GAZZE VE SURİYE: BAĞIMSIZLIK VE ÖZGÜRLÜK

Filistin halkı yüz yıldır bağımsızlığı hayal ederken, bunun için çeşitli stratejiler kullanarak savaşmayı sürdürüyor. Yeryüzünde bağımsızlığı onun kadar hak eden başka bir toplum olmasa da, kendi topraklarındaki yaşama hakkının bir türlü güvencelenemediği bir biçimde, adeta hep bir bıçak sırtında sürdürülen bir mücadele bu. Üstelik giderek daha da yalnızlaştıkları halde dirençlerini ve umutlarını koruyor ve her şeye rağmen asla pes etmiyorlar.
GAZZE VE SURİYE: BAĞIMSIZLIK VE ÖZGÜRLÜK
Ümit AKTAS
Ümit AKTAS
Eklenme Tarihi : 28.01.2025
Okunma Sayısı : 449

GAZZE VE SURİYE: BAĞIMSIZLIK VE ÖZGÜRLÜK

Filistin halkı yüz yıldır bağımsızlığı hayal ederken, bunun için çeşitli stratejiler kullanarak savaşmayı sürdürüyor. Yeryüzünde bağımsızlığı onun kadar hak eden başka bir toplum olmasa da, kendi topraklarındaki yaşama hakkının bir türlü güvencelenemediği bir biçimde, adeta hep bir bıçak sırtında sürdürülen bir mücadele bu. Üstelik giderek daha da yalnızlaştıkları halde dirençlerini ve umutlarını koruyor ve her şeye rağmen asla pes etmiyorlar. 

Bir savaş sürecinin daha sonunda, oldukça önemli kayıplar verilse de bu savaşın gerçek galibi onlar ve bu açıdan takdire şayan bir direniş örneği verdiler. Dost bildikleri ülkeler onları giderek daha da yalnız bıraksalar da yeryüzünün muhtelif ülkelerindeki duyarlı insanlar desteklerini esirgemediler. Üniversitelerde, meydanlarda, limanlarda, meclislerde ve cephelerde onların yanında oldular. Cezayir, Bolivya, Kolombiya, Venezuela, Güney Afrika, İspanya, Malezya gibi ülkeler İsrail’le ilişkilerini kestiler. Buna mukabil İslam İşbirliği Teşkilatı bir yaptırım kararı bile çıkaramadı.

İsrail’de bile birçok insan savaşı protesto ederken, İspanya’da liman işçileri İsrail’e gönderilen silahları gemilere yüklemezken, Vatikan bu soykırım karşısında sesini yükseltirken, maalesef birçok Müslüman ülke sessiz kaldı ve hatta bazıları açıkça İsrail’e destek verdi.

Husiler, İsrail’in birincil ihtiyacı olan petrolün Kızıldeniz üzerinden sevkiyatını önlerken, Azerbaycan bu ihtiyacı Türkiye üzerinden karşılamayı sürdürdü ve Türkiye de, onca protestoya karşı bu sevkiyatın naklinde aracılıktan vazgeçmedi. Bununla da kalmadı, İsrail’in sair birçok ihtiyacını da çeşitli kamuflajlarla tedarik etmeyi sürdürdü. 

Beklenmedik bir biçimde bu savaş, İran ve Rusya’nın kendi ülkelerini koruma endişesiyle Suriye’den çekilmesiyle, sadece Gazze halkının değil, Suriye halkının da zaferiyle sonuçlandı. Bölgedeki diktatörlüklerden birisinin daha yıkıldığı bu beklenmedik sonuç, Kürt halkı açısından da barışa ve özgürlüğe doğru giden bir süreci başlattı. Umulur ki bu gelişmeler bir kazaya uğramaksızın devam eder ve bölgedeki diktatörlüklerin sonunu getirecek olan bir süreci tetikler.

Böylece hayat, sürprizlere açıklığını bir kez daha ortaya koyarken, bu bağlamda tâbi tutulduğumuz imtihanlar sebebiyle kimi yüzler ağarırken kimileri de kararmaya devam ediyor. Kimisi de belli bir utanmazlık içerisinde, yaşanılan durum her ne olursa olsun, Ali’nin ibadetinden eksilmezken Muaviye’nin sofrasını da kaçırmıyor; bir halk deyimiyle, çobanla ağlayıp kurtla tıkınıyor. 

Bu ikiyüzlülüğe en son Galata mitinginde de şahit olundu. İktidar yanlısı SDK’lar (sivil devlet kurumları) Gazze için miting yaparken, aynı gün bir avuç protestocu Bakü-Ceyhan hattından İsrail’e can suyu olan petrolün yüklemesinin yapıldığı limanda protesto eylemi yapıyordu. Binlerce kişinin katıldığı Galata mitingini yapanlar ise tüm bu olup bitenden habersizmişçesine sadece bir tuluat ortaya koyarken, İspanya ve hatta Yunanistan’daki liman işçileri, kendi ülkelerindeki yüklemelere izin vermemiş, yani mış gibi yapmamışlardı. Birçok ülke bu süreçte İsrail’le ilişkisini bile keserken, Türkiye’deki ikiyüzlülük, muhafazakâr bir riyakârlıkla tavrını sürdürmekte bir beis görmedi. 

Ve aynı riyakârlık, Suriye’de olduğu gibi Gazze’de de zafer payını almak için itiş kakışla en öne geçmeyi de becerdi. Oysa Suriye’nin yıkımında en az İran ve Esed kadar olup bitenden sorumluydu. Gazze savaşında ise İsrail’i ayakta tutan iki kaynaktan birisi ABD silahları iken, ikincisi ise Bakü-Ceyhan hattından kesintisiz bir biçimde tedariki sürdürülen petroldü.

