El Mecmu'u'l-Fikhî - Imam Zeyd b. Ali b.Hüseyin

KITAP TANITIMI: El Mecmu'u'l-Fikhî-Imam Zeyd b.Ali b.Hüseyin Tercüme: Dr.Ahmed BAKKAR - Cesim ZEYDANLI
El Mecmu'u'l-Fikhî - Imam Zeyd b. Ali b.Hüseyin
Cesim ZEYDANLI
Cesim ZEYDANLI
Eklenme Tarihi : 29.01.2022
Okunma Sayısı : 1999

ÖNSÖZ

Bismillahirrahmanirrahim

Hamd, Kalplerimizi Kur’an-i Kerim ve Hz. Muhammed (s.a.a.)’in sünnet-i seniyesinde birlestiren Âlemlerin Rabbi Allah (c.c.)’a dir.

Ehl-i beyt’ine muhabbeti,kendisine muhabbetten ayirmayan Habib-i Kibriya’ya ve Onun Ehl-i Beytine, Âl-i Abasina, Ashabina salât ü selâm olsun.

Islâm’da Kur’an ve Allah Resûlünün sünneti dinî hükümlerin aslî iki kaynagi ve belirleyicisidir. Kur’an’in ifadesi ile “Ayriliga düstügünüz bütün konularda (dogru) hüküm Allah'a aittir.”(Surâ:42/10). Bu ifade sadece Kur’an’i degil sünneti de kapsamaktadir. Çünkü Kur’an’in diger bir ifadesi ile de “Allah ve Resûlü bir ise hükmettigi zaman, hiçbir mümin erkek ve mümin kadin için islerinde seçme haklari yoktur.”(Ahzab: 33/36)

Kur’an’i anlamaya çalismak, her Müslümanin birinci derece görevidir. Bu görevi terk eden kisi dinin en önemli kat’i emrini, hatta dinin kendisini terk etmis olur. Kur’an’in anlasilmasinda en dogru yol, Resûllullah’in (s.a.a.) sünneti ve içtihatlardir. Çünkü Resûllullah’in (s.a.a.) hadisleri sünneti ve içtihatlari, Kur’an’in en dogru sekilde anlasilmasini ve uygulanmasini saglamistir. Bu bakimdan hadisleri ve efendimizin sünnetini terk etmek Kur’an’i terk etmek anlamina gelir.

Bu baglamda Resûllullah (s.a.a.) dönemine bakildiginda bu ayetlerin tezahürlerinden birçok örnekler görülmektedir. Sahabe, Kur’an ve sünnetin ahkâmi çerçevesinde hayatlarini yeniden tanzim etmeye gayret etmistir. Resûllullah (s.a.a.) kendisine gelen vahiy ve verilen görev ile fert ve toplumum hayatina dogrudan müdahale ederek degisim ve gelisim yirmi üç yil gibi bir sürede tamamlanarak din kemâle erdirilmistir. Tüm bu sürece bakildiginda su görülmektedir ki, sahabe vahyin dogrultusunda yasamaya gayret etmis, hükmünü bilmedigi veya hükmünde ihtilâf ettigi hususlari tefrika boyutuna tasimayip bilakis Allah (Kur’an)’a ve Resûlüne (s.a.a.) intikal ettirmistir.

Sahabe arasinda meydana gelen ihtilâflar hususunda bazen konu ile ilgili ayetler nazil olmus, bazen de Resûllullah (s.a.a.) ihtilâflari çözüme kavusturmustur. Bazi durumlarda da sahabe ile istisare etmeyi ihmal etmemistir. Resûllullah (s.a.a.) hayatta iken sahabenin kendi aralarinda ve hatta Resûllullah’a (s.a.a.) karsi farkli görüs beyani hiçbir zaman tefrikaya yol açmamis, Müslümanlar Kur’an ve sünnetin hükmüne razi olmuslardir. Resûllullah’in (s.a.a.) ihtilafli meseleler hakkinda ortaya koydugu hükmü sahabe kabul etmis ve kendi görüslerinden de aninda ve ebediyen vazgeçmislerdir.

Vahiy tamamlandiktan sonra Resûllullah’in (s.a.a.) vefati ile vahyin tefsiri mahiyetindeki sünnetin gelisi de son bulmustur.

