Bayram

Insanlik ciddi bir kriz içerisinde. Ilk bakista gözümüze çarpan iktisadi krizden ve pandemik travmadan daha derin ve özünde ahlaki bir kriz...
Bayram
Ümit AKTAS
Ümit AKTAS
Eklenme Tarihi : 9.07.2022
Okunma Sayısı : 897

Insanlik ciddi bir kriz içerisinde. Ilk bakista gözümüze çarpan iktisadi krizden ve pandemik travmadan daha derin ve özünde ahlaki bir kriz.

Bir yandan modernlesmenin parçaladigi, öte yandan ise ulusal sinirlar içerisinde baski altina alinan insanlar, verili tüm degerleri sorgulamaya basladiklari gibi, hayatlarina bir anlam katan dinî degerleri de sorgulamaktalar.

Çesitli nedenlerle bir pranga gibi ayaklarina baglanmis olan ulusal aidiyetleri asma ve özellikle de Batili ülkelere iltica çabalari ise, nispeten yasanabilir gibi gözüken bu ülkelerin sinirlarini kapatmasi ya da mültecileri dislamasiyla, büsbütün çaresizlesmeleriyle sonuçlanmakta.

Türkiye de, çesitli nedenlerle terk edilmek istenen ülkelerden birisi. Etnik, dinî, siyasi sorunlar bir yana, issizlik, çalisma sartlari, sehirlerde yasamanin bir azaba dönüstügü asiri ve denetimsiz büyümeye giderek gida ve çevre krizi de eklenmekte.

Özellikle de nitelikli insanlarin terk ettigi Türkiye, buna karsi çok daha fazla sayidaki mülteci tarafindan gerek geçis için, gerekse de ucuz isçi olarak kabullenildikleri yerleske olmak itibariyla tercih edilmekte. 

Hâl böyle iken, belli kesimler sanki hep ayni sartlarda yasamaktalarmis gibi, bir vurdumduymazlik hâli içerisinde bildikleri o mutena hayatlarini sürdürmeye devam etmekteler.

Sözgelimi milletvekilleri, temmuz ayi maas artislariyla, artik 40 bin yerine 56 bin lira maas alacaklar.

Cumhurbaskani Erdogan, gelen tepkiler üzerine kendi maas artisindan vazgeçse de, onun bu jestine, milletvekilleri katilmadilar.

Üstelik birçok milletvekili, anayasal esitlige aykiri bir biçimde, cari maaslari yaninda emekli maaslarini da almaktalar.

Zira sistem, biçimsel rutinini sürdürebilmek için vekilleri çesitli imtiyazlarla donatarak ve gönendirerek, kendisine baglamakta.

Onlar da giderek halkin degil sistemin vekillerine dönüsmekteler. Bu ise zaten etkisiz olan demokrasiyi daha da bir egemenler oyununa dönüstürmekte.

Olur olmaz meselelerde iktidara satasan muhalefet milletvekillerinin bu konuyu suskunlukla geçistirmeleri ise bir baska garabet.

Yoksa onlar da iktidar vekilleri gibi giderek içerisine gömüldügümüz krizin ciddiyetinin farkinda degiller mi?

Oysa Batili ülkelerde milletvekili ücretleri çalisanlarinkiyle neredeyse esit ve hatta bazi yerlerde daha da düsük.

Beri yandan asgari ücretin milletvekili ücretlerinin onda bir olmasi gibi akildisi bir esitsizlik de söz konusu degil.

 

Ne var ki sadece bununla kalmiyor, "sinifsiz imtiyazsiz" ülkemizin mümtaz vekilleri. Iktidar vekilleri(nin bir kismi) memleket ahalisi ekmek bulma derdindeyken, bu konular üzerinde mesai yapmak yerine, kendilerine açik hac kontenjanlarindan yararlanmak için meclisin de bir hafta erken tatiline de yol açacak bir biçimde Suudi Arabistan'in yolunu tutuyorlar.

