MOŞE'YE SELAM ÇAKMAK
Öncelikle selam vermek ile selam çakmanın farklılığını açıklayarak konuya girizgâh yapayım. Selam vermek; insani bir duygu, muhabbet gerektirir, selam çakmak ise emir eri olmayı.
***
israil Gazze’de soykırıma başladığında Linet Menaşi “Hamas katildir” diye twit atarken sanatçı olduğunu hatırlamamıştı nedense.
Damarlarındaki Yahudi kanı birden kabarmış ve çocukların öldürüldüğü, insan cesetlerinin sokak köpeklerince parçalandığı kirli ve acımasız bir katliamda taraf olduğunu açıkça ilan etmişti.
Savaş alanındaki Siyonist bir israil askerinden daha fazla etkiye sahip Menaşi’nin Ankara’da değil konser verecek olması, konser verme ihtimalini bile düşünmesi bence Anadolu insanı üzerinde bir deney yapma projesiydi. Konser alanının tahsisi de bu topraklardaki Sebatayist etkinin ne derece güçlü olduğunu gösteriyor.
Maslak’taki konserin duyarlı insanlar tarafından protesto edilmesi sırasında sosyal medya hesabından "Ben bir Türk vatandaşıyım, bir sanatçıyım. Ve bugüne kadar sadece sesimle var oldum. Sayın Cumhurbaşkanım, Sayın Emine Erdoğan Hanımefendi. Lütfen bana destek olun, rica ediyorum. Türkiye'ye sesleniyorum buradan: Bugüne kadar ben sadece sesimle var oldum ve bugünden sonra öyle olacak. Lütfen size rica ediyorum, bu davada beni yalnız bırakmayın." sözlerine inanan varsa beri gelsin.
Çünkü bu sözlere aklı başında olan sağduyulu hiçbir insan inanmadı.
Yüreğinde merhametten eser olan hiçbir insan inanmadı.
Kalbinde iman olan hiçbir Müslüman inanmadı.
Sokak hayvanlarını korumaya amade olmuş hiçbir hayvansever inanmadı. Ekolojik dengeyi korumayı yaşam ilkesi haline getiren hiçbir aktivist de inanmadı.
Sadece bir kişi hariç. O da buna inanmakla kalmayıp Linet ve Levy gibi isimlere sahip çıkarak Moşe ve Salamon’a selam gönderdi.
Evet evet, sadece bir kişi inandı. O da kimdi biliyor musunuz?
Naci Bostancı.
Naci Bey, sadece inanmakla da kalmadı, Menaşi’ye sahip çıkarak karşı çıkanları da ilkel kabilecilikle itham etti.
Naci Bey, gerçekten Menaşi’nin olaylarla ilgisi olmayacağına inanacak kadar saf mı, ki bu kadar saf ise Rektörlük makamında Bostan korkuluğu olarak oturuyordur, halefi Değerli Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin Bey’e selef olma ezilmişliğinin verdiği intikam duygusu mu, akıl tutulması mı, birine ödenmesi gereken bir diyet borcu mu var bilinmez ancak Anadolu irfanını ikbali uğruna çöp edecek bir paylaşıma imza attı.
Bir an için bunun sanat ve sanatçıya sahip çıkma adına duyarlılık paylaşımı olduğunu düşünelim. Safa yatıp geçmişine, cemayizelevveline bakalım Naci Bostancı Bey’in.
Gazze’de on binlerce çocuk ölürken, bombardıman enkazları arasında kadın ve çocuk çığlıkları yükselirken Naci Bostancı, torunlarına “dandini dandini dastana/ danalar girmiş bostana” ninnisini söylüyordu.
Gazzeli analar sokak köpekleri tarafından uzuvları koparılmış çocuklarının ceset parçalarını toplarken Naci Bey’in “anneler günü” mesajında kendilerine yer bulamıyorlar nedense.
Yüzlerce gazeteci korkak, acımasız ve kalleş israil askerine yakın mesafe kurşunuyla katledilirken, binlerce sağlık çalışanı katledilirken bizim Rektör Naci Bey’in aklına bir twit atmak gelmiyor.
Sırrı Süreya Önder, 1 Mayıs, 23 Nisan, Volkan Konak, Edip Akbayram… hepsine günü gününe bir gönderme var. Ancak Gazze dokunulması yasak mayın tarlası.
Birileri Naci Bostancı’nın sade ülke değerleriyle ilgili paylaşım yaptığını iddia edebilir. İşte tam zurnanın zart dediği yer burası.
Gazze ile ilgili paylaşım yapmaması değil bizi rahatsız eden, Yahudi seviciliğe soyunmasınadır Anadolu insanının öfkesi.
Menaşi israil askerini överken Naci Bostancı Bey’in aklına Menaşi’ye bir cevap yazmak gelmedi.
Menaşi’ye sahip çıkma adına konsere engel olanları ilkel kabilecilikle suçlamak, ikbal adına Moşe’ye selam çakmaktır.
Yazının orjinali için bakınız:https://dogruhaber.com.tr/moseye-selam-cakmak
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Hikmet Akademisi'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.