Bilindigi gibi Müslümanlar Resûllullah’in (s.a.a.) vefatindan sonra hilafet merkezli fikrî bir ayriliga düsmüslerdir. Baslangiçta siyasi bir görünüm arz eden bu ihtilaf ve tefrika daha sonralari itikadi ve fikhî bir karaktere bürünerek günümüze kadar ulasan itikâdi ve amelî mezheplerin olusmasinda en büyük etkenlerden biri olmustur. Islâm ümmetinin vahdetine zarar veren günümüzde de devam ettirilen bu ihtilaf birçok acikli olayin yasanmasina sebep olmustur. Bu ihtilaf ve tefrikalar Müslümanlarin birligini parçalamak isteyenlerin çabalariyla günümüze kadar kat kat artarak gelmistir.

Fikhi mezhepler tedvin edilmeden önce tabiîn döneminde yasayan, Resûllullah’in (s.a.a.) torunu Sehit Imam Zeyd b. Ali (a.s.) bu ihtilaf ve tefrikanin Müslümanlarda olusturdugu aci ve tahribati görerek söyle sesleniyordu:

-Ben sizi Allah’in kitabina, O’nun Nebi'sinin sünnetine, bu sünneti yeniden ihyaya ve bidâtlari yok etmeye çagiriyorum. Vallahi Allah’in kitabi ve Resul’ünün sünnetini ikame ettikten sonra benim için bir ates tutusturulmus olsa, sonra o atesin içine düssem, bundan sonra da Allah’in rahmetine ulassam hiç aldiris etmem. Vallahi Mevlâ’dan isterdim ki; Süreyya yildizlarina elim yetse, sonra bu toprak üzerine veya herhangi bir yere düssem, sonra lime lime kesilsem dahi dilegim sadece sudur: Allah, Resûllullah’in (s.a.a.)  ümmetinin arasindaki ayriliklari kaldirip hepsini birlestirsin.[1]

Imam Zeyd b. Ali babasindan, onun da dedesi Imam Hüseyin b. Ali’den, onun da babasi müminlerin emiri Imam Hz. Ali’den, onun da âlemlerin Rabbi’nin habibi, Resûlü ve elçisi Hz. Muhammed (s.a.v.)’ den altin silsile yoluyla naklettigi, Ehl-i beyt’in ve ilk dönem Islam fikhinin ilk eseri sayilan El Mecmu’u’l-Fikhî adli eser incelendiginde Islam fikhinin kaynaginin Kur’an, Hz. Peygamber'in sünneti ve içtihatlari oldugu ve ilk dönemde Islam ümmeti arasinda bu konuda herhangi bir ihtilafin olmadigi da görülecektir.

El Mecmű’u’l-Fikhî eserinin Türkçeye çeviri çalismasinda, Suriye Sam Üniversitesi’nde tefsir ve hadis dalinda doktora yapan kardesimiz Dr.Ahmed Bakkar’in katkilariyla, ülkemizdeki ve yurt disindaki Islam âlimi ve akademisyenlerimizin, ailemiz ve aile fertlerimizin destekleriyle bu kiymetli eserin Arapça asli ile birlikte Türkçe çevirisini müminlerin istifadesine sunmaya gayret ettik. Eserde bir hata varsa bizden, basari Rabbimizdendir.

Bu çalismalar neticesinde bu eserin, Ümmetin vahdetine müspet katki saglamasini Rabbimizden niyaz eder, eserde emegi geçen herkese kalbi sükranlarimizi arz ederiz.

Cesim ZEYDANLI   1442 / 2021

Kitap Istek Için
Cesim ZEYDANLI
Iletisim: 0 505 832 33 33
E-mail: zeyd@zeyd.net

(Bu yazida yer alan fikirler yazara aittir. Hikmet Akademisi’nin bakis açisini yansitmayabilir.)


 

YORUMLAR
Mehmet Emin
12.2.2022 17:00

Kitabin ücretini ögrenebilir miyim?

YENİ YORUM YAP
güvenlik Kodu
EDİTÖRDEN
Bizimle sosyal ağlarda bağlantı kurun!