Bu sorumsuzca girisimlerinden nasil bir fayda ummaktalar, Allah'in nasil bir lütfuna mazhar kilinacaklarini umuyorlar, bilinmez.

Oysa bu biçimsel dindarlik, günümüz sartlari içerisinde dinin özüne aykiri bir duyarsizlik kadar, toplumsal kosullara aldirissizligi da ele vermekte.

Bu ise dinin de ötesinde, demokrasinin ruhuna da aykiri bir kendini bilmezlik degil mi?

Oturup da ülkenin geldigi nokta ve bu gidisatin nasil önlenebilecegi üzerine mesai yapmak yerine, kimi hacca, kimi de tatil beldelerine giden vekiller sorumluluklarinin farkindalar mi acaba?

Yoksa artlarinda güllük gülistanlik bir ülke biraktiklarini mi düsünmekteler?

Yahut düsünecek çok daha önemli meseleleri mi var; bunun için mi gözlerden irak bir melce arayislari?

Yahut burada yapamadiklarini hac yoluyla bagislatabileceklerini mi düsünmekteler?..

Sadece vekiller degil tabi, halkin kendisinde de bu olagandisiligin üstesinden gelmeye dair bir emare gözükmemekte.

Sanki bir yil içinde fiyatlar birkaç kat artmamis ve dolayisiyla da halkin genis bir kesimi yoksullasmamis gibi olagan yasama biçimleri süregitmekte.

En azindan kurban (Allah'a yakinlasma) üzerinde, bu krizle birlikte bu yakinlasmanin nasil farkli bir anlama kavusturulabilecegine dair bir tefekkür gerekmez mi?

Yeryüzünde "halife" kilinmak, kendinden, toplumdan ve yeryüzünden sorumlu olmak, temelde bu anlama gelmekte degil mi?

Zira kurbanin Hz. Ibrahim'e dek varan kökensel anlami, insan kurbaninin, özellikle de çocuk (ilk çocuk) kurbaninin tanriyi hosnut kilacagi veya belalari def edecegi zannina dair toplumsal gelenegin, insan yerine hayvanin ikame edilmesiyle ortadan kaldirilmasini amaçlar.

Ancak Tanri'ya adanan bu kurbanin eti yakilmakta ve insanlarin faydasina sunulmamaktaydi. Iste bu gelenek de Islam ile birlikte ortadan kaldirilarak, kurbanlar yoksullarin ihtiyaçlarina hasredilmistir.

Günümüz için, nüfusun ve açligin ciddi bir sorun haline geldigi ve genel anlamda (küresel) bir gida ve beslenme krizine girildigi bu süreçte kurbanin, yani Allah'a yakinlasmanin ve yoksullugu önlemenin üzerinde yeniden düsünmek ve bununla ibadetler arasinda yeni destekleyici baglar kurmanin kaçinilmazligi da ortada.

Zira Hz. Ibrahim dönemi oldugu kadar, Hz. Muhammed'in dönemi de insanlik açisindan ciddi kriz dönemleriydi ve bu krizler her iki peygamber öncülügüyle insanlik için yeni yollar (sira'lar) açilarak atlatilabilmistir.

Simdilerde ise bu konuda tefekkür ve cehd yükümlülügü, günümüz insanliginin omuzlarindadir.

Tüm insanligin kurtulusunu müdrik olmayan ve bunu amaçlamayan çabalarin daha bastan akim kalacaginin bilinciyle, insanligi selamete kavusturacak yollar için Allah'a (Hakikate, Iyilige ve Dogruluga) yakinlasma çaba ve sorumlulugunu idrak eden müminlerin ve bu baglamda tüm insanligin bayramlarini tebrik ediyorum.

Not: Bu yazi 08.07.2022 tarihinde indyturk.com sitesinden alintilanmistir, yazinin orijinali için asagidaki linki tiklayiniz.

https://www.indyturk.com/node/528921/t%C3%BCrki%CC%87yeden-sesler/bayram

Bu yazida yer alan fikirler yazara aittir. Hikmet Akademisi’nin bakis açisini yansitmayabilir.

