olarak bunu önemsemek durumundayiz. Aksi halde aile yok olursa toplum ve millet de yok olacaktir. Bugün Avrupa ve batili devletlerin birçogunda aile dagildigi için bu sorunu yasiyor. Aile egitimine gerekli önem ve itinayi göstermek zorundayiz.

Bunun için aile kuracak gençler için okullarda dersler konulmali ve halk egitim merkezlerinde kurslar açilmalidir. STK larin bu konuda kurs açmasi tesvik edilmelidir. Ayni zamanda bu kurslar ciddi bir sekilde kontrol edilmeli. Gençler bu konuda detayli bir sekilde bilgilendirilmelidir. Özellikle dinimizin temel esaslari, degerlerimiz, gelenek ve göreneklerimiz ögretilmelidir. Bu bilgiler sadece teori düzeyinde kalmamali, mümkün oldugu kadar pratik yönü de verilmelidir. Aile ziyaretleri yapilmali veya tecrübeli aileler ögrencilerle bulusturulup bu konuda uygulama yapilmalidir. Hatta evlenecek gençler için aile okullari açilip burada belirli bir egitimden sonra sertifika almalari saglanmalidir. Asgari sartlarda egitim almayanlarin evlenmelerine izin verilmemelidir. Güçlü bir toplum güçlü bir aileden dogar. Temel saglam olmadigi zaman oradan yetisen neslin saglam olmasi da mümkün degildir. Bizim dinimize göre en hayirli islerden biri de hayirli evlat yetistirmektir. Gelecegimizin iyiligi ve garantisi için çocuklarimiza gereken önemi vermek ve onlari günün sartlarina göre yetistirmek durumundayiz. Yoksa yok olmak durumundayiz.

Hüseyin KUBAT

 

YORUMLAR
Eyüp Polat
24.2.2021 23:40

Hüseyin Kubat kardesim yazinizin ana temasi çok güzel,teori olarak da çogu seyleri dile getirmissiniz eyvallah,ancak bugün Türkiye'nin ve bir çok Islam ülkesinin sorunu teoriden çok pratikte hep patinaj yapmalaridir,benim acizane gorusum egitimi bagimsiz bir yapiya kavusturmadigimiz sürece ne kadar teori üretir isek üretelim pratikte karsilik bulmayacaktir,bugün az gelismis daha dogrusu Islam beldelerinin temel sorunu egitim ve ogretimlerini küresel emperyalist blogun etki alanindan çikarip Hürriyet adalet ,hak hukuk,ilim irfan,vedahi iman esaslari üzerine bina etmedigimiz sürece bütün çabalar beyhude olacaktir,bir takim bireysel gelismelerin olmasi toplumsal çürümüslügün ve kokusmuslugun önüne gecemiyecektir.selametle

M. Kamuran TÜRKER
24.2.2021 23:34

👍 👍 👍

YENİ YORUM YAP
güvenlik Kodu
EDİTÖRDEN
Bizimle sosyal ağlarda bağlantı kurun!