Sonuçta ise Gazze halkının, yenilmese de ciddi bir yıkım yaşadığı ortada. Gazze halkının direnişini sürdürebilmesinde İran, Hizbullah ve Husilerin destekleri görmezlikten gelinemez. İsrail ise onca gücüne ve desteğe karşı zafer kazanamadığı gibi psikolojik bir yılgınlık içerisinde. Ona rağmen son bir hamleyle Suriye’deki işgalini daha da genişletti ve Suriye ise bu konuda sessiz kaldı. Kaldı çünkü onun zaferi ABD, İsrail ve Türkiye cephesine kayıtlı. 

Bu kayıtlılık nasıl aşılacak, aşılabilecek mi, bunu süreç içerisinde görebileceğiz. Daha şimdiden borçlanılmışlıkla malül bu zafer, maalesef ki Gazze halkının alnında parıldayan o boyun eğmezlik vasfından yoksun ve şaibeli. Dolayısıyla da Suriye halkı bağımsız olsa da henüz özgür değilken, Gazze halkı ise tam olarak bağımsız olamasa da özgür bir halk. 

Yazının orjinali için bakınız:https://www.haberdurus.com/kose-yazilari/gazze_ve_suriye_bagimsizlik_ve_ozgurluk-4653.html

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Hikmet Akademisi'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

YAZARA AİT BÜTÜN YAZILAR
1 İMRALI’YA GİTMEK2 Küresel Statükonun Sarsılması ve Zohran Mamdani3 İki Direniş Biçimi ve Barış4 Gazze, Rojava ve Zeytin Ağacı5 Türkiye ve İsrail6 Gazze ve Dost Bildiklerin Sessizliği7 NEOFAŞİZM8 Başka Türlü Yapmak9 Yozlaşma ve Çöküş10 Silahları Yakmak11 İsyan Bile Değil12 Küresel Savaş ve Stratejik Akıl13 Meal/Çeviri Çabaları ve Anlamanın Askıya Alınması14 İLK MÜSLÜMANLAR15 İSLAMCILIK ÜZERİNE16 Barış ve Şükran17 Düşündürücü Bir Veda18 Hakikat Nerede19 Savaş Siyasete Dahil(mi)dir20 Demokratik Konfederalizmden Demokratik Siyasete21 Öcalan’ın Çağrısı22 SÖZÜ SAVAŞA BENZER23 GAZZE VE SURİYE: BAĞIMSIZLIK VE ÖZGÜRLÜK24 Egemen bakışın açmazı25 Ezilenlerin çelişkisi26 Sömürgecilik27 Eleştirel özgürlük ve ahlak28 Gösteri Toplumu29 Göçmenler, köylüler ve madenler30 Trajik bir mesele olarak Filistin ve soytarılar31 Taha Abdurrahman32 Sörfçü ve göçebe33 Dayanışma ve kapitalistleşme34 Doğru soruları soramamak35 Göçmenler, kitleler ve linç kültürü36 Filistin direnişi ve sivil itaatsizlik37 Siyasal ahlak38 Fırtına öncesi sessizlik39 Her Dem Yeni Doğarız40 Nükleer silahlanma ve güç zehirlenmesi41 Adalet ve Hakkaniyete Dair42 Yollar ve tarihsicilik43 İhtişam ve sefalet44 İbrahim ve Odysseus45 Yoksullaşma tepkisi, Gazze öfkesi46 VİCDAN MAHKEMESİ47 Yaşama Sevinci48 Heterotopik bir mücadele alanı olarak başörtüsü49 Adaletin dağıtımı, dağıtımın adaleti50 Humeyni, devrim ve velayet-i fakihlik meselesi (2)51 Humeyni, devrim ve velayet-i fakihlik meselesi (1)52 Dilde yurtlanmak (1)53 Fair Play54 Neden55 Siyasal ihtiras56 FİLİSTİN VE HAC57 Sömürgecilik ve maduniyet58 Osmanlı ve cumhuriyet59 KURU OTLAR VE TAŞRA60 Sınırlarda dolaşmak61 İSRAİL62 Gazze'de dile gelen63 Filistin direnişi ve Hamas64 Yeni sömürgecilik65 Savaş ve barış66 Aykırı bir muhafazakâr: Heidegger67 Gandi ve şiddet dışı direniş68 Politikacı, göçmen ve şair69 Nietzsche, Tolstoy ve iyilik70 Trajedinin felsefesi: Dostoyevski ve Nietzsche71 Dini Anarşizim72 Jean Paul Sartre ve özgürlük73 Madunun dili, öfkesidir74 Göçebe tutum75 İttihatçılık ve demokrasi76 Boyun eğmeyen hayalperest: Franz Kafka77 Yollara çıkma vakti78 Müslümanlar, ahlak ve Avrupa79 Islam ve çagdaslik gerilimi80 Islamciligin sagcilasmasi ve ayrilan yollar81 ORUÇLA GELEN82 Pastorallik Fikri ve Raiyetten Insaniyete Dogru Siyaset83 Sessizlik ve Bagis84 Muvahhidden evrensele: Atasoy Müftüoglu (1)85 Paylasma ve Körlük86 Sedat Yenigün Üzerine87 Bayram88 Sorunsallikta Yasamak89 Cahillik90 Bulgur ve Adalet91 Din, Politika ve Felsefe92 20. Yüzyilin Paradigmasi ve Aliya93 Kamusallasma Sikintisi
YORUMLAR
YENİ YORUM YAP
güvenlik Kodu
EDİTÖRDEN
Bizimle sosyal ağlarda bağlantı kurun!