Fotograf: AA

YAZARA AİT BÜTÜN YAZILAR
1 Meal/Çeviri Çabaları ve Anlamanın Askıya Alınması2 İLK MÜSLÜMANLAR3 İSLAMCILIK ÜZERİNE4 Barış ve Şükran5 Düşündürücü Bir Veda6 Hakikat Nerede7 Savaş Siyasete Dahil(mi)dir8 Demokratik Konfederalizmden Demokratik Siyasete9 Öcalan’ın Çağrısı10 SÖZÜ SAVAŞA BENZER11 GAZZE VE SURİYE: BAĞIMSIZLIK VE ÖZGÜRLÜK12 Egemen bakışın açmazı13 Ezilenlerin çelişkisi14 Sömürgecilik15 Eleştirel özgürlük ve ahlak16 Gösteri Toplumu17 Göçmenler, köylüler ve madenler18 Trajik bir mesele olarak Filistin ve soytarılar19 Taha Abdurrahman20 Sörfçü ve göçebe21 Dayanışma ve kapitalistleşme22 Doğru soruları soramamak23 Göçmenler, kitleler ve linç kültürü24 Filistin direnişi ve sivil itaatsizlik25 Siyasal ahlak26 Fırtına öncesi sessizlik27 Her Dem Yeni Doğarız28 Nükleer silahlanma ve güç zehirlenmesi29 Adalet ve Hakkaniyete Dair30 Yollar ve tarihsicilik31 İhtişam ve sefalet32 İbrahim ve Odysseus33 Yoksullaşma tepkisi, Gazze öfkesi34 VİCDAN MAHKEMESİ35 Yaşama Sevinci36 Heterotopik bir mücadele alanı olarak başörtüsü37 Adaletin dağıtımı, dağıtımın adaleti38 Humeyni, devrim ve velayet-i fakihlik meselesi (2)39 Humeyni, devrim ve velayet-i fakihlik meselesi (1)40 Dilde yurtlanmak (1)41 Fair Play42 Neden43 Siyasal ihtiras44 FİLİSTİN VE HAC45 Sömürgecilik ve maduniyet46 Osmanlı ve cumhuriyet47 KURU OTLAR VE TAŞRA48 Sınırlarda dolaşmak49 İSRAİL50 Gazze'de dile gelen51 Filistin direnişi ve Hamas52 Yeni sömürgecilik53 Savaş ve barış54 Aykırı bir muhafazakâr: Heidegger55 Gandi ve şiddet dışı direniş56 Politikacı, göçmen ve şair57 Nietzsche, Tolstoy ve iyilik58 Trajedinin felsefesi: Dostoyevski ve Nietzsche59 Dini Anarşizim60 Jean Paul Sartre ve özgürlük61 Madunun dili, öfkesidir62 Göçebe tutum63 İttihatçılık ve demokrasi64 Boyun eğmeyen hayalperest: Franz Kafka65 Yollara çıkma vakti66 Müslümanlar, ahlak ve Avrupa67 Islam ve çagdaslik gerilimi68 Islamciligin sagcilasmasi ve ayrilan yollar69 ORUÇLA GELEN70 Pastorallik Fikri ve Raiyetten Insaniyete Dogru Siyaset71 Sessizlik ve Bagis72 Muvahhidden evrensele: Atasoy Müftüoglu (1)73 Paylasma ve Körlük74 Sedat Yenigün Üzerine75 Bayram76 Sorunsallikta Yasamak77 Cahillik78 Bulgur ve Adalet79 Din, Politika ve Felsefe80 20. Yüzyilin Paradigmasi ve Aliya81 Kamusallasma Sikintisi
YORUMLAR
YENİ YORUM YAP
güvenlik Kodu
EDİTÖRDEN
Bizimle sosyal ağlarda bağlantı kurun!